4 Ekim 2024 Cuma

Boğaziçili akademisyenler rektörlüğe bir kez daha sırtını döndü

Boğaziçi Üniversitesi'nde kayyum rektör atamasına karşı çıkan akademisyenler, bir kez daha rektörlüğe sırtlarını dönerek "özerk üniversite" taleplerini dile getirdi.

Boğaziçi Üniversitesi'ne kayyum rektör atanmasına karşı "özerk üniversite" talebiyle mücadele eden öğrencilerin ve üniversite bileşenlerinin eylemleri sürüyor.

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kararı ile Boğaziçi'ne kayyum rektör olarak atanan Melih Bulu'nun yerine, üniversitenin iradesi ile rektör seçilmesi gerektiğini ifade eden öğrencilere, akademisyenler de bir kez daha Rektörlük binasına sırt çevirerek destek verdi.

Güney Kampüs'te bulunan rektörlük binası önünde bir araya gelen akademisyenler, Bulu'yu istifaya çağırdı. Eylemde açıklamayı okuyan akademisyen Ahmet Ersoy, şunları belirtti:

"1 Ocak 2021 gece yarısı duyurulan rektör atama kararından sonra, 6 Şubat tarihinde, yine bir gece yarısı Cumhurbaşkanlığı kararıyla üniversitemize iki yeni fakülte açılacağını öğrenmiş bulunuyoruz. 12 Eylül Askeri Rejiminden sonra ilk defa Boğaziçi Üniversitesine dayatılan bu karar ile üniversitesinin iradesi hiçe sayılmıştır. Bu anti-demokratik karar, üniversite akademik kurullarının bu yönde bir talep ve hazırlığı olmadan ve üniversite senatosunun onayı alınmaksızın verilmiştir. Hukuk ve iletişim fakültelerinin açılma kararı kurumumuzun kamuya ilan etmiş olduğu uzun vadeli stratejik planlarında yer almamaktadır. Dahası yeni fakülte kurmak için YÖK ile üniversitemiz arasında gerçekleşmesi gereken müzakere ve planlama süreçleri de yürütülmemiştir. Bu adımla anayasamız tarafından korunan akademik özerklik ilkesi bir kez daha açık şekilde ihlal edilmiştir. Kabul etmiyoruz!

"Üniversitelerde yeni bir bölümün ya da yeni bir programın açılması dahi şeffaf müzakereler' ve hesap verilebilirlik ilkesini temel alan karar alma süreçlerini gerekli kılar. Süreçler ancak bu şekilde yürütüldüğünde evrensel kriterlere uygun bir öğrenim ve bilimsel araştırma ortamı yaratılır, sadakate değil, liyakate dayalı bir akademik kadro oluşturulabilir ve kamusal kaynakların etkin kullanılması sağlanabilir. Bu süreçlerin sağlıklı olarak işleyebilmesinin en önemli teminatı özerklik ilkesinin kurumsallaşmasıdır. Tam da bu nedenle, beş haftadır akademik özerkliği savunuyor ve demokratik bir üniversite talep ediyoruz. Vazgeçmiyoruz!

"Biz, bugün, burada, yeni fakültelerle ilgili kararın iptalini ve bir kez daha atanmış rektörün istifasını talep ediyoruz. Üniversitemizdeki polis ablukasının kalkmasını, tutuklu ve ev hapsindeki öğrencilerin özgür bırakılmasını istiyoruz. Ülkemizdeki tüm üniversiteleri kapsayacak bir demokratik reform süreci çağrısını da kamuoyu önünde yineliyoruz.

Ayrıca hocamız ve meslektaşımız Prof. Ayşe Buğra'ya yapılan saldırıyı esefle karşılıyor, kınıyoruz."