24 Kasım 2024 Pazar

Buldan: Kadınların heybesinde çaresizlik, yılgınlık yok direniş var

Partisinin genel merkezinde yapılan Kadın Meclisi Toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "Kadınların heybesinde artık çaresizliğin olmadığını, binlerce yıllık sömürüye artık boyun eğmenin olmadığını belirtmek isterim. Bizim heybemizde yılgınlık ve teslimiyet asla yok, bizim heybemizde mücadele var, bizim heybemizde direniş var" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin genel merkezinde yapılan Kadın Meclisi Toplantısının açılış konuşmasını yaptı.

Buldan, "Hepinizi büyük kongre öncesi, yaptığımız son Kadın Meclisi toplantısında bir arada görmek onur verici bir durum. Bu mücadeleye güç veren, bugün aramızda olmayan sürgündeki ve cezaevindeki kadın arkadaşlarımıza en derin sevgi ve selamlarımı göndererek başlıyorum konuşmamıza. Bir arada bulunmasak da mücadeleye kazandırdıkları nefesle her zaman aramızdalar" dedi.

KARANLIK DÖNEMİN YIL DÖNÜMÜ
Geçtiğimiz hafta, sokağa çıkma yasakları vahşet uygulamalarının devreye sokulduğu karanlık dönemin yıl dönümü olduğunu hatırlatan Buldan, "Özellikle bu karanlık dönemde bütün insanlık suçları ile beraber kadın kimliğine ve bedenine yönelik ağır bir yaklaşım sergilendi. Bu katliamlarda 108'i çocuk, 107'si kadın toplam 2 bin 500 kişi katledildi. Ağır bir dönem, sancılı bir süreçti. Cenazesi 7 gün 7 gece sokak ortasında çürümeye mahkum edilen Taybet Ana'dan cansız bedeni buzdolabında saklanan Cemile'ye, sofrasına düşen tank bombası ile yaşamını yitiren 3 aylık Miray'a ve yaşamını yitiren tüm yoldaşlarımıza bir kez daha rahmet diliyorum. Derin bir acı ve sonsuz bir boşluk duygusu ile onları bir kez daha anıyorum. O dönemde katledilen kadın mücadelesinin emektarları Seve Demir, Asya Yüksel, Pakize Nayır ve ismini sayamadığım birçok kadın arkadaşımızı rahmetle, saygıyla ve minnetle anıyorum" diye konuştu.

HİÇBİR ZULÜM SAHİBİNE KAR KALMAYACAK
Kadınların kararlı mücadelesi sürdüğü sürece hiçbir zulmün sahibine kar kalmayacağını, hiçbir gücün de zulmüyle ihya olamayacağını vurgulayan Buldan, "Şunu da çok iyi biliyoruz; yolumuz uzun verdiğimiz mücadele iddialı ve büyük. Özellikle kadınlar üzerinde baskı, şiddet, sömürü ve katliamlar devam ediyor. Bugüne kadar yapılan bütün çalışmalarda ve yayınlanan raporlarda ortaya çıktığı gibi AKP iktidarı boyunca da kadına yönelik şiddet hiç bitmedi, baskı hiç bitmedi; suçlar ve cinayetler büyüdü ve yaygınlaştı. Bunlara karşı ne önleyici ne de koruyucu tedbirler alındı. Bugün de alınmıyor bu da daha fazla şiddete ölüme ve baskıya neden oluyor" diye kaydetti.

KADINLARA AĞIR BİR SİYASİ ŞİDDET UYGULANIYOR
Özellikle belediyelere atanan kayyumlar eliyle kadınların seçme ve seçilme hakkının engellenmeye çalışıldığı, kadınların siyasi kazanımlarını gasp eden bir iktidar ile karşı karşıya olduklarını ifade eden Buldan, "Ama bunun yanında eşbaşkanlık sistemine darbe yaparak da kadınlara yönelik ağır bir siyasi şiddet uygulandığını görüyoruz. Kadın eşbaşkanlarımızın evleri ağır silahlarla basılıyor, kapılar balyozlarla kırılıp, kadın arkadaşlarımızın kafalarına silah dayanıyor. Bunun en son örneğini Amed'te Sur Belediye Eşbaşkanımız Filiz Buluttekin ve 10 yaşındaki çocuğunun kafasına silah dayayan tek adam rejiminin kolluk gücüyle serkeşlik yaptığını bir kez daha gördük. Elbette bu kabul edilemez. Halkın iradesiyle seçilen tüm belediye eşbaşkanlarımız bu şekilde gözaltına alınıyor; haksız ve hukuksuz bir şekilde tutuklanıyorlar" dedi.

Buna benzer bir olayın Yüksekova'da da yaşandığını söyleyen Buldan, "Fahriye Gündüz arkadaşımız, kolluk güçlerinin baskını sonucu kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi. Evet, Fahriye de AKP hükümetinin bu baskıcı rejimi sonucu evinin içine giren kolluk gücü tarafından gözaltına alınmak istenirken kalp krizi geçiriyor ve hayatını kaybediyor. HDP olarak kimin eliyle olursa olsun kadınlara yöneltilen hiçbir şiddete geçit vermeyeceğiz" diye kaydetti.

EN ÇOK KADINLARA SALDIRIYORLAR, ÇÜNKÜ KORKUYORLAR
Kadınlara yönelik saldırılara dikkat çeken Buldan, "Bugün AKP hükümetinin çok korktuğunu ve bu korkudan kaynaklı bu saldırıları gerçekleştirdiğini biliyoruz. Ama en çok kadınlara saldırdıklarını da biliyoruz. Çünkü en çok kadınlardan korkuyorlar" diye vurguladı.

Buldan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Şunun altını çizmek isterim; onlar 'kriz yok, ekonomi uçuşta' diye dursunlar kadınlar güvencesiz emeğin, sofradaki kuru ekmeğin ve çocuklara ayrılmayan bütçenin ve işsizliğin en fazla yükünü çekenlerdir. Onlar, 'kadınların haklarını biz savunduk diyedursunlar' devlet korumasında dahi sürekli öldürülen, yaşamın her alanında eşitsizliğe mahkum edilen kadınlar bu yalanın en çok farkında olanlardır.

"Onlar medyasından şarkıcısına bütün şurekasıyla savaşın, şiddetin gerekliliğine ülkeyi inandırmaya çalışsınlar bu ülkede yaşamak ve yaşatmanın en çok farkında olan yine kadınlardır. Çünkü yaşamı doğuran da besleyen de biz kadınlarız. Onlar bu ülkenin en büyük ihtiyacı olan barışı rafa kaldırsalar dahi bu ülkenin en acil ihtiyacının barış olduğunu en fazla biz kadınlar biliriz."

ASKERİ VE SİYASİ OPERASYONLARA SON VERİN
Bir an önce askeri ve siyasi operasyonların sona erdirilmesini isteyen Buldan, "Çözüm sürecini buzdolabına kaldırmakla övünen AKP hükümeti, çözüm sürecini imha etmesinin yol açtığı felakette anaların döktüğü gözyaşlarını görenin, en çok canı yananın biz kadınlar olduğunu bilmelidir. Buradan bir kez daha şunu ifade etmek isterim; bugün ülkenin en büyük ve en gerçek sorunları arasında Kürt sorunu ve bunun yanında tecrit meselesi vardır. Sayın Öcalan'ın 2011-2015 yılları arasında devreye girdiği ve çatışmasızlıkla sorunu çözmeye çalıştı bir dönemin heba edilmesi Türkiye'ye çok şey kaybettirmiştir" dedi.

Buldan konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:
"Ama bunun yanında kadınların tecride ve Kürt sorununun demokratik yöntemlerle çözülmesine yönelik tavrı ve destekleyici açıklamaları önemliydi. Bugün de aynı noktada olduğumuzu ifade etmek isterim. Tüm bu saydığım nedenlerle kadınların bu hükümetin eril faşist politikalarına ve yalan söylemlerine karnının tok olduğunu söylemek isterim. 

"Kadınların heybesinde artık çaresizliğin olmadığını, binlerce yıllık sömürüye artık boyun eğmenin olmadığını belirtmek isterim. Bizim heybemizde yılgınlık ve teslimiyet asla yok, bizim heybemizde mücadele var, bizim heybemizde direniş var. Bir kez daha HDP Kadın Meclisi olarak bu süreçte rolümüzü oynayacağımızı ve bu dönemde sürece kadınlar olarak damga vuracağımızı belirtiyorum. Direnerek kazanacağız."