GÜNCEL
Cerrahpaşalılar 'hantallık' eleştirisine yanıt verdi
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nin İstanbul Üniversitesi'nden ayrılması kararına karşı çıkan akademisyen ve öğrenciler bugün de eylem yaptı. Yapılan konuşmalarda yarın Meclis Genel Kurulunda görüşülmeye devam edilecek yasa tasarısından vazgeçilmesi çağrısı yapıldı.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nin İstanbul Üniversitesi'nden ayrılarak ayrı bir üniversite yapılmak istenmesine tepki gösteren akademisyen ve öğrenciler, karardan vazgeçilmesini istedi. Cerrahpaşa'da 10 gündür süren protestoların adresi bugün de dekanlık önüydü. Akademisyenler, burada toplanan çok sayıda öğrenciye hitaben yaptıkları konuşmalarda YÖK tarafından bölünme nedeni olarak sunulan 'hantallık' eleştirisine tepki gösterdi.
Prof. Dr. Nil Morinas Mandel, "Üniversitemiz çok genişledi çok büyük. Ama hantal lafını kabul etmiyorum. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi olarak yaptığımız araştırmalar, bilime katkımız hala devam ediyor. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nin İstanbul Üniversitesi bünyesinde devam etmesini çok arzu ediyoruz" dedi.
YANDAŞ REKTÖR MAHMUT AK'A TEPKİ
Prof Dr. Hidayet Sarı, "Basında bu haklı dava yer etmiştir. Yandaş basında bile bizim haklı davamız dile getirilmekte. Bu kumpası Cumhurbaşkanına kim kurdu? Seçime iki ay kala neden bu bölünme olayı tezgahlandı? YÖK'te FETÖ'cü imam kim? gibi sorularla kendi aralarında tartışmaya başladılar" şeklinde konuştu.
İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'ne seslenen Sarı, "Rektörümüz neden üniversitenin bölünmesine tepki göstermiyor ve bu olayı engellemek için uğraşmıyor. Mahalleli muhtarı seçiyor ama biz rektörümüzü seçemiyoruz. Cumhurbaşkanı tarafından atanan rektör, rektör değil ancak okul müdürüdür. Rektörümüzden hükümetin değil üniversitenin adamı olmasını bekliyoruz" diye belirtti.
Sarı sözlerini "İstanbul Üniversitesi dünyada ilk 500 sıralamasına girerken ne oldu da hantal işlemez hale geldi. Üniversitemiz sayı olarak büyük ama bu hantallığını olduğunu göstermez. Burada hantallığın sayıyla ilgisi yok. Yönetim biçimiyle alakalı, yönetime siyaseti soktuğunuz zaman tabii ki hantallaşır, görevini yapamaz hale gelir. Üniversiteler özgün, özerk ve yerinde yönetilmelidir" şeklinde sürdürdü.
Doç. Dr. Tuğhan Utku ise "Kimilerince akıl tutulması olarak betimlenen bir durumla karşı karşıya kaldık. Ülkenin en önemli markalarından biri dünyada örnekleri tam tersi yönde devam ederken, üniversiteler büyüyerek rekabet yeteneklerini diri tutmaya çalışırken bölünmek suretiyle iki tane yapılmaya çalışılıyor" dedi.
KAPALI KAPILAR ARDINDA KARAR ALINIYOR
Prof Dr. Bülent Önal, 'hantal' eleştirisine cevap verdiği konuşmasında "2004-2009 yılları arasında öğrenci sayımız hep 60 bin civarında. 2010 ile 2012 yılları arasında bu sayı dramatik olarak artmış ve 90 bine çıkmış, bugün ise bu sayı 105 bin'e ulaştı" dedi ve YÖK'ün öğrenci sayısının artması yönündeki baskasını hatırlattı.
YÖK üyeleri ve İstanbul Üniversitesi rektörüne seslenen Önal, "Kapalı kapılar ardında kendi sınırlı bilgilerinizle bir karar alacağınıza gelin hep birlikte, öğretim üyeleri, öğrencilerimiz, çalışanlar olarak bilimsel verilerle tartışalım. Kamu için, ülkemiz için en doğru yapıyı oluşturalım. Bizler hazırız ya siz?" dedi.
Prof Dr. Mehmet Selman Demirci de "Çok basit ve çok açık sorularımız var ama yanıt alamıyoruz. Aldığımız yanıt gazetede büyük bir sayfa. Kendisinin de akademisyen olduğunu bildiğimiz YÖK başkanımız bizlerle akademik bir platformda paylaşmıyor. Üniversiteler büyüdükçe güçlenirler, güçlendikçe büyürler. Dünya üniversiteleri birleştirip daha güçlü üniversiteler yapmaya çalışırken biz varolan en büyük üniversitemizi bölüp iki tane yeni ve cılız üniversite yapma çabasındayız" diye konuştu.
Prof. Dr. Nil Morinas Mandel, "Üniversitemiz çok genişledi çok büyük. Ama hantal lafını kabul etmiyorum. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi olarak yaptığımız araştırmalar, bilime katkımız hala devam ediyor. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nin İstanbul Üniversitesi bünyesinde devam etmesini çok arzu ediyoruz" dedi.
YANDAŞ REKTÖR MAHMUT AK'A TEPKİ
Prof Dr. Hidayet Sarı, "Basında bu haklı dava yer etmiştir. Yandaş basında bile bizim haklı davamız dile getirilmekte. Bu kumpası Cumhurbaşkanına kim kurdu? Seçime iki ay kala neden bu bölünme olayı tezgahlandı? YÖK'te FETÖ'cü imam kim? gibi sorularla kendi aralarında tartışmaya başladılar" şeklinde konuştu.
İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'ne seslenen Sarı, "Rektörümüz neden üniversitenin bölünmesine tepki göstermiyor ve bu olayı engellemek için uğraşmıyor. Mahalleli muhtarı seçiyor ama biz rektörümüzü seçemiyoruz. Cumhurbaşkanı tarafından atanan rektör, rektör değil ancak okul müdürüdür. Rektörümüzden hükümetin değil üniversitenin adamı olmasını bekliyoruz" diye belirtti.
Sarı sözlerini "İstanbul Üniversitesi dünyada ilk 500 sıralamasına girerken ne oldu da hantal işlemez hale geldi. Üniversitemiz sayı olarak büyük ama bu hantallığını olduğunu göstermez. Burada hantallığın sayıyla ilgisi yok. Yönetim biçimiyle alakalı, yönetime siyaseti soktuğunuz zaman tabii ki hantallaşır, görevini yapamaz hale gelir. Üniversiteler özgün, özerk ve yerinde yönetilmelidir" şeklinde sürdürdü.
Doç. Dr. Tuğhan Utku ise "Kimilerince akıl tutulması olarak betimlenen bir durumla karşı karşıya kaldık. Ülkenin en önemli markalarından biri dünyada örnekleri tam tersi yönde devam ederken, üniversiteler büyüyerek rekabet yeteneklerini diri tutmaya çalışırken bölünmek suretiyle iki tane yapılmaya çalışılıyor" dedi.
KAPALI KAPILAR ARDINDA KARAR ALINIYOR
Prof Dr. Bülent Önal, 'hantal' eleştirisine cevap verdiği konuşmasında "2004-2009 yılları arasında öğrenci sayımız hep 60 bin civarında. 2010 ile 2012 yılları arasında bu sayı dramatik olarak artmış ve 90 bine çıkmış, bugün ise bu sayı 105 bin'e ulaştı" dedi ve YÖK'ün öğrenci sayısının artması yönündeki baskasını hatırlattı.
YÖK üyeleri ve İstanbul Üniversitesi rektörüne seslenen Önal, "Kapalı kapılar ardında kendi sınırlı bilgilerinizle bir karar alacağınıza gelin hep birlikte, öğretim üyeleri, öğrencilerimiz, çalışanlar olarak bilimsel verilerle tartışalım. Kamu için, ülkemiz için en doğru yapıyı oluşturalım. Bizler hazırız ya siz?" dedi.
Prof Dr. Mehmet Selman Demirci de "Çok basit ve çok açık sorularımız var ama yanıt alamıyoruz. Aldığımız yanıt gazetede büyük bir sayfa. Kendisinin de akademisyen olduğunu bildiğimiz YÖK başkanımız bizlerle akademik bir platformda paylaşmıyor. Üniversiteler büyüdükçe güçlenirler, güçlendikçe büyürler. Dünya üniversiteleri birleştirip daha güçlü üniversiteler yapmaya çalışırken biz varolan en büyük üniversitemizi bölüp iki tane yeni ve cılız üniversite yapma çabasındayız" diye konuştu.