4 Ekim 2024 Cuma

BMG eyleminden gözaltına alınanlara suç üretme çabası

Birleşik Mücadele Güçleri'nin 4 Şubat günü Kadıköy'de gerçekleştirdiği kuruluş deklarasyonu açıklamasına polis saldırısında gözaltına alınanlara, Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş, Nuriye-Semih, açlık grevindeki Grup Yorum elemanlarıyla ilgili yaptıkları paylaşımlar suçlama olarak yöneltildi. Koçgiri isyanının simge isimleri Alişer ve Zarife 'terörist' ilan edilerek suçlama konusu haline getirildi.

Birleşik Mücadele Güçleri'nin (BMG) 4 Şubat günü Kadıköy'de gerçekleştirmek istediği kuruluş deklarasyonu eyleminden 65 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan 4'ü 18 yaş altında oldukları için serbest bırakılırken aralarında ESP Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun Öneren, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Elif Bulut, Alınteri, Mücadele Birliği Platformu, Sosyalist Meclisler Federasyonu, Partizan, Demokratik Bölgeler Partisi, Birleşik Gençlik Meclisleri temsilcileri, üyeleri, yöneticilerinden oluşan 61 kişi dört gündür Vatan Emniyet Müdürlüğünde tutuluyor.

Gözaltına alınanlar uzun süre avukatlarıyla görüştürülmedi, 'avukat görüşüne çıkacaksınız' denilerek rızaları dışında mülakata zorlandı. Devletin son dönemlerde sıklıkla kullanmaya çalıştığı itirafçılaştırma, işbirliği politikası uygulanmaya çalışıldı. Devlet bir kez daha bu politikasında boşa düşerken, gözaltına alınanlarla ilgili arşiv taraması yapılarak, soruşturma 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanuna aykırı davranmanın ötesine götürülmeye çalışıldı.

Gözaltına alınanların ifade işlemleri dün başladı ve bugün sabah 06.00'a kadar sürdü. Savcı gözaltı sürelerini sürekli uzatarak, dosyanın şişirilmesi için polise çalışacak süre tanıdı. Gözaltına alınanların eski dosyaları incelendi, telefonlarına el konularak sosyal medyaları araştırıldı. İstanbul Valisi ve İçişleri Bakanının müdahilliği ile de dosya bir eyleme katılmanın ötesine taşınmaya çalışıldı.

Yarın Anadolu Adliyesi'ne çıkarılmaları beklenen 61 kişiye emniyette yöneltilen sorular ve ne yapılmak istendiğini Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şube Başkanı Çiğdem Akbulut ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şube Eşbaşkanı Eylem Arzu Kayaoğlu ile konuştuk.

EYLEM BAŞLAMADAN GÖZALTI SALDIRISI BAŞLADI
ÇHD Şube Başkanı Akbulut, Kadıköy'de 2 Şubat Boğaziçi ve 4 Şubat Birleşik Mücadele Güçleri eylemlerine polisin daha eylem başlamadan gözaltı saldırısı başlattığını söyledi. 4 Şubat günü çok sayıda kişinin yapılan GBT sorgulaması sonucu gözaltına alındığını hatırlatarak, "Polisin metro, metrobüs, vapur çıkışlarında, sokak aralarında insanlara GBT yaparak, eskiden katıldıkları eylemler ya da haklarında açılmış dava olduğunu gördükleri durumda gözaltına alınması söz konusu oldu" dedi.

ARŞİV TARAMASI YAPILDI, SOSYAL MEDYA HESAPLARI İNCELENDİ
ÖHD Şube Eşbaşkanı Kayaoğlu da ÇHD Şube Başkanı Akbulut da, gözaltı kararı 2911 sayılı kanuna muhalefetten olmasına rağmen, gözaltına alınanların sosyal medya hesaplarının incelendiğini, arşiv dosyalarının çıkarıldığına dikkat çekti.

Kayaoğlu, sosyal medya paylaşımlarından 'örgüt propagandası' ya da 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçlamaları üretme çabasına girildiğini söyledi.

İMRALI'DAKİ TUTSAK KİM?
Birleşik Mücadele Güçleri'nin deklarasyonu öncesinde yayınladığı bildiride yer alan bazı ifadelerin soru olarak yöneltildiğine işaret eden ÖHD Şube Eşbaşkanı Kayaoğlu, "Birkaç gün öncesinde el ilanları dağıtılmış, orada 'İmralı'da başlayan tecridin sonlandırılması' ibaresi var. Buradan yola çıkarak 'İmralı'da bahsettiğiniz tutsak kimdir' diye bir soru var. İmralı'da binlerce kişi değil, 4 kişi var. Kimlerden bahsedildiği zaten belli. Buradaki amaç insanları kriminalize edip, onların düşünceleri üzerinden müdahale etmek" diye konuştu.

YÜKSEKDAĞ VE DEMİRTAŞ ÜZERİNDEN SUÇLAMA
HDP eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile ilgili de sorular yöneltildiğini anlatan Kayaoğlu, "Figen Yüksekdağ hakkında bir müvekkilimize soru sordular. Yüksekdağ ve Demirtaş'ın 2015 seçimleri öncesinde aday tanıtımı esnasında çektirdikleri, barış güvercinleri uçurdukları bir fotoğraf karesi var. O fotoğrafın altına 'Demirtaş şu dosyadan tutuklu, hatta Doğubeyazıt 2'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde hakkında 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek'ten verilmiş ceza var diye yazmışlar. Bu yalan. Demirtaş hakkında verilmiş böyle bir ceza yok. Demirtaş ve Yüksekdağ'ın UYAP kayıtlarına da bakmışlar, çünkü dosya numaraları yazıyor tutanakta" şeklinde konuştu.

'TERÖRİST' ALİŞER VE ZARİFE
Bir müvekkillerinin Koçgiri isyanıyla ilgili Alişer ve Zarife'nin resimlerinin yer aldığı paylaşım dolayısıyla suçlandığını söyleyen Kayaoğlu şunları söyledi: "'Alişer efendi ile Zarife hanımı hakka yürüyüşlerinin 82. yılında saygıyla anıyoruz' yazılı paylaşımla ilgili şöyle soru yöneltiliyor: 'Cumhuriyetimizin ilk yılında halk arasında Koçgiri Ayaklanması olarak bilinen ayaklanmada öldürülen teröristlerin eli silahlı resimlerinin paylaşılmış olduğu görülmektedir, ülkemizin bütünlüğünü hedef alan hainleri paylaşmaktaki amacınız nedir?' Biz ve müvekkilimiz buna gülüyoruz. O insan 60-65 yaşında.  Ağır kalp hastası. Üç gün boyunca günde ikişer seferde 12 tane alması gereken ilaçlarını alamadı. Yarın savcı bu soruyu soracak. Hukuk denilecek bir şey kalmamış, başka bir şey söyleyemeyiz."

NURİYE-SEMİH, GRUP YORUM PAYLAŞIMLARI SUÇ İSNADI
Sosyal medya hesaplarının 10 yıl öncesine kadar incelendiğini anlatan ÇHD Şube Başkanı Akbulut, "Bu sosyal medya paylaşımlarından üretilen emniyet sorularında; Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ özgürlük paylaşımları var mesela. Bu paylaşımlar propaganda mahiyeti var diye eklenmiş. Nuriye-Semih paylaşımları, Grup Yorum üyesi Helin ve İbrahim'in cenazeleri ya da öncesinde yürüttükleri açlık grevleriyle ilgili destek açıklamaları şeklindeki paylaşımları suçlama konusu yapmışlar. Sosyal medya hesapları üzerinden suç yaratılmaya çalışılıyor" diye konuştu.

VALİ VE SOYLU HEDEF GÖSTERDİ
ÖHD Şube Eşbaşkanı Eylem Arzu Kayaoğlu da İstanbul Valisi'nin yaptığı açıklamalar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun paylaşımları ile gözaltına alınanların örgüt üyesi gibi gösterilmeye çalışıldıklarına dikkat çekerek şunları söyledi: "61 kişinin gözaltı süresinin uzatılmasını gerektirecek bugüne kadar herhangi bir şey yoktu. İçişleri Bakanlığı'ndan, İstanbul Valiliği'nden 'şu kadar kişi şu örgütten, bu kadar kişi bu örgütten' gibi açıklamalar yapıldı. Dün emniyet ifadeleri öncesinde tutanakları tekrar inceledik. 61 kişinin tamamıyla ilgili GBT sorgulaması yapmışlar, yetinmemişler UYAP kayıtlarına bakmışlar devam eden ya da biten herhangi bir dava var mı diye. Bunları ayrıntılı yazmışlar. Beraatle sonuçlanan davaları bile beraatle sonuçlandığı bilgisine yer vermeden 'şu suçtan yargılama yapıldı' diye yazmışlar. Yazılanların hiçbirinin bu soruşturmayla alakası yok."

DOSYA ŞİŞİRİLEREK TUTUKLAMA ÇIKARILMAK İSTENİYOR
Gözaltına alınan 65 kişinin cep telefonlarına el konulduğunu söyleyen Kayaoğlu, "Bizim gördüğümüz şudur. Dosya şişirilmek isteniyor, onu da alalım, bunu da koyalım bir çorba gibi, 3-5 sayfa olacak dosya, tüm bu belgelerle birlikte birkaç klasör olarak savcının ve Sulh Ceza Hakiminin önüne gidecek. Ne yazık ki onlar da dosyaları incelemek yerine, emniyetin hazırladığı özet niteliğindeki fezlekeleri inceliyor. Dosya bu kadar kabarık olduğuna göre demek ki bunlarda bir şeyler var diyecekler. Zaten İçişleri Bakanlığı ve Valilik algı yaratacak şekilde üst üste açıklamalar yapıyor. Anlayacağınız buradan nasıl tutuklama çıkartırızın derdine düştüler" dedi.

Benzer bir uygulamanın Boğaziçi Üniversitesi eylemlerine katılanlara yönelik yapıldığını hatırlatan Kayaoğlu, 2911 sayılı yasadan açılan dosyaların büyük bir kısmının beraatle sonuçlandığını, beraat olması bile, Anayasa Mahkemesi ya da AİHM'den 'toplantı ve gösteri yürüyüş hakkı' ve 'ifade özgürlüğünü kullanmanın ihlali ' olarak geri döndüğünü kaydetti. Kayaoğlu, buna rağmen 8 öğrencinin tutuklandığını, onlarca kişinin ev hapsi verilerek evlerinde tutuklandığını hatırlattı.

YARGI YUKARIDAN TALİMATLA ÖĞRENCİLERİ TUTUKLADI
ÇHD Şube Başkanı Çiğdem Akbulut da öğrencilerin talimatla tutuklandığına işaret etti. Talimatla çalışan yargının, Boğaziçi direnişçilerine uygulandığı gibi tutuklama ya da ev hapsi konusu yapılamayacak 2911 sayılı yasadan tutuklama, ev hapsi kararları vermeye başladığına dikkat çeken Akbulut, bu yönelime ilişkin şunları söyledi: "Boğaziçi direnişi ne zaman ki halkta karşılık buldu, öğrencilerin talepleri, basına yansıyan işkence, darp görüntüleri hem Türkiye hem dünya kamuoyunda tepkilere yol açtı, kriminalize etme ihtiyacı içerisine girdi siyasi iktidar. Ve bunun karşılığında da hemen tutuklamalar gelmeye başladı. Günah keçisi bulmaya çalıştılar. Kartal Adliyesi'nde tutuklanan 4 öğrenci arkadaşımız seçilen günah keçileriydi. İktidar bunlar şu örgütün üyesi diyerek direnişi, öğrencilerin taleplerini halk nezdinde kötü göstermek istiyor. Yargının hali de malum. Yukarıdan talimat geldikten sonra ne yazık ki aksine bir kararı çok beklemiyoruz biz."

Tutuklamalarla direnişin, karşı çıkışın devam etmemesi için öğrencilerin gözünün korkutulmaya çalışıldığına işaret eden Akbulut, "Ne öğrencilerin bu haklı direnişinden vazgeçecekleri görünüyor ne de biz dernek olarak bu haklı direnişçilerin yanında olmaktan vazgeçmeyeceğiz. Öğrencilerin yanındayız yılmayacağız" diye konuştu.