20 Eylül 2024 Cuma

CKŞ: 29. yıl dönümünde gençliğin gücüyle sosyalizme

KGÖ'nün 29. kuruluş yıl dönümünü selamlayan CKŞ, "Hiç şüphemiz yoktur ki; KGÖ öncü güç olarak bölgede bu umut rüzgarının taşıyıcılarından olacaktır. Bizler de Rojavalı Devrimci Komünist Gençler olarak birleşik devrimin ve bölge devriminin zaferi için onlarla omuz omuza mücadele etmeyi sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.

Devrimci Komünist Gençler (CKŞ), Komünist Gençlik Örgütü'nün (KGÖ) 29. kuruluş yıl dönümüne ilişkin yazılı bir açıklama yayınladı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

"Bizler Devrimci Komünist Gençler olarak, şanlı Ekim Devrimi'nin yıl dönümü yaklaşırken, MLKP'nin biricik Komsomol'unun, Komünist Gençlik Örgütü'nün kuruluş yıl dönümünü Rojava devriminin coşkusu, iradesi ve kararlılığıyla selamlıyoruz. Büyük Ekim Devrimi'nin ayak izlerine basarak Birlik Devrimi'ni gerçekleştiren MLKP, kuruluşundan bu yana hep genç kaldı. Gençliğin, sosyalizmin garantisi olduğunu bilerek mücadelesini genç bir akıl, irade ve duyguyla sürdürdü. Bu yürüyüşün başarısının şüphesiz en etkili gücü Komünist Gençlik Örgütü (KGÖ) oldu.

"Şengül Güneş, Erdal Balcı ve Yılmaz Selçuk yoldaşlarla başlayan feda çizgisi devrimciliği Cebrail Günebakan, Emre Aslan, Sinan Sağır yoldaşlarla devam etti. Bir devrim kaynağı olan Rojava'da Avaşin'ler, Zilan'lar, Fırat'lar ortaya çıkarttı. Ezilen halkların, zulüm gören, yoksulluk çeken, ötekileştirilen milyonların öncüsü olan Komünist Gençlik, bu uğurda en nitelikli kadrolarını, en fedakar yoldaşları ölümsüzlüğe uğurladı. 'Gerekirse şehit de düşeriz' diyen Sarya yoldaşın çağrısına gözlerini kırpmadan cevap olup, yönlerini Rojava'ya çevirdiler. Rojava'yı savunmak ve yeniden inşa etmek için bütün coşkularıyla yola çıktılar. Her ne kadar Suruç'taki saldırı haince, kalleşçe bir saldırı olsa da, onlar bu yolun sonunda büyük bedeller ödemeleri gerekebileceğini bilerek çıkmışlardı o yola. Türkiye ve Kürdistan birleşik devriminin zaferi için, kaderleri birbirine sımsıkı bağlı Türk, Kürt, Arap, Süryani, Ermeni, Çerkes halklarının kurtuluşu olan birlik fikri için, en ağır bedelleri gerektiren pratiklere imza attılar.

"Bizler de, Rojava'lı gençler olarak, KGÖ'nün ve Suruç şehitlerinin cesaretinden ve kararlılığından öğrenerek sosyalist yurtseverlik çizgisini büyüttük. Bizler, KGÖ'nün kuruluşundan bugüne kadar bedeller ödeyerek yarattığı tarihinden öğrendik. Onun örgüt ve mücadele tecrübelerinden dersler çıkartarak gençlik örgütümüzü güçlendirdik. Komutanımız Baran Serhat, bir konuşmasında şöyle diyordu: 'Biz, emperyalizmin, kapitalizmin, faşizmin ve sömürgeciliğin başta Ortadoğu olmak üzere tüm bölgede yarattığı kan, zulüm ve işkence dünyasının karşısına özgürlük, eşitlik, adalet ve kardeşlik dünyası şiarıyla çıktık. Partimizin programına aldığı Ortadoğu devrimi ve bölgesel federasyonlar fikrinin ete kemiğe büründüğü yer Rojava topraklarıdır. Bizler burada hem Rojava Devrimi'ni sahiplenmek, savunmak hem de onu Ortadoğu cangılında, yemyeşil bir özgürlük vahası gibi inşa etmek gibi bir sorumlulukla karşı karşıyayız.'

"KGÖ, komutanımızın bu sözlerine Suruç Katliamı'ndan hemen sonra, yüzlerce genç devrimcinin kimliklerini yakarak Rojava devrim topraklarına geçişiyle layık oldu. O döneme KGÖ'lü genç bir kadın olarak öncülük eden Roza yoldaş bu onurun nişanesi oldu. İşgalcilerin, faşistlerin, emperyalistlerin zulüm yapmakta bir sınırı, bir durağı yoktur. Siyonist İsrail, yıllardır farklı gerekçeler öne sürerek Filistinli çocukları, gençleri, kadınları katlediyor. Bir kafese dönüştürdükleri ve işgal ettikleri topraklarda sınırsızca saldırdıkları Filistin halkı direndiğinde ise, yalanlarla, hilelerle ve özel savaş yöntemleriyle bu direnişi lekelemeye çalışıyorlar. Bir yandan Türk devleti bütün gücüyle Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye'ye saldırarak işgal ettiği alanları genişletmek istiyor. Türk devleti Osmanlı hayalleriyle bir İsrail'e benziyor. Rojava'yı tıpkı Gazze gibi sıkıştırmak ve ezmek amacını güdüyor. Tüm bu saldırılar egemenlerin çaresizliğini, acizliğini ortaya çıkartıyor. Aynı zamanda bölgedeki bütün ezilen halkların direnmekten, ayaklanmaktan ve sosyalizme ulaşmaktan başka bir seçeneği olmadığını bizlere bir kez daha gösteriyor. Bizlere reva görülen zulümde onlar birlik halindeler, bizler de milyonlarca ezilen olarak direnirken ve devrim mücadelesini sürdürürken bir olmalıyız. Onlar, ezilenlerin dayanışmasından, birlik olmasından korkuyorlarlar. Ezilenlerin direnişinin farklı coğrafyalarda bir devrim kıvılcımı olması ihtimalinden, yaratacağı umut rüzgarından korkuyorlar.

"Hiç şüphemiz yoktur ki; KGÖ öncü güç olarak bölgede bu umut rüzgarının taşıyıcılarından olacaktır. Bizler de Rojavalı Devrimci Komünist Gençler olarak birleşik devrimin ve bölge devriminin zaferi için onlarla omuz omuza mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Ölümsüzlerimize sözümüzdür, devrimin kızıl bayrağını faşizmin burçlarına dikeceğiz, sömürgeciliği parçalayacağız, kapitalizmi ve erkek egemen sistemi yıkacağız."