5 Ekim 2024 Cumartesi

COP26 Türkiye Koalisyonu: Gezegenin ortak geleceği için birlikte mücadeleye

COP26 Türkiye Koalisyonu, 6 Kasım'da Küresel İklim Eylemi Günü'nde sokaklarda olacaklarını, 7-10 Kasım'da da Halkların İklim Zirvesi'nde olacaklarını söyledi. İklim krizine karşı mücadele için yarının çok geç olduğu vurgulanan açıklamada, gezegen için birlikte mücadele çağrısı yapıldı. 

26. Taraflar Konferansı (COP26) Türkiye Koalisyonu, salgın gerekçesiyle bir yıl ertelemenin ardından 1 Kasım'da İskoçya'nın Glasgow kentinde başlayan COP26'ya ilişkin tutum belgesinin açıkladı.

Devletlerin siyasetsizliği ve eylemsizliğini protesto etmek ve halkın kendi siyasal gücünü büyütecek bir iklim hareketini geliştirmek üzere farklı ülkelerde bir araya gelen COP26 Koalisyonları iklim zirvesi sırasında eşzamanlı eylemler düzenleyeceğini duyurdu.

'6 KASIM'DA SOKAKLARDAYIZ'
Türkiye'deki emekçiler, gençler, kadınlar, LGBTİ+lar, kısacası yaşamları tarumar edilen ve geleceğinden kaygı duyanlar olarak halkların iklim hareketine katılacaklarını belirten COP26, Türkiye'deki yaşam savunucuları olarak 6 Kasım'da Küresel İklim Eylemi Günü'nde sokaklarda olacaklarını, 7-10 Kasım'da da Halkların İklim Zirvesi'nde olacaklarını söyledi. 

Türkiye'nin iklim krizinden en çok etkilenen ve etkilenecek bölgelerden birinde yer aldığına dikkat çekilen metinde, bu gerçekliğe rağmen, hükümetin, Paris Anlaşması'na taraf olmak için verdiği "ulusal katkı beyanı"nda azaltmak bir yana 2030'da 2012'nin iki katından fazla karbon emisyonu yapma sözü verdiğine dikkat çekildi ve  anlaşmaya taraf olan hiçbir ülkenin de bugüne kadar sözünü tutmadığı hatırlatıldı. 

'İKLİM KRİZİNE KARŞI MÜCADELEDE YARIN ÇOK GEÇ'
Halkların iklim taahhüdünü gerçek kılmanın ne kadar zaruri olduğunun bir kez daha gözler önüne serildiğinin altı çizilen açıklamada, "Madencilik faaliyetleri, Türkiye'de tüm bölgeleri kapsayacak şekilde çoğalıyor. Buralar, yerli ya da uluslararası sermayenin yatırım alanları olarak görülüyor, tarım arazileri imara açılıyor, yeraltı ve yerüstü sularının ve canlı yaşamının üzerindeki etkileri dikkate alınmıyor. Göller ve nehirler kuruyor, henüz kurumamış olanlar da inşaat projelerinin tehditleriyle karşı karşıya. 2021 yılında Türkiye'de ortaya çıkan yangınlar, uzun zamandır süren kuraklık ve seller, iklim krizine karşı verilecek mücadele için yarının çok geç olacağını yakıcı bir şekilde bize söylüyor" denildi.

'SAVAŞ VE İKLİM KRİZİ NEDENİYLE GÖÇLER SÜRÜYOR'
"Yenilenebilir" adı altında enerji yatırımlarının, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de arttığına dikkat çekilen metinde şöyle devam edildi: "Kuş göç yolları, tarım arazileri, ormanlık alanlar, köyler bu JES, RES ve GES ‘yenilenebilir enerji' yatırımlarının tehdidi altında. Bu enerji akışının ekonomisi de yeni rant alanları yaratıyor. Mevcut termik santraller faaliyetlerine devam ederken yeni fosil yakıt yatırımları yapılıyor; bir yandan Akkuyu Nükleer Santrali inşaatı devam ediyorken kabul edilen yasalarla Türkiye'nin nükleer çöplüğe dönüşmesinin temelleri atılmış durumda. Sinop'ta yapılması planlanan ikinci bir nükleer santral planı için şimdiden ormansızlaştırma yapıldı bile.

Yüzyıldır egemenlik ve savaş bölgesi olagelen Ortadoğu'da ve Akdeniz havzasında devletlerin savaş ve savunma yatırımları, suyun savaş aracı gibi silah olarak kullanılması, fosil yakıt boru hatları vb. hem halkları hem de ekosistemleri yok etti, etmeye de devam ediyor. Savaşlar ve iklim krizi nedeniyle göçler sürüyor. Göçmenlere yönelik yaşam hakkını yok eden hukuksuzluklarsa ortak geleceğimizi tehdit ederek derinleşip kalıcılaşıyor."

TÜRKİYE'DE YAPILACAKLAR
COP26 Türkiye Koalisyonu olarak deneyimlerden hareketle ekoloji özelinde mücadele eden öznelerin büyük bir potansiyel taşıdığını belirtilen metinde, mücadelemizi ortaklaştırarak kazanımlarımızı çoğaltmak için Türkiye'de yapılacaklar şöyle sıralandı:
* "Türkiye'deki bütün ana sektörlerin, altyapıların ve mega projelerin envanteri ile işe başlamak; ülkede gerçekleşen tüm eko-kırımın envanterlerini oluşturmak.
* Yerel yönetimlerin kent politikalarını ekolojik yaklaşımla hayata geçirmeleri için baskı araçları geliştirmek, sonuç almak için takip etmek.
* Yerel yönetimlerin seçimle belirlenen yöneticilerinin yerine gelen atanmış kayyumlar döneminde yapılan eko-kırımların kayıt altına alınmasını sağlamak.
Kömürlü termik santrallerin kapatılmasına ve yenilerini engellemeye yönelik çalışmaları hızlandırmak.
* Kanal İstanbul gibi mega yıkıcı projeleri durdurmaya yönelik çalışmalarına hız vermek.
* Doğa talanını hızlandıran savaş stratejilerine karşı barış taleplerinin sesini yükseltmek amacıyla emek, ekoloji, kadın ve diğer toplumsal hareketlerle birlikte yaşamı savunmak için ortak eylemlilikler örgütlemek.
* 2022 devlet bütçesi için yapılan görüşmelerde ekolojik tahribatı doğuracak ve iklim krizini daha da artıracak savaş, maden vb. yatırımları engellemek için mücadele etmek.
* Akkuyu Nükleer Santrali'nin, nükleer çöplük yatırımlarının ve Sinop'ta açılması planlanan yeni santralin durdurulması için etkin çalışmalar yapmak.
* Ortadoğu özelinde iklim krizi mücadelesini büyütmek ve ortaklaştırmak için mücadele etmek."

'GEZEGENİMİZİN ORTAK GELECEĞİ İÇİN BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ'
26. Taraflar Konferansı (COP26) Türkiye Koalisyonu'nun açıklamasında şu ifadeler yer aldı: "İklim kriziyle mücadelede iklim adaletinin ancak krizin gerçek mağdurlarının birleşik mücadelesiyle sağlanabileceğine inanıyor; bu inancımızın rehberliğinde yan yana gelip birbirimizi duyarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İklimi değil, sistemi değiştirmek için halkların öz gücüne güveniyoruz; gezegenimizin ortak geleceğine inanıyoruz. Birlikte başaracağız."


COP26 Türkiye Koalisyonu da 14.00'de Kadıköy Eminönü iskelesinde basın açıklaması düzenleyecek. Ardından da 16.00'da Gazhane'de forum gerçekleşecek.