16 Eylül 2024 Pazartesi

DEM Parti: Barış ve adalet için kayıpların akıbeti ortaya çıkarılmalı

30 Ağustos "Uluslararası Zorla Kaybedilme Mağdurları Günü"ne ilişkin yazılı açıklama yapan DEM Parti Hukuk Komisyonu, "Zorla kaybetmelerle ilgili hakikat ve araştırma komisyonları kurulmalı, kayıp yakınları için hakikat ve yas tutma hakkı başta olmak üzere onarıcı adalet mekanizmaları oluşturulmalı ve açılan davalardaki cezasızlık politikalarına son verilmelidir" ifadelerini kullandı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eş Sözcüleri Sevda Çelik Özbingöl ve Öztürk Türkdoğan, 30 Ağustos "Uluslararası Zorla Kaybedilme Mağdurları Günü"ne ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda 2006 yılında "Herkesin Zorla Kayıp Edilmeye Karşı Korunmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme"sinin kabul edildiği ve sözleşmenin 2010 yılında yürürlüğe girdiği belirtilen açıklamada, "Ancak Türkiye, hakikat ve barış hakkından kaçtığı için sözleşmeye taraf olmamıştır" denildi.

Açıklama şöyle devam etti: "Taraf olması halinde Türkiye'nin zorla kaybetmeyi suç olarak düzenleme, yargılama ve cezalandırma, kayıpları soruşturma, zorla kaybedilmeyi önleme ve kayıplarla ilgili izleme mekanizması kurma, mağdurların zararlarını tazmin etme ve onarma gibi pek çok yükümlülüğü olacaktır. Oysa Türkiye bırakın bu yükümlülükleri yerine getirmeyi, Galatasaray Meydanı'nda Cumartesi Annelerinin/insanlarının/hak savunucularının basın açıklamasını 700. haftadan itibaren yasaklayarak engellemiş, ters kelepçeyle gözaltı yaparak bu hukuksuzluğu 2024'e kadar sürdürmüş, ardından bu açıklamaları 10 kişiyle sınırlandırmıştır. JİTEM'in 90'lı yıllarda devlet adına gerçekleştirdiği işkence, gözaltında kayıp ve yargısız infazlarla ilgili 2000'li yıllarda açılan 'yüzleşme davaları'nda bizler hakikati ortaya çıkarmaya çabalasak da zaman aşımından düşme veya beraat gibi kararlar verilerek cezasızlık politikası uygulanmıştır. 2016'daki darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL ve devamında ise gözaltında kaybetme vakaları yaşanmaya başlamıştır. Her yıl yüzlerce kişi kayıt dışı gözaltına alınarak işkence ve kötü muameleye uğramaktadır."

'KAYIPLARIN AKIBETİ ORTAYA ÇIKARILMALI'
Toplumsal barış ve adalet için kayıpların akıbetinin ortaya çıkarılması ve kayıp yakınlarının acısını hafifletecek bir adalet mekanizması geliştirilmesi gerektiği kaydedilen açıklamada, "'Herkesin Zorla Kaybedilmeye Karşı Korunmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme'ye taraf olmak için gerekli çalışmalar yapılmalı, zorla kaybetmelerle ilgili hakikat ve araştırma komisyonları kurulmalı, kayıp yakınları için hakikat ve yas tutma hakkı başta olmak üzere onarıcı adalet mekanizmaları oluşturulmalı ve açılan davalardaki cezasızlık politikalarına son verilmelidir. Galatasaray Lisesi önü tümüyle Cumartesi Annelerine açılmalıdır. En önemlisi de çoklu insan hakları ihlallerine sebep olan çatışma ortamından vazgeçilerek Kürt sorununun kalıcı barışla çözümüne dair gerekli adımlar atılmalıdır" denildi.