21 Eylül 2024 Cumartesi

'Bizi korkutmaya çalışıyorlar, topraklarımızı terketmeyeceğiz'

Erdoğan'ın Minbic'e yönelik işgal tehditlerini ve son günlerde bölgede MİT eliyle gerçekleştirilen bombalı saldırıları değerlendiren Minbic Sivil Meclis yöneticisi Nura Mihemed, "Türk devleti ve desteklediği çeteler bombalar patlatarak bizleri korkutmaya çalışıyorlar fakat yanılıyorlar biz bu toprakları terketmeyeceğiz" dedi.
AKP/MHP faşist rejiminin Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik işgal tehditleri devam ederken bu tehditlerde en fazla ismi geçen Minbic kenti. 15 Ağustos 2016 tarihinde Demokratik Suriye Güçleri (DSG) tarafından IŞİD'ten temizlenen kentte beş farklı halk kendi dilleriyle ve kültürleriyle birlikte yaşıyorlar.
 
Erdoğan'ın Kuzey ve Doğu Suriye başta olmak üzere Minbic'e yönelik işgal tehditleri devam ederken Minbic'te yaşayan 7'den 70'e bütün halklar işgale karşı direneceklerini her fırsatta vurguluyorlar. AKP/MHP faşist rejimi ve desteklediği ÖSO çetelerinin işgal tehditleri devam ederken halk işgale karşı başlattıkları canlı kalkan eylemi ile direneceklerini ortaya koyuyorlar.
 
AKP/MHP faşist rejiminin işgal tehditlerini ve MİT eliyle gerçekleştirilen canlı bomba saldırılarını ETHA'ya değerlendiren Minbic Sivil Meclisi Yöneticisi Nura Mihemed, "Türk devleti bombalı saldırılar ile burada kaos yaratmayı amaçlıyor. Halklar olarak bu saldırılara karşı topraklarımızı terketmeyeceğiz" diye kaydetti.
 
Son günlerde Türkiye'nin desteklediği çeteler, MİT eli ile Minbic'te eylemler yaparak burada kaos yaratmayı amaçladıklarını söyleyen Nura Mihemed, "Türk devleti ve onun desteklediği çeteler son günlerde canlı bomba saldırıları gerçekleştirerek halk arasında kaos yaratmayı amaçlıyor. IŞİD çetelerinin nefes alması için Türk devletine bağlı MİT'in desteklediği çeteler buralarda eylemler yaparak halkın kafasını karıştırmayı amaçlıyorlar. Halkımız ile birlikte bu saldırılara ve bu topraklarda kaos ortamı yaratmak isteyenlere karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. DSG tarafından özgürlüğümüze kavuştuktan sonra Türk devleti kirli planlar yaparak bizim halk ile birlikte çetelere karşı mücadelemizi karalamaya çalıştı. Bundan kaynaklı da Minbic'te patlayan son bomba da Türk devletinin parmağının olduğunu düşünüyoruz. Türk devleti halkların buradaki kazanımlarını yok etmeyi amaçlıyor" dedi.
 
Minbic'in DSG tarafından özgürleştirilmesi ardından bu bölgede yaşayan halklar ile birlikte güven içerisinde yaşadıklarını ifade eden Nura Mihemed, "Minbic kenti 2 yıldır huzur ve barış içerisinde yaşıyor. Kürt, Arap, Türkmen, Çerkesler bu huzur ortamından kaynaklı bu kentte yerlerini aldılar. Minbic aynı zamanda Suriye krizinden ve savaşında kaçan birçok göçmene ev sahipliği yapmakta. Bu göçmenler Cerablus, Humus, Efrin, Hama kentlerinden göç ederek buraya geldiler. Minbic'te iki göçmen kampı bulunmakta, bir tanesi Minbic'in doğusunda bir diğeri ise batısında yer almakta. Savaştan kaynaklı Minbic'e göç eden göçmenlerin her türlü ihtiyaçları karşılanıyor" diye belirtti.
 
BÜTÜN HALKLAR BURADA FARKLILIKLARIYLA EŞİTTİR
 
Erdoğan'ın halkların kardeşliğinden korktuğunu ifade eden Nura Mihemed "Erdoğan Osmanlı devletini yeniden burada canlandırmak istiyor. Bütün halklar Özerk Yönetim ve Minbic Sivil Halk Meclisi çatısı altında halkların kardeşliği felsefesi ile birlikte yaşıyor. Erdoğan bu eşitlikçi kardeşçe yaşamı yıkmayı amaçlıyor. Türkiye'nin tek hayali Osmanlı zihniyetini yaşatarak topraklarımızı işgal etmeyi hedefliyor. Minbic'te hiçbir halk arasında farklılığından kaynaklı ayrım yoktur. Bütün halklar burada farklılıklarıyla eşittir. Erdoğan ve Türk devleti halklar arasında ayrımlar yaratarak halkların bu bölgede birbirlerine düşman olmasını isteyerek bu halkları parçaladıktan sonra tek tek yok etmeyi amaçlıyor" dedi.
 
Nura Mihemed, Erdoğan'ın Osmanlı zihniyetini kabul etmeyeceklerini belirtirken "Biz de bu topraklarda yaşayan halklar olarak burada Erdoğan'ın halkları bölüp parçalama sistemine karşı direniyoruz. Erdoğan'ın Minbic'i işgal tehditlerini ve Efrin'in işgal edilişini lanetliyoruz. Erdoğan bir numaralı işgalcidir. IŞİD çetelerini açıktan desteklemiştir. Erdoğan IŞİD çetelerinin Suriye'de kriz yaşatmasının önünü açmıştır" diye kaydetti.
 
IŞİD çeteleri Minbic'e ilk saldırdığında topraklarını terk etmediklerini söyleyen Nura Mihemed, IŞİD döneminde yaşadıkları zulmü ve sonrasını şu sözlerle aktardı:
"Minbic, IŞİD çetelerinin kontrolü altındaydı. IŞİD çetelerinin kontrolü altında olduğu zaman ile şimdiki arasında çok fark var. Çok zorlu bir dönem geçirdik, çeteler buradayken yaşamımızın anlamı yoktu ve nasıl yaşadığımızı bilmiyorduk. DSG güçleri tarafından tamamen özgürleştirildikten sonra Minbic'te yeniden yaşam bulduk. Türk devleti o zamanda IŞİD çetelerinin eli ile özgür yaşamımızı kırmak istiyordu. IŞİD çeteleri burada yenildikten sonra şimdi Türk devleti kendisi topraklarımıza saldırarak özgür yaşamımızı yeniden karartmak istiyor. Ben ve ailem, IŞİD çeteleri buradayken oldukça kötü zamanlar geçirdik. Bir kardeşim vardı, zihinsel engelli, sigara içiyordu. Bazı IŞİD'liler vardı ona diyorlardı ki, Alah-u ekber de o da söyleyemiyordu. Kardeşime dönüp 'Sigara içmesini biliyorsun bir Allah u ekber demesini mi bilmiyorsun' dediler. Kardeşimi eve getirdiler fakat kapımızın önünde sürekli havaya ateş açıyorlardı, evimizi tarıyorlardı. Evde annem panik atak geçiriyordu. O süreç bizim için korku içerisinde geçti. IŞİD çeteleri sigaraya haram demişlerdi fakat kendileri sigara içiyorlardı."
 
IŞİD İŞGALİ ALTINDA KADININ İSMİ YOKTU
 
Kadınların artık kendi özgürlüklerini ellerine aldıklarını belirten Nura Mihemed "IŞİD işgali altında kadının ismi yoktu bu topraklarda, kadınlar onlar için sadece alınıp satılmak içindi. Minbic özgürleştirildikten sonra kadın bütün dinamiği ile yaşamın içerisinde yerini almaya başladı. Kadınlar Minbic'in özgürleştirilmesinden sonra Minbic'in yeniden inşasında ve örgütlenmesinde aktif olarak yerlerini aldılar. Minbic'in özgürleşmesi kadınların ayrıca kara çarşaflardan kurtuluşu anlamını da ortaya çıkardı. IŞİD ile birlikte bu topraklarda yaşamak bizler için çok büyük bir kabustu. Biz şimdi bu kabustan uyandık ve bu kurtuluşu DSG savaşçılarına borçluyuz. IŞİD'in buradan çıkartılmasının ardından kendi özerk demokratik sivil meclislerimizi ve kurumlarımızı inşa ettik" dedi.
 
Nura Mihemed, IŞİD döneminde insanlar kafaları kesilip, katledilirken Türkiye neredeydi diye sorarken "Türk devleti, IŞİD çeteleri buradayken sadece sınıra askerlerini yerleştirerek IŞİD'in burada uyguladığı zulmü izlemek ile yetindi. Şimdi de kalkmış diyor ki 'ben Minbic'te yaşayan halkları kurtaracağım'. Erdoğan bu tehditleri ile IŞİD çetelerinin bu topraklarda yeniden yaşamasına umut olmak istiyor. Türk devleti kendi siyaseti açısından bu toprakları ele geçirmeyi amaçlıyor bu gerçekleşir ve bu topraklar Türk devletinin kontrolü altına girerse, bu bölgede IŞİD ve El Kaide çeteleri yeniden ortaya çıkacaklardır. Bu bölgedeki çeteler ile Türk devletinin zihniyeti aynıdır. Türk devleti Osmanlı hilafetini, IŞİD çeteleri ise kendi hilafetlerini getirmeyi amaçlıyorlar. Biz bu topraklarda yaşayan halklar olarak sonuna kadar bu işgalci saldırılara ve tehditlere karşı direneceğiz"diye konuştu.
 
IŞİD ÇETELERİNİ TEKRARDAN BURAYA SOKMAYI AMAÇLIYOR
 
Nura Mihemed, "Bu topraklarda yaşayan Kürt, Arap, Türkmen, Çerkes halkları olarak işgal saldırılarını kabul etmiyoruz. Türk devleti şu ana kadar burada yaşayan halklar için herhangi bir şey yapmadılar. Çocuklar, kadınlar burada IŞİD çeteleri tarafından katliamlardan geçirilirken onlar sadece izledi o zaman neden burada ki halkı düşünmediler. Biz burada yaşayan halklar olarak Erdoğan'ın gerçekten amacının bizleri kurtarmak olmadığını iyi biliyoruz. O, IŞİD çetelerini tekrardan buraya sokmayı amaçlıyor. Biz Türk devletinin Efrin'de, Cerablus'ta, Bab'ta nasıl bir siyaset izlediğini gördük. O bölgelerde halklara karşı nasıl insanlık suçlarının işlendiğini iyi biliyoruz. Biz Minbic'te yaşayan yaklaşık yarım milyon insan Türk devletinin bu bölgeye gelmesini istemiyoruz onun işgal saldırılarına karşı halkların kardeşliği felsefesi ile direneceğimizi bir kez daha yineliyoruz" dedi.