22 Kasım 2024 Cuma

Brüksel'de komünist kadın mücadelesinin 30 yılı tartışıldı

Komünist kadınların 30 yıllık mücadele tarihine ilişkin Brüksel'de düzenlenen panelde, mücadele sürecinde elde edilen kolektif, örgütsel kazanımların kadın özgürlük mücadelesinin güvencesi olduğu vurgulandı.

Komünist kadınlar, Belçika'nın başkenti Brüksel'de düzenledikleri panelde 30 yıllık mücadele tarihi ve deneyimleri anlattı.

Özgürlük, devrim ve sosyalizm mücadelesinde ölümsüzleşen kadınlar anısına saygı duruşuyla başlayan panelde yapılan sunumda, Birlik Devrimi ve buna paralel sürdürülen kadın çalışmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu. 1970-80'li yıllarda devrimci mücadelede yer alan kadınların tarihin yapıcıları olarak görülmediği, erkeklerin ön plana çıkarıldığı eleştirisinin yapıldığı panelde, sınıfsal ve toplumsal mücadelenin canlandığı '90'lı yıllarda kadınların, kadın dernekleri, platformlar şeklinde örgütlendiği hatırlatıldı. Kürt ulusal hareketinde, işçi eylemlerinde madenci grevlerinde veya hak temelli işçi eylemlerinde, sendikal mücadelelerde kadınların en önde yer aldığı vurgulanan sunumda, birlik öncesi örgütlenen Emekçi Kadınlar Konferansı ve sonrasında Emekçi Kadınlar Birliği'nin oluşumunda, komünist kadınların birleştirici rolüne işaret edildi.

1994 sonrası komünist kadınların kendini yeni bir düzeyde örgütlemeye başladığı belirtilen sunumda, komünist kadınların örgütleri konferanslar, eş düzeyli örgütlenme, eşit temsiliyet, eşbaşkanlık sisteminin güvenceleyen örgütlenmelere gidildiği aktarıldı.

'KOMÜNİST KADINLAR POLİTİK MÜCADELEDE ÖN AÇICI OLDU'
Komünist kadınların demokratik alanda da kendini üst düzeyde örgütlediği, politik mücadelenin önünü açan bir hat izlediği kaydedilen sunumda, kadına yönelik şiddete karşı yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verildi. Gözaltında kayıplara karşı verilen mücadele, gözaltında taciz ve tecavüze karşı kampanya ve kurultayın gözaltında cinsel işkencenin kamuoyuna taşınmasına katkı sunduğu belirtilen sunumda, hapishanelerde süren açlık grevleri, tek tip kıyafete karşı direnişlerde de komünist kadınların mücadelede ön açıcı politik rolüne değinildi.

Kadına yönelik şiddete karşı 1 milyon imza kampanyası, sığınma evleri ve kreşlerin açılmasına yönelik çalışmalar, İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılması kararına karşı kadın örgütleriyle birlikte yürütülen mücadelenin hatırlatıldığı sunumda, komünist kadınların Gezi ayaklanmasında da yer aldığı belirtildi.

Sunumun ardından soru-cevap kısmına geçildi. Bu bölümde, kadın devrimi fikri ve kazanımlarına yönelik sorular üzerinden tartışma yürütüldü.

'KOLEKTİF, ÖRGÜTSEL KAZANIMLAR KADIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GÜVENCESİDİR'
Kadın devrimi üzerine tartışma yapılan bölümde, karar alma ve irade ortaya koymak için kadınların kendi mekanizmalarını oluşturmasının önemine vurgu yapıldı. Örgütsel kazanımların kadın özgürlüğünün güvencesi olduğu ve vazgeçilemeyeceğinin altı çizilerek, "Çünkü erkek egemenliğinin açık-gizli hegemonyasına karşı örgütsel gücümüzle karşı durabiliriz" denildi.

Kadın ve çocuk katliamlarına karşı mücadele, kadının bedeni üzerinde özgürce söz sahibi olması, kürtaj hakkı, çalışan kadınların eşdeğer işe eşit ücret elde edebilmesi için yürütülecek mücadelelere değinilerek, mücadele biçimlerinden biri olarak kadın grevlerinin örgütlenmesi ihtiyacına işaret edildi.