6 Ekim 2024 Pazar

Çiçek: ABD-Türkiye soykırım pazarlığından Kürt soykırımı planı çıktı

Özgür TV'de dün akşam yayınlanan Özgür Analiz programının konuğu olan siyasetçi yazar İbrahim Çiçek, ABD Başkanı Biden'ın Ermeni soykırımı açıklamalarını ve bunun iç siyasetteki etkileriyle emekçi sol hareketin görevlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çiçek, ABD'nin bugün yaptığı soykırım tanımlamasının Türkiye ile yapılan bir pazarlığın unsuru olabileceğini söyledi. Osmanlı'yı sorumlu tutan Türk devletini aklayan açıklamaya dikkat çeken Çiçek, 23 Nisan günü Erdoğan ile Biden arasındaki görüşmenin ardından Medya Savunma Alanları'na yönelik saldırının da pazarlığın bir unsuru olabileceğini kaydetti.

ABD Başkanı Biden'in 24 Nisan günü Ermeni soykırımına ilişkin açıklamasında, "soykırım" ifadesini kullanmasının ardından başlayan tartışmalar 24 Nisan günü yayın hayatına başlayan Özgür TV'de değerlendirildi.

ABD VE EMPERYALİSTLER SOYKIRIMIN SUÇ ORTAĞI
Dün akşam yayınlanan Özgür Analiz programında Arzu Demir'in sorularını yanıtlayan siyasetçi yazar İbrahim Çiçek, ABD'nin 1915'te yapılan Ermeni soykırımına dair bütün bilgilere aynı dönemde sahip olduğunu hatırlattı, ABD ve diğer emperyalist devletlerin soykırımı önlemek için hiçbir çaba içerisine girmediği, hatta Almanya'nın Bismarck subaylarının yaptığı gibi suç ortaklığı içinde olduklarına işaret etti.

Soykırımların 1948 yılında insanlığa karşı suçlar kapsamına alınmasının ardından da ABD'nin Ermeni soykırımını tanımadığına dikkat çeken Çiçek, Amerika'nın her 24 Nisan yaklaştığında 'soykırım' diyecek mi demeyecek mi şeklinde bir gerilim yarattığını kaydetti. Çiçek, bütün bu tarihsel süreç içerisinde yaşananların ABD'nin Ermeni soykırımı konusunda ilkesel bir duruşu olmadığını gösterdiğine işaret etti.

EMPERYALİSTLER KATLİAMLARIN ÜSTÜNÜ ÖRTTÜ
ABD'nin Türkiye Cumhuriyeti devleti ile ilişkilerinde şantaj siyaseti izlediğini söyleyen İbrahim Çiçek, "Kabul ettim kabul ederim diyerek Türkiye'ye bir kısım kendi çıkarlarını dayatıyor. Tekçi bir devlet olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun bütün diğer Anadolu'daki halkları, inançları reddetme, inkar temelinde olması, Türk burjuvazisinin icat ettiği bir durum. Aslında bütün ülkelerin burjuvaları bunu yaptılar. Ve bu muazzam bir yalan örgütlenmesi ile birlikte yürüdü. Ermeni halkımız katledildi. Bu katliam inkar edildi, gerçeklerin üstü örtülmek istendi. Ama aynı şey, Dersim katliamında da Zilan katliamında da Asuri, Keldani, Rum Pontus Helen halkının katliamında da oldu. Anadolu bir katliamlar coğrafyası haline getirildi ve bu coğrafyada bu katliam gerçeklerinin açığa çıkartılmasını önleyen sebeplerden bir tanesinin de emperyalistler olduğunu söylememiz lazım" diye konuştu.

TÜRK DEVLETİ AKLANMAK İSTENİYOR
Açıklamanın sonuçları ve yaptırımının ne olacağının önemli olduğunu kaydeden Çiçek, Biden'in Ermeni soykırımının sorumluluğunu Osmanlı'ya yükleyerek Türk devletini aklamaya çalıştığını ve yaptırım uygulanması konusunda koruduğuna dikkat çekti.

Çiçek şunları söyledi: "Bizim Osmanlı'yı suçlamaktan çok, Osmanlı mirasını ve bu suçları da sahiplenen Cumhuriyet ile bir hesaplaşma içine girmemiz gerekiyor. Daha da önemlisi o Cumhuriyet'in suçlarını devam ettiren, üstlenen bugünkü faşist şeflik rejimiyle hesaplaşmamız gerekiyor."

KÜRT SOYKIRIMININ ÖNÜ AÇILIYOR
Erdoğan ile Biden'in 23 Nisan günü gerçekleştirdiği telefon görüşmesinin ardından Medya Savunma Alanlarına yönelik işgal saldırısının başlatıldığını hatırlatan Çiçek, ABD'nin PKK'nin önder kadrolarına yönelik ödül koyduğunu, Belçika mahkemesinin PKK'nin 'terörist' örgüt olmadığı yönünde aldığı kararın bugünlerde geri döndürüldüğünü ve Metina'ya işgal saldırı başlatıldığını hatırlattı. "Ermeni soykırımını Amerikan'ın ilan etmesi pahasına bugün Kürt soykırımının önü mü açılıyor? Pazarlık bunun üzerine mi" sorularını yönelten Çiçek, "Evet bunun arkasında çok kanlı bir pazarlık olabilir. Bir yandan Ermeni soykırımı ile ilgili gerçekleri açıklamak, Amerikan'ın emperyalist amaçlarını açıklamak kadar, aynı zamanda bu pazarlığın halklarımız için ne gibi riskler taşıdığını görmek ve bu konuda halklarımızı uyanık tutmak, devrimcilerin uyanık durması gerekir" diye konuştu.

Ermeni soykırımının tanınması üzerinden çıkarılan gürültünün şovenizmi körükleme amacı taşıdığını belirten Çiçek, Ermeni soykırımına ilişkin açıklama yapan HDP, İHD ve diğer güçleri tehdit ederek düşünceleri teslim almaya çalıştıklarını söyledi.

YALAN İMPARATORLUĞU
Yaşar Kemal'in dediği gibi bir yalan imparatorluğunun güncellenmek istendiğini söyleyen Çiçek, "Kıbrıs sorunu olduğunda, Kürt sorunu olduğunda, Ermeni soykırımı söz konusu olduğunda şöyle gelenekselleşmiş bir burjuva politika var. İktidarda kim olursa olsun sömürgeciliğin bütün burjuva partileri onun etrafında birleşiyor. CHP, Deva Partisi, Gelecek Partisi, İyi Parti iktidarın etrafında birleşti. Mussolini taslağı Doğu Perinçek ve partisi, ulusalcılar ve MHP, Devlet Bahçeli daha keskin kılıç hücuma geçti" dedi.

Bu tartışmaların ardından Doğu Perinçek'in HDP'nin kapatılmasını istediğini hatırlatan Çiçek, "Faşist şeflik rejiminin siyasi desteğinin hızla azaldığı, erimekte olduğu, başarısızlıklarının iç ve dış politikada üst üste yığıldığı, gitgide teşhir olduğu bir süreçten geçiyoruz. Biden'in açıklaması Allah'ın lütfu gibi görülüp, bunun etrafında kendi kuvvetlerini mobilize etmeye birleştirmeye çalışabilirler" diye konuştu. Çiçek, Erdoğan'ın Biden'ı ciddiye almadığı izlenimi yaratmak için de 24 Nisan'ın ardından bugüne kadar açıklama yapmadığını hatırlattı.

'SOYKIRIM DEMEYENLER BURJUVAZİNİN İŞİNİ KOLAYLAŞTIRIYOR'
Emekçi sol hareketin Ermeni soykırımı ve genel olarak soykırımlar konusundaki geçmiş ilgisizliğinin son 10-15 yıllık dönemde kırıldığını, yüzleşme içine girdiğini söyleyen Çiçek, fakat halen sosyal şoven yaklaşımlar olduğuna dikkat çekti. Çiçek, TİP ve Sol Parti'nin "büyük acı", EMEP'in "tarihsel acı" tanımlamalarının oportünist, faşist şeflik rejimi ile uzlaşma arayışı taşıdığına işaret etti.

Şovenist ve sosyal şoven kuşatmaya, faşizme, kapitalistlere, erkek egemenliğine karşı, politik özgürlükler mücadelesini geliştirme görevine dikkat çeken İbrahim Çiçek, "Emekçi sol güçler çok önemli bir potansiyeli, gücü ifade ediyorlar. Eğer onlar doğru bir yolda yürürlerse bunu orta vadede başarabiliriz. Dolayısıyla soykırım demekten sakınıp büyük acı diyenlerin soykırım demekten sakınıp tarihi acı diyenlerin tarihi amorflaştırarak, gerçeğin adını söylemekten kaçınanlar sadece bu süreci geciktirmiş oluyorlar. Burjuvazinin işini kolaylaştırmış oluyorlar" dedi.

Emekçi sol hareketin, ilerici, devrimci güçlerin Türk işçi ve emekçilerini, ezilen halkları aydınlatma görevi olduğunu hatırlatan Çiçek, "Tarih bilinci konusunda görevlerini yaparlarsa halklarımızın demokratik bilincinin gelişmesi, sosyalist birliğinin ilerlemesi için çok büyük bir katkı sağlayabilirler" dedi.

SALDIRILARA RAĞMEN BASTIRILAMAYAN KUVVETLER VAR
Faşist rejimin dinci, ırkçı şoven saldırılarına rağmen bastırılamayan kuvvetler olduğunu söyleyen Çiçek, "Gözaltı tutuklama terörü ile ezmeye, sindirmeye çalışıyor, parti kapatma davaları açıyor, mahkemeler bir terör makinesi gibi çalışıyor, fakat buna rağmen emekçiye sol hareket direniyor. HDP, HDK gerçeklerin ve geleceğimizin sözcüsü olarak direniyorlar" diye konuştu. Çiçek bunun aynı zamanda burjuvazinin ideolojik hegemonyasını kırma, demokratik özgürlükçü bir hegemonyayı geliştirme mücadelesi olduğuna da işaret etti.

SOYKIRIMA KARŞI CEPHELEŞME
Soykırımı tanıyan kuvvetler içerisinde birleşik mücadele güçleri de olduğunu hatırlatan Çiçek, "Bu çok değerlidir. Faşizme karşı cepheleşme meselesinin aynı zamanda böyle sorunlarda da ortaya çıktığını görüyoruz. Soykırıma karşı da bir cepheleşme meydana geliyor. Enternasyonalist demokratik, devrimci bilincin çok daha güçlendiğini görüyoruz. Mutlaka halklarımızdan çok daha büyük bir destek alacaktır. Şu an bir şoven dalga olacaktır, faşist şeflik rejimine destekleyecektir. Ama orta vadede bizim daha güçlü bir şekilde ilerleyeceğimizi düşünüyorum" diye konuştu.