22 Kasım 2024 Cuma

Cumartesi Anneleri: Kulp'ta kaybedilen 11 köylü için adalet istiyoruz

Cumartesi Anneleri 1020. hafta eyleminde Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde 1993 yılında gözaltında kaybedilen 11 köylü için adalet istedi.

Cumartesi Anneleri, 1020. hafta eyleminde bir kez daha Galatasaray Meydanını çevreleyen polis bariyerleri önünde yan yana geldi. Eylemde, gözaltında kaybedilenlerin fotoğrafları ve karanfiller taşındı.

Cumartesi Anneleri adına basın açıklamasını okuyan Nuray Çevirmen, Diyarbakır'ın Kulp ilçesindeki Alaca köyünde gözaltında kaybedilen 11 köylünün hikayesini kamuoyuyla paylaştı.

"8 Ekim -25 Ekim 1993 tarihleri arasında General Yavuz Ertürk Komutasındaki Bolu Tugayı tarafından yürütülen askeri operasyonda Kulp ve Muş'a bağlı dağınık köy ve mezralardan çok sayıda köylü gözaltına alındı" diyen Çevirmen, gözaltına alınan köylülerin iki hafta süren operasyon boyunca askerlerin konuşlandığı Alaca köyünde tutulduğunu belirtti. Operasyonda gözaltına alınana bazı köylüler serbest bırakılırken 11 köylüden bir daha haber alınamadığını söyleyen Çevirmen, köylülerin ailelerin yaptığı hiçbir başvurudan sonuç alamadığını kaydetti.

'2004 YILINDA İNSAN KEMİKLERİ BULUNDU'
"Diyarbakır DGM Başsavcılığı etkin bir soruşturma yapmadan 29 Nisan 1997 tarihinde dosyada takipsizlik kararı verdi. Oysa AİHM, 31 Mayıs 2001 tarihli kararında Türkiye'yi 11 kayıp kişinin ölümünden sorumlu olduğu ve etkili bir soruşturma yürütmediği için mahkum etti" diyen Çevirmen, uzun süre boyunca yasak bölge ilan edilen Kepir mezrasında 2004 yılında insan kemikleri bulunduğunu ve yapılan incelemeler sonucu kemiklerin kayıp köylülere ait olduğunun kesinleştiğini aktardı.

'ZAMANAŞIMIYLA KAPATILDI'
Ailelerin ısrarlı başvuruları sonucu 2013 yılında yeniden açılan soruşturmada Diyarbakır Savcılığının düzenlediği iddianamenin kabul edildiğini ve Tuğgeneral Yavuz Ertürk hakkında 11 kez müebbet ve 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldığını kaydeden Çevirmen, şöyle devam etti: "Ancak köylülere ait kalıntıların bir toplu mezarda bulunmasına, AİHM'in mahkumiyet kararına, TBMM raporuna rağmen Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dava 19 Eylül 2018 tarihinde sanığın beraati ile sonuçlandı. Ailelerin istinaf başvuruları reddedildi. Bunun üzerine aileler temyiz talebiyle Yargıtay'a başvurdu. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, inceleme tamamlanmadan, evrensel hukuku yok sayarak 19 Mart 2024 tarihinde dosyada zamanaşımından düşme kararı verdi. Aileler, aynı yıl Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu."

Çevirmen, "Kaç yıl geçerse geçsin; Mehmet Salih Akdeniz, Celi Aziz Aydoğdu, Behçet Tutuş, Mehmet Şerif Avar, Hasan Avar, Bahri Şimşek, Mehmet Şah Atala, Turan Demir, Abdo Yamuk, Nusreddin Yerlikaya, Ümit Taş için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.

Eylem, Galatasaray Meydanında karanfillerin atılmasıyla son buldu.