23 Kasım 2024 Cumartesi

Çelik: Bu paketlerin halklara negatif döndüğünü defalarca gördük

Meclis Genel Kurulu'ndan 3 Mart akşamı geçen 8. yargı paketi ile geçen yıl kaldırılan "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme" maddesi bir kez daha yürürlüğe girdi. ÖHD avukatlarından Çelik, söz konusu iki maddenin ezilen halklar bakımından son derece sıkıntılı olduğunu vurguladı. Kişisel verilen tarikat ve cemaatler dahil birçok kurumla paylaşabileceğine işaret eden Çelik, "Bu paketlerde olumlu gösterilen değişikliklerin bir iki yıl içerisinde topluma negatif döndüğünü; toplum için halklar için adalete yönelik olumsuz bir hal aldığını gördük" dedi.

8. yargı paketi yerel seçim öncesi Meclis'ten geçti. 3 Mart akşamı Meclis Genel Kurulunda AKP-MHP'nin onayıyla yasalaşan 8. Yargı paketi işçi ve emekçilerin, ezilen halkların hak ve özgürlüklerini gittikçe daraltıyor.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, firari sanıklara hüküm verilmemesi, ev hapsi adli kontrol kararının cezadan düşürülmesi, istinaf ve temyiz süresinin 2 haftaya çıkarılması maddelerinin öne çıkarıldığı yargı paketinde iki madde oldukça tartışmalı. Bunlardan birincisi geçen sene kaldırılan ancak bu düzenlemeyle yeniden hayata geçirilecek olan "örgüt adına suç işleme", bir diğeri ise kişisel verilerin korunması maddesinde yapılan değişiklik.

AKP-MHP iktidarının yerel seçim öncesi yasalaştırdığı 8. yargı paketi lanse edildiği gibi işçiler, emekçiler ve ezilen halklar lehine mi? Bu yargı paketiyle hak ve özgürlüklerinin sınırı ne olacak sorularına Özgürlük İçin Hukukçular Derneği'nden (ÖHD) avukat Baran Çelik ile konuştuk.

Çelik'in ETHA'nın sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

TOPLUMA HİSSETİRECEK DEĞİŞİKLİKLERDEN BAHSETMEK MÜMKÜN DEĞİL

3 Mart akşamı Meclis'te yasalaşan Yargı Paketi iktidar tarafından halkların lehineymiş gibi "müjde" edildi. Peki bu düzenleme ezilen halklar, hak ve özgürlük mücadelesi yürütenler bakımından ne ifade ediyor?
Paket içinde birçok madde var. İşin doğrusunu söylemek gerekirse maddelerin büyük bir kısmı uygulamaya yönelik değişiklikler. Toplumda çok etkisini hissettirecek ya da olumlu manada yargıya yansıyacak değişikliklerden bahsetmek mümkün değil.

İlk iki ya da üç maddenin etkilerini göreceğiz. Olumlu maddeler de var. Söylemek lazım, uygulamayı rahatlatacak veya yargılanan kişilere ilişkin hukuki süreci daha makul yürütmesine sebep olacak değişiklikler de var. Ama olumlu gibi yansıtılsa da olumsuz değişiklikler var. En çok dikkat çeken husus Anayasa Mahkemesinin geçen yıl verdiği iptal kararlarıdır. Neydi bunlar? TCK'de, "örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" diye ucube bir madde vardı. Bu maddeye ilişkin yıllardır ihlal kararları veriliyordu. En nihayetinde ihlal kararlarını ortadan kaldırmak üzere AYM kanun maddesinin iptaline karar vedi. Bu madde iptal edildikten sonra Meclis'in yeni bir düzenleme yapması gerekecekti. Burada sorun şu, bir değişiklik yapılmış görünüyor ama madde eski haliyle yeniden yasalaştı. AYM, AİHM'in ihlal kararları verirken, "bu suç için bir öngörülebilirlik söz konusu değil", "vatandaşın hangi eylemiyle bu suçu işlediği belli değil", "yanıltma söz konusu, öngörülebilir olmayan, belirli olmayan bir yasa maddesi" diye ihlal kararı veriyordu.

MADDE LAFZI DEĞİŞTİRİLEREK DÜZENLEMEYE KONDU
Nitekim AYM bu çerçevede kanun maddesini iptal etti. Ancak yeni pakette, düzenleme eski haliyle kaldı. Tek fark şu, ayrı bir madde olarak düzenlendi. Eskiden örgüt üyesi için bir madde düzenlenmişti, TCK 220 ve 314. maddelerde yer alırdı. "Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen örgüt üyesi gibi cezalandırılır" deniliyordu. Verilen cezadan indirim yapılıyordu. Maddenin lafzı, "örgüt üyesi gibi cezalandırılır" yerine, "beş yıl ila on yıl arasında bir cezaya hükmedilir" diye değiştirildi. İşin aslı bir değişiklik söz konusu değil. Sadece AİHM ve AYM'nin iptal kararı biraz dolambaçlı yoldan olacak. O nedenle olumlu bir sonuç değil. 

KİŞİSEL VERİLERİMİZ DAHA ÇOK KİŞİ VE KURUMLA PAYLAŞILACAK

Yargı paketinde kişisel verilerin korunması maddesinde bir değişiklik söz konusu. Bu değişiklik ne anlama geliyor?
Yargı paketinde 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununda bazı değişiklikler var. Genel manada hem yurtiçi hem de yurtdışı için bu verilerin işlenmesi ve paylaşılmasının kapsamı genişletilmiştir. Yani kişisel verilerimiz artık daha çok kişi ve kurumla paylaşılabilecek. Bu başlı başına özel hayatın ve güvenliğin aleyhine bir düzenleme.

VERİLERİMİZ TARİKAT VE CEMAATLERE VERİLECEK
Bununla birlikte düzenleme içerisinde dikkat çeken bir değişiklik var. Yeni düzenleme ile birlikte kişisel verilerimiz dernek ve vakıflar ile de paylaşılabilecek. Düzenlemenin metni de çarpıcıdır. "Siyasi, felsefi, dini veya sendikal amaçlarla kurulan vakıf, dernek ve diğer kar amacı gütmeyen kuruluş ve oluşumlar (...)" şeklinde yapılan düzenlemenin iyi bir amaç taşıdığını söylemek mümkün değil. Bu kişisel verilerin cemaatlere, tarikatlara verileceğini gösteriyor. Bu madde 6698 Sayılı kanunun hazırlanma amacına, anayasaya aykırı olduğu açıktır.

Saydığınız maddeler oldukça sıkıntılı ama HAGB'nin kaldırılması, ev hapsinin cezadan düşmesi gibi "olumlu" görülen maddeler de var. Paketi nasıl okumak gerekiyor?
İşin doğrusu görünür itibariyle olumlu bazı değişiklikler olduğunu söyleyebilirim. Özellikle hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) konusunda ciddi bir sorun vardı. Burada bir değişiklik yapıldı ve artık bu kararlar itiraz yolu değil istinaf incelemesine tabi olacak. Bu olumlu bir değişiklik. Yine ev hapsi uygulamasında da değişiklik oldu. Birçok kişi hakkında hiç hak etmediği, koşullar oluşmadığı halde bazen tutuklama bazen ev hapsi tedbirine başvurulurdu. Eski kanun kapsamında verilen ev hapsi kararları bazen bir yıl bazen daha fazla sürüyordu. Mahkum olduğunuzda ise cezadan mahsup edilmiyordu. Yeni düzenlemeyle ev hapsi uygulaması ise bu süre cezadan mahpus edilebilecek. Görüntü itibariyle olumlu değişiklik evet ama bizim birçok kanunumuz kötü olmasa bile uygulamayla çok kötü hale getirildi. Zaman gösterecek. Şu endişeyi taşıyorum, hiçbir tedbire başvurulması gerekmeyen ya da imza adli kontrolü olabilecek durumlarda bile ev hapsi kararları verilebilir.

BU PAKETLERİN TOPLUMA NEGATİF DÖNDÜĞÜNÜ GÖRDÜK

8. Yargı Paketine ilişkin son olarak ne söylemek istersiniz?
Bu iktidar döneminde yargı paketleri, yargı reformları, torba yasalarla sürekli olarak hukukun düzeltilmeye, onların gerekçeleriyle söylemek gerekirse "Avrupa standartlarında, insan haklarını saygı içerisinde" hukuk inşa etmeye çalışıyorlar. Bugün 8, belki yarın 18 olacak ama bu mantık ile hukuku, yargıyı düzeltemez, adaleti tesis edemezsiniz. Asıl sorun burada değil. Evet bazı yasalarla ilgili değişikliğe, güncellemeye ihtiyaç var. Amaz bizim esas sorunumuz yasalar değil, uygulama ve yargı kurumları. Bunlara köklü çözüm bulamadığınız sürece yargı paketleri, torba yasalarla adaleti tesis etmeniz mümkün değil. Bu paketlerde şu zamana kadar yer alan ve olumlu gözüken değişikliklerin bile bir iki yıl içerisinde topluma negatif döndüğünü; toplum için halklar için adalete yönelik olumsuz bir hal aldığını gördük. Esas sorunu çözmeye odaklandıklarında sonuç alınacağını düşünüyorum.