Çerkezoğlu: Yeryüzü aydınlansın diye yeraltının karanlığında direnenlere selam olsun
DİSK'in NESKO Madencilikte çalışan 33 işçi ile dayanışmak için maden ocağı önünde yapmak istediği basın açıklamasına jandarma tarafından izin verilmedi. Barikatın önünde konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, "Yeryüzü aydınlansın diye yeraltının karanlığında direnenlere selam olsun" dedi.
DİSK, Çanakkale'nin Yenice ilçesi yakınlarında faaliyet gösteren NESKO Madencilikte çalışan 33 işçi ile dayanışmak için maden ocağı önünde açıklama yaptı.
Madenci aileleri ve DİSK yöneticilerinin önü maden ocağından yaklaşık 7 kilometre öncesinde jandarma barikatı ile kesildi. Yapılan görüşmelere rağmen maden önünde açıklama yapılmasına izin verilmedi. Barikat önünde konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, bir haftadır yerin 140 metre altında hakları için onurlu bir mücadele veren işçileri selamlayarak konuşmasına başladı.
3 Mart İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü hatırlatan Çerkezoğlu, "Her şeyden önce bundan 28 yıl önce bugün Zonguldak Kozlu'daki madende yaşamlarını yitiren 263 işçiyi de anmak istiyorum. Kozlu'dan Yeniçektek'e, Soma'dan Ermenek'e, işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri alınmadığı için kaybettiğimiz tüm madencileri unutmadığımızı, unutturmayacağımızı, sorumluları affetmeyeceğimizi ve er yada geç hesap vereceklerini buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum" dedi.
Türkiye madenlerinde patronlar için suç işlemek neredeyse serbest olduğunu kaydeden Çerkezoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Soma'dan sonra hiçbir şey aynı olmayacak dediler ancak hem Soma'nın sorumluları aramızda dolaşıyor hem de işverenler yeni suçlar işlemeye devam ediyor. İşte bugün burada NESKO Madencilikte işçi arkadaşlarımız, meydanı boş bilen işverenin işlediği suçlara karşı direniyor. Burada işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri yetersiz. İşçi arkadaşlarımız anlatıyor: Çizmeleri delik ve eski, maskelerimiz zamanında verilmiyor, tulumları değiştirilmiyor, ekipmanlarımız yetersiz, ambülans çalışmadığı için işçiler hastaneye servislerle taşınıyor. Burada bir faciaya davetiye çıkaran işvereni denetleyen yok, hesap soran yok.
"Bu da yetmezmiş gibi işçilerin ücretleri bile ödenmiyor. Yetmiyor, Anayasal bir hakkını kullanan, bu haksızlıklara, hukuksuzluklara karşı örgütlenen işçiler işten atılarak yeni bir suç işleniyor. Dev Maden Sen üyesi olan arkadaşlarımızı sendikalarından istifa etmeye zorlanıyor, etmeyenler hukuk dışı biçimde işten çıkarılıyor.
"Kısacası şu an bulunduğumuz madende, işverene her türlü yasayı çiğnemek, Anayasayı yok saymak, sendika düşmanlığı yapmak, işçilerin haklarına el uzatmak, işçileri ölüm tehlikesi altında çalıştırmak serbest! İşçilere ise Anayasal hakları bile fiilen yasak. Burası Türkiye'nin düzeninin bir özeti gibi."
Patronların hukuk dışı tutumlarının Türkiye'de istisna olmadığını ifada eden Çerkezoğlu, "Türkiye'de hemen her şey, işverenlerin işçilerin haklarını gasp etmesini kolaylaştırmak, sendikalı olmasını engellemek üzerine kurulmuş. Her yıl on binlerce işçi, kendi özgür iradeleriyle bir sendikaya üye olmak istediği için işten atılıyor. Sendikal haklarını kullanan işçiler baskı, tehdit ve hatta şiddet ile karşı karşıya kalıyor" dedi.
Ancak işçi ve emekçilerin hukuksuzluğa karşı direndiğini vurgulayan Çerkezoğlu, "Bugün Bergama'da belediye işçileri, İzmir'de metal işçileri, Çorlu'da tekstil işçileri Anayasal hakları için kora kor bir direniş sürdürüyor. Biz DİSK olarak her yerde olduğu gibi burada Yenice'de de direnen işçi arkadaşlarımızın yanındayız, ve bu mücadelenin yanında olmaya, Türkiye'nin dört bir yanında beraber direnmeye devam edeceğiz" diye belirtti.
Bunun sadece direnen işçilerin meselesi olmadığını, bu Türkiye işçi sınıfının meselesi olduğunun altını çizen Çerkezoğlu, "Türkiye'de her yüz işçiden sadece 10'u sendikalı ve sadece 6'i toplu sözleşme hakkından faydalanıyor. Bu sayede Türkiye'de yüzde 1'lik azınlık ürettiğimiz değerin nerdeyse yarısına el koyabiliyor. Bu sayede dünyanın en uzun çalışma saatleriyle, işçi sağlığı ve iş güvenliği hiçe sayılarak işçi çalıştırılabiliyor. Bu sayede az işçiye çok iş yaptırılarak, çalışanlara karşı tehdit olarak kullanılmak üzere işsizler ordusu yaratılabiliyor. Bu sayede emeklilik hakkımıza, kıdem tazminatımıza el uzatılıyor. Bu sayede ülkemiz işverenler için sömürü cenneti, işçiler için cehenneme çevriliyor. İşçiler örgütsüz bırakılarak tüm ülkede yağma ve talan düzeninin sürmesi amaçlanıyor" diye konuştu.
Bu adaletsizliklere karşı direnmenin, mücadele etmenin hak olduğunu söyleyen Çerkezoğlu, "Ve hak olmanın da ötesinde görevdir. Şu anda burada direnen arkadaşlarımız, sadece kendi hakları için değil, yeryüzü aydınlansın diye, bu memleket aydınlansın diye yeraltının karanlığındalar. Ben haklarına sahip çıkarken aslında Türkiye işçi sınıfı için ve memleket için onurlu görevin sorumluluğunu üstlenen direnişçi arkadaşlarımızı bir kez daha selamlıyorum" dedi.
Çerkezoğlu son olarak şunları söyledi: "Onuruyla direnen, adalet isteyen, haksızlık karşısında eğilmeyen arkadaşlarımız işbaşı yapana kadar, bizler de onlarla kol kola omuz omuza mücadeleye devam edeceğiz. Bedeli ne olursa olsun bu onur mücadelesinin sonuna kadar yanında olacağız. Bedeli ne olursa olsun işçi arkadaşlarımızın talepleri gerçekleşene kadar beraber direneceğiz."