25 Kasım 2024 Pazartesi

Çayda ?ver-kurtul? kumpası...

Elbette üretici grevi benzeri yöntemler özel sektörü dizginlemek, en azından fiyat kırmasını engellemek açısından işe yarabilir. Fakat üreticilerin şirketlere bağımlılığının asıl çaresi kooperatiflerde örgütlenerek, kendi fabrikalarını kurarak emekleri üzerinde hâkimiyet kazanmaları.
Doğu Karadeniz’de çay sezonu 2 Mayıs’ta başladı. Daha bir hafta olmadan ÇAYKUR kontenjan uygulamasına geçti ve özel şirketler fiyat kırarak üreticinin tonunda 500-600 TL zararına çayını satmaya zorluyor. 
 
Bu tablo aslında her sene yaşanıyor. 
 
Devlet 20-25 yıldır çay sektöründe şirketler lehine tam bir yağma düzeninin yaşanmasına göz yumuyor. 1984’de çay sektöründeki devlet tekelinin kaldırılmasından beri çay sektöründe hala bir yasal düzenleme yapılmamıştır. ÇAYKUR’a kota ve kontenjan getirilerken, şirketlerin büyük bir pişkinlikle “Ver-Kurtul” adıyla üretici avına çıkmasına göz yumulmuştur. Kuralsız rekabet koşullarında birçok üretici sattığı çayın bedelini alamazken, ayakta kalan birkaç şirket tekel pozisyonuna yükselmiştir. 
 
Sürecin başında yaş çayın tamamını ÇAYKUR alırken bugün artık % 40’ını alıyor. Özel sektörün yaş çay alımındaki payının artışı ise dikkat çekici: 2016 yılında yaş çayın % 30’unu alabilen özel sektör 2017 yılında ise % 60’ını satın almış. ÇAYKUR’un kapasitesini ve kotayı arttırmasına rağmen özel sektörün payının yüzde yüz artmasının altındaki “bit yeniği”nin ÇAYKUR zarara uğratılırken “Ver-Kurtul”cu özel sektörün üreticilerin gözündeki imajını düzeltmek olduğu açıktır. 2017 Faaliyet Raporu'nu yayınlayan ÇAYKUR, “2017 yılı programında 131.3 milyon TL kâr öngörülmüş olmasına rağmen, 2017 yılı faaliyet dönemi 267.7 milyon TL zarar ile kapatılmıştır” diye açıkladı. 
 
ÇAYKUR Genel Müdürlüğünde kendisine mahsus asansör yaptıran İmam Sütlüoğlu, övgü ile bu sene dönüme kotayı 570 kiloya çıkardığını ve ucuza çay almak isteyenlere fırsat vermeyeceklerini duyurdu sezon açılışında. Ama daha haftasında kontenjan uygulamasına geçerek özel şirketlerin fiyat kırmalarının önünü açtı. ÇAYKUR kontenjan uygulamadan yaş çay aldığı zaman özel sektör de devletin açıkladığı taban fiyattan hatta peşin fiyatına (kilosu 2,45 TL) çay satın alırken ÇAYKUR’un kontenjan uygulamasına geçeceğini ilan etmesiyle birlikte özel şirketler de devletin belirlediği taban fiyatın çok altında, 2 hatta 1,90 TL’ye çay alacağını duyurdu. 
 
Borç batağında olan üreticiler ise ÇAYKUR’un ve özel sektörün ağında kurban durumunda. Mayıs ayında hasadı yapılan yaş çaydan elde edilen bütün paranın kış aylarından kalan kredi borçlarına gittiği söylenebilir. Ayrıca çayın toplanmasına aile emeği yetmeyenler günlük yevmiye ile göçmen işçi çalıştırıyor ve elden geldiğince kısa zamanda çayın toplanmasının bitirilmesini istiyorlar. Bunun için de sezonun başladığı ilk günlerde üreticiler panik halinde peşin fiyatına çay alımı yapan özel firmalara hücum ediyor. 
 
Üreticileri panik havasına sokan etkenlerin biri de yaş çay tarımının geçim açısından temel bir kaynak olmaktan çoktan çıkmasının yarattığı sorunlar. Tarımsal üretimin milli gelirdeki payının düşürülerek sanayileşmenin geliştirilmesini esas alan kalkınma planları sonucu kırsal nüfusun kentlere göçünün yarattığı durum, geçim için gerekli harcama kalemlerinin miktarını arttırdığı gibi tarımsal faaliyetler için gerekli zaman ve emek gücü de azaldı. Bağdan bahçeden “alışveriş”in yerini marketten alışveriş aldı. Eğitim, sağlık, iş vb. imkânlar için mecburen kent merkezlerine taşınan nüfus için köy yaşamı ve tarımsal faaliyetler ek iş haline geldi. Tarımsal faaliyetler ile kente özgü işler (ticaret, işçilik, vb.) aile içinde de cinsiyete dayalı bir işbölümü yarattı. Kadınlar köy işleri ile ilgilenirken erkekler kentteki işlerle ilgilenir oldu. Dolayısıyla aile geçimi bu farklı gelirlerin bileşimi ile sağlanıyor.  
 
Yaş çayın üretim maliyetleri artarken devlet tarafından belirlenen taban fiyat düşük kaldı. Çay bahçelerinin bakımı, ot temizliğinden gübreleme ve toplanmasına kadar birçok faaliyet kadınların ellerinde gerçekleşen yaş çayın maliyeti, ziraat odaları tarafından en az 300-350 kuruş olması gerektiği belirtilmekte. Sonuçta garantili bir gelir olmakla birlikte temel geçim geliri olmaktan çıkan çayın değeri üreticinin gözünde de düştü. 
 
Çay üreticilerinin panik halinde özel sektörün kapısına yığılmasının nedeni olarak başka şeyler de sayılabilir; örneğin, çay bitkisinin uygun nemli havayı bulduğunda hızlı bir şekilde kartlaşmaya başlaması ve bunun da kilo kaybına neden olması. Dolayısıyla çay taze filiz halindeyken toplanmalı ki hem kilo gelsin hem de kaliteli kuru çay üretilebilsin.
 
Fakat asıl sorunun örgütlülüğün son derece zayıf ve kooperatif gibi alternatiflerinin olmaması. Genel olarak üreticiler özel sektöre mahkûm olduğuna inanıyor. Şirketlerin isterlerse süresiz fabrikalarını kapatabilecekleri, hiç çay almayacakları sanılıyor. Hâlbuki hiçbir şirketin fabrikasını birkaç gün ya da hafta kapatma lüksü yoktur. Üreticilerin topladıkları yaş çayı saklayabilecekleri soğuk hava depoları olmadığı gibi şirketlerin de yoktur. Dolayısıyla yaş çayın bahçelerden toplanması da fabrikada işlenerek kuru çayın elde edilmesi de günlük olarak gerçekleşir. Yani şirketler de yaş çayı stok yapamazlar ve fabrikadaki çarkların dönmediği her an zarar anlamına gelir. Buna rağmen üreticiler birkaç gün hatta hafta çaylarını ÇAYKUR’a satarak, ÇAYKUR’a baskı yaparak, daha fazla günlük çay almasını sağlayarak özel sektöre karşı üretici grevi yapabilecek güçtedirler. 
 
Elbette üretici grevi benzeri yöntemler özel sektörü dizginlemek, en azından fiyat kırmasını engellemek açısından işe yarabilir. Fakat üreticilerin şirketlere bağımlılığının asıl çaresi kooperatiflerde örgütlenerek, kendi fabrikalarını kurarak emekleri üzerinde hâkimiyet kazanmaları. 
 
Bölgede kuru çay üretimi yapacak fabrikaya sahip olan tek kooperatif Hopa Çay Üreticileri Kooperatifi. Eski yönetimlerin borç batağına sapladıkları Hopa Kooperatifi, mali yapısının zayıflığına rağmen taban fiyatta indirim yapmadan üreticilerden çay alıyor ve ödemesini yapıyor. Bu küçük örnek bile kooperatiflerin üreticiler için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.