16 Eylül 2024 Pazartesi

CarrefourSA direnişi: Sadece bir ücret meselesi değil

CarrefourSA direnişi 2 haftayı geride bıraktı. Esenyurt depo önünde direnişi sürdüren işçiler, çalışma koşullarını ve taleplerini ETHA'ya anlattı. CHP, sarı sendika, holding işbirliğine karşı taleplerinde ısrarcı olduklarını belirten işçiler, herkesi CarrefourSA'yı boykot etmeye çağırdı.

Sabancı Holding'e ait CarrefourSA'nın Esenyurt deposunda işçiler, işçi sağlığı ve iş güvenliği (İSİG) önlemlerinin alınması, ücretlere 5 bin liralık ara zam ve işten atılan işçi temsilcilerinin geri alınması talepleriyle başlattıkları direnişte 2 haftayı geride bıraktı.

İçeride bulunan taşeron firmalar DGR Grup ve Onur Grup bünyesinde çalışan toplam 250 işçinin büyük bir çoğunluğu, bağımsız Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikası (DGD-SEN) bünyesinde örgütlenerek, her sene çeşitli dönemlerde ara zam talebiyle iş durdurma ve yavaşlatma eylemleri yapıyor. Bu sene ara zam talebini dillendiren DGD-SEN üyesi 6 işçinin işten atılması sonrası işçiler, iş bırakarak direnişe geçti.

Pek çok büyük firmanın deposunun da bulunduğu Akçaburgaz'da, direnişteki işçileri 15. gününde ziyaret ettik. Yoğun sıcağa rağmen haklarını alana kadar direnişi sürdürmekte kararlı olan işçilerin çalıştığı depo, iş bırakılan ilk 5 günün ardından mühürlenmiş durumda.

Holding, siyaset ve sarı sendika ortaklığına direnen taşeron işçiler, eylemlerini pek çok CarrefourSA mağazasına ve Sabancı Holding'in genel merkezi önüne de yaydı. Biz depo önünde, halaylarla direnişi sürdüren işçilerle görüşürken, ArmoniPark AVM'de bulunan CarrefourSA'da eylemde olan bir grup işçi ise, polis tarafından "Sabancı'nın selamını getirdik" denilerek işkenceyle gözaltına alındı.

ETHA'ya konuşan DGD-SEN üyesi CarrefourSA Esenyurt depo işçileri neden direndiklerini, taleplerini anlattı. Maruz kaldıkları haksızlıkları dile getiren işçiler, Sabancı'ya karşı boykot ve eylemleri büyütme çağrısı yaptı. 

'BEN DİRENİŞE ASLA KATILMAYACAK BİRİYDİM'
Direnişçi işçilerden Evin, yaklaşık bir yıldır CarrefourSA deposunda çalışıyor ve üniversiteye gitmek için para biriktiriyor. İşe ilk başvurduklarında kendilerine gelen ürünler için "ağırlık yok" dendiğini aktaran Evin, pek çok ağır ürünle uğraştıklarını, hatta bu nedenle iş kazası geçirdiğini belirtti.

Kendilerine verilen yemeğin içerisinden pek çok kez kıl, böcek çıktığını anlatan Evin, şikayetçi olduklarında yemeğin değiştirileceğinin söylendiğini ancak hiçbir değişiklik olmadığını kaydetti.

Bu eyleme arkadaşlarının işten atılmasıyla başladıklarını belirten Evin, "Ben direnişe asla katılmayan, katılmayacak biriydim. Çünkü benim hedefim orada yükselmekti, Carrefour'un kendi bünyesine geçmekti. Lakin arkadaşlarımı bırakamadım, bırakmamam gerekiyordu. Çünkü bu süreçte verdikleri mücadelede sonuna kadar haklılar. Ben de onlardan biriyim" dedi.

'BİZ BİRLİKTE GÜÇLÜYÜZ'
Eylemin ilk günlerinde çok tedirgin olduğunu, müdür yardımcılarının "yükselmek istiyorsun, eylemlere katılma" diyerek kendi safına çekmeye çalıştığını kaydeden Evin, "2. günden itibaren artık eylemcilerin başı olmuştum. Hiç pişman değilim, bir daha olsa, bir daha yaparım. Çünkü onlar bizi anlamıyor. Biz birlikte güçlüyüz. 6 arkadaşımız sebepsiz yere kovuldu. Bizim haklarımızı savunuyorlar. Bizler de onların yanında olmak zorundayız. Çünkü onların istedikleri talepleri biz de istiyoruz. Biz de iş güvenliği, ara zam, yemeklerin güzel gelmesini istiyoruz" ifadelerini kullandı.

'KORKMASINLAR'
Diğer fabrikalardaki işçilere seslenen Evin, "Korkmasınlar. Ben korkanlardan biriydim ama 15 gün boyunca artık elebaşı ben oldum. Gurur duyuyorum kendimle. Bu konuda da yanımızda olsunlar. CarrefourSA mağazalarını biz boykot ediyoruz. Lütfen CarrefourSA'dan kimse bir şey almasın. Siyasi partileri de buraya davet ediyorum. Gelsinler, çayımızı içsinler, bize destek olsunlar" dedi.

KANDEMİR: KOCAMAN DEPODA İŞ GÜVENLİĞİ YOK
23 yaşındaki İbrahim Kandemir, yaklaşık 3 buçuk senedir CarrefourSA deposunda çalışıyor. Ara zam talebini aylar öncesinden patronlara aktardıklarını belirten Kandemir, patronlar tarafından sürekli oyalandıklarını söyledi. Bunun üzerine geçen senelerde olduğu gibi bu sene de direnişe geçtiklerini kaydeden Kandemir, bu şekilde birliklerini gösterdiklerini vurguladı.

Depoda kırılan bütün ürünlerin parasının kendilerinden kesildiğini, depoda çalışan çok fazla işçinin sakatlandığını, iş göremez raporu aldığını anlatan Kandemir, depodaki iş kazalarının sürekli üstünün örtülmek istendiğini söyledi. "Kocaman depoda iş güvenliği falan yok" diyen Kandemir, her gün iş kazası riskiyle çalışmaya devam ettiklerini anlattı.

"Kimsenin ayağında ayakkabı yok. Ayakkabı istediğimiz zaman normalde 6 ayda bir değişmesi gereken ayakkabılar senede bir değiştiriliyor, bazen hiç değiştirilmiyor. Çok sakatlanan, iş göremez raporu alanlar oldu. Biz buna rağmen bir şeyler yapmaya çalıştıkça onlar üstünü örtmeye çalıştı. Sonuç bu. Zam, iş güvenliği istediğimiz için bizi kapı dışarı ettiler. Şu an çalışmıyoruz ve 15 gündür direnişe devam ediyoruz" diyen Kandemir, ara zam ve İSİG önlemlerinin yanı sıra promosyon da istediklerini söyledi.

'BAĞIMSIZ OLDUĞU İÇİN DGD-SEN'İ SEÇTİK'
"Devamsızlık primimizin yüksek olmasını istiyoruz ve maaşla bir tutulmasını istemiyoruz. Devamsızlık primimiz, normal primlerimiz, hepsi maaşların içinde tutulduğu için aybaşına geldiği zaman vergi dilimine geliyor. Vergi dilimine geldiği zaman hiçbirinden bir ücret alamıyoruz" diyen Kandemir, örgütlenmek için DGD-SEN'i seçmelerini ise bağımsız bir sendika olarak yıllardır her taleplerinde yanlarında olması biçiminde açıkladı.

"Bu kadar insanı 15 gündür sadece 27 bin TL vermemek için kapının önünde bekletmeye ne gerek var. Burada insanlar ekmeği için çalışıyor, direniyor. Halkı, sanatçıları, milletvekillerini buraya bekliyoruz. Bugün bize yapılan şey, yarın başkasına da yapılacak. Eğer biz bugün susarsak, bu şekilde devam edecek" diyen Kandemir, herkesi CarrefourSA'yı boykot etmeye ve direnişin sesini yaymaya çağırdı.

ÇOBANOĞLU: İŞ KAZASINDA AYAĞIM KIRILDI, SAATLERCE BEKLETTİLER
İşçilerin en temel vurgularından biri, içeride hiçbir İSİG önlemi alınmadığı için sık sık iş kazası geçirdikleri. 5 yıllık depo işçisi Remzi Çobanoğlu, bu 5 yılda 5 kez iş kazası geçirdiğini vurguladı. Çobanoğlu, yöneticilerin kendisiyle nasıl ilgilenmediğini şöyle anlattı: "Pikırla ayağımı kırdılar. Gittim taşerona söyledim benim ayağımı kırdılar diye. Taşeron beni saat 10.00'da dışarıya çıkardı, 12.00'ye kadar bekledim kırık ayakla."

Bir korsan taksi çağrıldığını ancak yanında gidecek kimse olmadığı için taksinin geri gittiğini ifade eden Çobanoğlu, işçilerin taşeron müdürüyle tartışması sonrası tekrar bir korsan taksi çağrıldığını ve hastaneye götürüldüğünü, patronların hastanede onu tek başına bırakıp çekip gittiğini kaydetti.

Tuvaletlerin de hijyen koşullarına uygun olmadığını aktaran Çobanoğlu, "Resim çekiyorum, gönderiyorum, diyor tamam yapacağım, hiç kimse yapmıyor. Bizim yemekte böcek çıkıyor. Biz kendi hakkımızı alacağız. Emek vermişim, bu hakkımı alacağım. Ben hayatta vazgeçmem, direneceğim" ifadelerini kullandı.

'SERVETLERİNE SERVET KATIP BİZE 5 BİN LİRAYI ÇOK GÖRÜYORLAR'
Her yıl binlerce öğrenciye burs vermekle övünen Sabancı Holding, CarrefourSA deposunda okul masraflarını karşılamak için çalışan öğrencilerin taleplerini ise yok sayıyor. Tıpkı üniversiteyi yeni kazanan Yusuf gibi. Nisan ayında depoda işe başlayan Yusuf, Sabancı Holding'in her yıl servetine servet katarken kendilerine 5 bin lirayı çok gördüğünün altını çizdi ve ekledi: "Sabancı Üniversitesi'nde okuyanlar başta olmak üzere tüm öğrencilere sesleniyorum, haklı direnişimizde bize yardımcı olsunlar." 

ŞİMŞEK: BİZ BUNU HAK ETMEDİK
3 yıldır CarrefourSA deposunda çalışan Fuat Şimşek, aylardır ara zam talebini dillendirdiklerini ama hep oyalandıklarını vurguladı. "Kimisi zam vereceğiz dedi, umut verdi ama bu olmadı. Zam istedik, bazı arkadaşlarımızı işten attılar. Bunu hak etmedik" ifadelerini kullandı. Emeklerinin hakkını istediklerini vurgulayan Şimşek,  "Burada bekliyorsak, bu insanları hiçe saymayın" dedi.

'İŞÇİLER SARI SENDİKA, HOLDİNG, SİYASET ÜÇGENİNE DİRENİYOR'
DGD-SEN Örgütlenme Uzmanı Onur Koçer, depoda çalışan 50 kadrolu çalışanın Tez Koop-İş üyesi olduğunu belirtti. Aynı zamanda, depodaki DGR Grup taşeronunun sahibi Gürsel Doğru Tez Koop-İş eski Genel Başkanı. Doğru ailesinin pek çok ferdi de, CHP içerisinde çeşitli düzeylerde pozisyonlara sahip. Gürsel Doğru'nun oğlu Ozan Özgür Doğru, CHP'li Şişli Belediyesinde başkan yardımcısı, diğer oğlu Bedirhan Berk Doğru ise CHP PM üyesi. Gürsel Doğru'nun kardeşi Engin Doğru, CHP'li Esenyurt Belediyesinde başkan danışmanı. 

"Buradaki çeşitli siyasi ilişkilerle birlikte buradaki 250 işçiyi bir cendereye almışlar ve CHP'nin de burada gözünü kulağını kapattığı bir durum yaşanıyor aslında işçilere dair. Sonuçta burada 15 gündür depo önünde bekliyoruz tozun içinde, güneşin altında, aç susuz bir direniş yürütmeye çalışıyoruz. Belediyeden bir servis veya yemek talebimiz maalesef çok zorlaştırılıyor, çoğu zaman karşılanmıyor bile" diyen Koçer, sarı sendika, holding, siyaset üçgeninde karşılarına çıkan bu ilişkilerin direnişi zorlaştırdığını ve işçilerin de bütün bu ilişki ağına karşı mücadele ettiklerini vurguladı.

'BU DİRENİŞLERİN TAMAMI OVP'YE KARŞI YÜRÜTÜLÜYOR'
Kendileriyle dayanışma eylemleri yapan herkese teşekkür eden Koçer, "Esas mesele, bugün memleketin dört bir yanında süren direnişlere bütünüyle destek olmak gerekiyor. Çünkü bu direnişlerin ortak bir keseni var. Bu direnişlerin tamamı Mehmet Şimşek programına karşı, Orta Vadeli Programa karşı yürütülmektedir ve iki temel talep etrafında sıralanmaktadır: Atılan işçilerin geri alınması ve ücretlere zam yapılması" dedi.

Mehmet Şimşek'in kamuda uyguladığı tasarruf paketini holdinglerin de kendi işyerlerinde uygulayarak işçileri toplu halde işten çıkardıklarını ve ara zam yapmadıklarını belirten Koçer, "O yüzden bugün süren direnişler, bu iki temel talep etrafında, aynı zamanda bu programa karşı yürümektedir" dedi. Antep'te BİRTEK-SEN, Soma'da Bağımsız Maden-İş, Polonez'de Tek Gıda-İş öncülüğünde süren direnişlere dikkat çeken Koçer, "Daha sayamayacağımız birçok direniş var. Bu direnişlerin tamamına dair sesi yükseltirsek ancak, gerçek bir kazanım elde edebiliriz. Bu yüzden de herkesi direnişçileri sahiplenmeye ve dayanışmaya çağırıyorum" ifadelerini kullandı.

Direnişteki pek çok işçinin kişisel kaygıları, hayalleri, planları da var. Ama işçiler, birbirlerini yalnız bırakmamak için de direnmeye devam ediyor. Kölece çalışma koşullarına, sefalet ücretlerine, üstü örtülen iş kazalarına, sarı sendika baskısına, küflü yemeklere karşı direnen işçiler için bu bir onur ve haysiyet meselesi. Sınıf düşmanlığı söz konusu olduğunda iktidar ve ana muhalefet, holding ve taşeron, tereddütsüzce birleşiyor, Orta Vadeli Program, polis copu, grev yasağı, sarı sendika ve daha türlü türlü biçimde işçilerin karşısına dikiliyor. Net olan bu tablo karşısında işçiler de kendileriyle dayanışma çağrısı yapıyor.