Cizîrî: KDP bu siyasetinden vazgeçmelidir
Yekîtîya Ragihandina Azad-YRA (Özgür Basın Birliği) Eşbaşkanı Dilyar Cizîrî işgalci Türk devletinin Başûrê Kürdistan'a yönelik saldırılarını, gazetecilerin hedef alınmasını ve KDP'nin işgalci Türk devletiyle ortaklığına ilişkin, "KDP, kendisini tam olarak düşmana teslim etmiş durumda. O açıklama ile de Türk devletinin saldırılarını meşru gösterme amaçlıdır, sanki onlar PKK militanlarına yönelik saldırmış gibi gösteriyorlar" dedi.
İşgalci Türk devletinin Güney Kürdistan'a yönelik işgal saldırıları devam ediyor. 23 Ağustos günü Süleymaniye'nin Seyîtsadiq ilçesinde Kürt gazetecileri taşıyan bir araç işgalci Türk devleti tarafından SİHA'lar ile hedef alındı. Gazeteci Gülistan Tara ve Hêro Bahadîn ölümsüzleşirken, biri ağır olmak üzere 6 gazeteci ise yaralandı.
Türk devletinin gazetecilere yönelik saldırısı dünya basınında yankı bulundu. ETHA'ya değerlendirmelerde bulunan Yekîtîya Ragihandina Azad-YRA (Özgür Basın Birliği) Eşbaşkanı Dilyar Cizîrî de işgalci Türk devleti ve KDP işbirliğine dikkat çekti. Gazeteci Gülistan Tara'nın Kuzey ve Doğu Suriye'de basın çalışması yürüttüğünü söyleyen Cizîrî onu yakından tanıdıklarını ifade ederek, andı.
'SÜLEYMAN EHMED'İN KAÇIRILMASI KENDİ BAŞINA BİR SUÇTUR'
KDP'nin bu siyasetinin yeni olmadığına dikkat çeken Cizîrî, Rojnews muhabiri Süleyman Ehmed'in kaçırılmasının dahi başlı başına bir suç olduğunu söyledi. "KDP ve özellikle yetkilileri Türk devletini kim daha fazla memnun edecek yarışına girmiş durumda. Herkes Türkiye'ye yönünü vermek istiyor. Neçîrvan bir yanda, Mesut Barzani bir yanda. Onların istediği Türk devletinin onlardan razı olmasıdır" dedi.
'YNK'NİN AÇIKLAMALARI GERÇEĞİN İSPATIDIR'
Kubat Talabanî'nin yaptığı açıklama ile KDP'yi yalanladığını ifade belirten Cizîrî, Güney Kürdistan'ı, KDP ile birlikte yöneten YNK yetkililerinin konuya ilişkin açıklamalarının gazetecilerin direkt hedef alındığının ispatı olduğunu söyledi. Cizîrî, şöyle devam etti: "Onlar bunu saklamak istiyor. Bu KDP için yeni bir şey değildir. Güney Kürdistan'a ve gerilla alanlarına yönelik saldırılarda KDP'nin Türk devletiyle işbirliği ve ortaklığını görüyoruz. İstihbarat bilgileri veriyor. Bu yüzden KDP'nin konuyla ilgili açıklamaları Türk devletini razı etme ve saldırılarını meşrulaştırma çerçevesindedir, bunun dışında değildir."
Barzani ailesi ve KDP yetkililerinin Süleyman Ehmed'in; şehit düşen gazetecilerin hiçbir suç işlemediklerini, silahsız olduklarını çok iyi bildiklerini vurgulayan Cizîrî, "PKK destekçisi olsalar bile bu bir suç değildir. 40-50 milyon Kürt nüfusunun yüzde 60-70'i yüreklerinde PKK destekçisidir. Bu yüzden bu bir suç değildir" dedi.
Rojava- Kuzey ve Doğu Suriye'de devrimden önce üç bine yakın kişinin PKK saflarında şehit düştüğünü ifade eden Cizîrî, "PKK özgürlük mücadelesi veren bir harekettir, onun destekçisi olmak suç değildir. Kuzey Kürdistan'da milyonlarca PKK taraftarı vardır, alanlara çıkıyorlar ve tek ses halinde 'Bijî Serok Apo' sloganını yükseltiyor. Bunu Amed'de Van'da gördük, Batman'da gördük" ifadelerini kullandı.
'KDP YÜRÜTTÜĞÜ SİYASET İLE KENDİ SONUNU GETİRİYOR'
KDP'nin bu işbirlikçi siyaset ile kendi sonunu getirdiğini söyleyen Cizîrî, "KDP gerçekten eğer bu siyasetinden vazgeçmezse Kürt halkı bunu affetmeyecektir. 2014'de Êzidî halkını savunmasız bıraktı, 2017'de yapılan Kürdistan'ın bağımsızlığı referandumu adı altında planlı bir biçimde Güney Kürdistan'ın Kerkük ve geniş bir alanını teslim etti. Şimdi Şengal ısrarla Türk devleti ve Irak hükümetleri ile ittifak yaparak Türk devletinin yapmak istediği siyaseti yürütmeye çalışıyorlar" dedi.
'HALK ARTIK BU SİYASETİ KABUL ETMİYOR'
"KDP böyle devam ederse birkaç yıla kendi sonunu getirecektir" diyen Cizîrî, Başûr Kürdistan halkının bilinçlendiğini ve artık bu durumu kabul etmediğini söyledi. Birçok kişinin kendi bireysel çıkarları ve geçimini sağlamak için peşmerge içerisinde yer aldığını dile getiren Cizîrî, şöyle devam etti: "Ama durum değiştiğinde Barzani ailesi etrafında hiç kimseyi görmeme ihtimali var. Düşmanın dostluğu hiçbir zaman insanın evi olmamıştır. Bir deyim vardır derler ki sakal bir bost (karış) olur ama düşman dost olmaz. KDP, kendisini tam olarak düşmana teslim etmiş durumda. O açıklama ile de Türk devletinin saldırılarını meşru gösterme amaçlıdır, sanki onlar PKK militanlarına yönelik saldırmış gibi gösteriyorlar."