26 Kasım 2024 Salı

BTS sürgünleri kınadı: Sessiz kalmayacağız 

BTS, Genel Sekreteri İsmail Özdemir ve üyelerinin sürgün edilmesini kınadı, TCDD Taşımacılık A.Ş. yönetimini yasa ve yönetmeliklere uygun davranmaya davet etti.

KESK'e bağlı Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS), BTS Genel Sekreteri İsmail Özdemir'in Sivas'a sürgün edilmesine ilişkin açıklamalar yaptı. 

ADANA
BTS Adana Şubesi, TCDD Adana Bölge Müdürlüğü önünde eylem yaptı. Özdemir'in sürgün edilmesine tepki gösteren BTS Adana Şube Başkanı Tonguç Özkan, sürgünlerin adaletsiz olduğunu beleritti. Özkan, "Sendikamız üye ve yöneticileri hakkında yargı kararlarına ve 4688 sayılı kanuna aykırı tasarrufta bulunup, çalışanları sürgün eden TCDD Taşımacılık A.Ş. yöneticileri için bugün Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda da bulunacağız. TCDD Taşımacılık A. Ş. Yönetimi'ni aklı-selim bir şekilde yasa ve yönetmeliklere uygun davranmaya davet ediyoruz" dedi. 

DİYARBAKIR
BTS Diyarbakır Şubesi de, TCDD'de sürgünlerin arttığına dikkat çekti. Haber-sen Diyarbakır Şubesi'nde yapılan basın toplantısında konuşan BTS Şube Başkanı Süleyman Bozkurt, 4 Aralık 2020'de Ulaştırma ve Altyapı Bakanının katılımıyla Kazlıçeşme İstasyonu'nda uğurlanan trenin Çin treni olmadığını, gerçek Çin treninin 6 Aralık günü Marmaray'dan geçen tren olduğunu söyledi.

BTS'nin buna ilişkin yaptığı açıklamaları hatırlatan Bozkurt, bu nedenle TCDD Taşımacılık A.Ş. tarafından sendikalarının hedef alındığını vurguladı. Bozkurt, sendika yöneticilerinin de aralarında olduğu çok sayıda üyelerinin 4688 sayılı kanununun 18 maddesine aykırı bir şekilde sürgün edildiğini söyledi.

Kurumların ciddiyetini sarsan, kamu zararına yol açan uygulamalara sessiz kalmayacaklarını vurgulayan Bozkurt, TCDD Taşımacılık A.Ş. yönetimini yasa ve yönetmeliklere uygun davranmaya davet etti.

ANKARA
BTS Genel Merkezi de, açıklama yaptı. Genel Merkez binasında düzenlenen toplantıya BTS Genel Başkanı Mustafa Oral, sürgün edilen Genel Sekreter İsmail Özdemir, KESK Eş Genel Başkanları Aysun Gezen ve Mehmet Bozgeyik de katıldı.

BTS Genel Başkanı Mustafa Oral, 4 Aralık'ta Ulaştırma ve Altyapı Bakanı'nın katılımıyla Kazlıçeşme İstasyonu'ndan uğurlanan trenin "Çin treni" olmadığı, gerçek Çin treninin ise 6 Aralık günü Marmaray'dan geçen tren olduğunu söyledi. Uğurlanan sözde trenin sadece tören treni olduğunu kaydeden Oral, kamuoyunun gerçeği sendikalarının yaptığı açılamayla öğrendiğini belirtti. Aynı gün Çin'e törenle uğurlanan yük treninin Çin'e gitmek yerine, anlaşılamayan nedenlerle 160 kilometre geriye Tekirdağ-Çerkezköy'e getirildiğini söyleyen Oral, gerçeklerin ortaya çıkmasının ardından TCDD yönetiminin, sendikalarını hedef aldığını vurguladı.

Bunu açıkladıkları için yönetici ve üyelerine önce mobbing uygulandığını sonra da sürgün edildiklerini aktaran Oral, "Kurumlarımızın ciddiyetini sarsan, kamu zararına yol açan uygulamalara da sessiz kalmamızı, kamuoyuna gerçekleri söylememizi hiç kimse beklemesin. Hele ki, baskılarla, sürgünlerle ve suç işleyerek bizi susturacaklarını hiç kimse düşünmesin" dedi.

ÖZDEMİR: MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK
Sürgün edilen BTS Genel Sekreteri İsmail Özdemir de, TCDD'de büyük bir liyakatsizliğin hakim olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "2004 yılında trenleri hızlandırmaya kalktılar. Bizler eleştirdik altyapıda ciddi eksiklikler olduğunu söyledik. Bununla beraber ‘facialar olacaktır' dedik. Aradan çok zaman geçmeden Pamukova'da 41 yurttaşımızı kaybettik. Yine popülist politikalara devam ettiler. Sinyalizasyon olmadan hızlı trenlerin çalıştığı bir güzergahta tren trafiğine açıldı. Burada da 13 Aralık 2018'de bir facia yaşandı. Bir kez daha haklı çıktık. Birçok eksiklikler var, arkadaşlarımızı kaybediyoruz. Biz bunları gören noktadan basına kamuoyuna bilgilendirme yaptık ama onlar doğruları söylemememiz için bize baskı ve orta çağdan kalma uygulamaları dayatıyor. Üzerimizde bulunan kamusal sorumluluğumuz gereği bu mücadelemize devam edeceğiz. Başka yere de sürülsek bu doğrulardan vazgeçmeyeceğiz. Fiili meşru, hukuki her türlü mücadelemiz devam edecektir."

KESK Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik, idarecilerin eksikliklerini kamuoyuna açıklamalarının kamusal sorumlulukları olduğunu söyledi. Bozgeyik, baskı, sürgün politikalarının hem yasaya hem uluslararası sözleşmeye hem de İnsan Hakları Mahkemesi'nin bu konuda vermiş olduğu kararlara aykırı olduğunu ifade ederek, kararın geri çekilmesini istedi.