22 Kasım 2024 Cuma

Birleşik mücadele işçi sınıfı ve halklarımızın kaderi ve geleceğidir

BMG daha baştan işçi sınıfı ve bütün ezilenlerin, halklarımızın yanında olduğunu ilan etti. Her şekilde işçi direnişlerinin bir parçası olmaya, her biçimde direnişlerin başarı ve zaferi için çalışmaya, her küçük yangını yaymaya, büyütmeye çalışıyor ve çalışacaktır. Hareketin sermaye ve faşist diktatörlüğün azgın sömürü ve faşist zulüm politikalarını püskürtecek birleşik direniş, genel grev genel halk direnişi hattında ilerletilmesi için çalışmaya devam edecektir. İşçi kitle grevleri ve zamlara karşı açığa çıkan kitle protestoları BMG'nin daha yüksek bir inisiyatif ve cüret göstermesini, her semtte, her kentte, her sektörde, fabrika ya da işletmede bileşenlerinin hızla örgütlenmesini ve bulundukları alanda sorumluluk almalarını emrediyor.

Çimsataş'ın ardından Trendyol, Yemek Sepeti, Farplas ve diğer direnişler… Kurye, kargo, depo, inşaat, fabrika. Değişik işkollarında kaynaşmalar. Ücret artışları, güvenceli çalışma, sendikal örgütlenme, işten atmalar ya da mobbinge karşı. Değişik talepler ile öncü işçi bölükleri fiili grev yolundan patronlarıyla mücadeleye tutuşuyorlar. Hemen her örnekte patronların yanında saf tutan faşist devlet gerçeğiyle karşı karşıya geliyorlar. Herhangi bir yasal prosedüre dayanmayan direnişler, fiili grevler oluyor, işçiler haklı olduklarını ve yaptıklarının meşru olduğunu düşünüyorlar. Kadınların ve LGBTİ+'ların yasakları tanımayan öne atılışları da tablonun temel bir oluşturucusudur.

Kitle grevleri, fiili meşru mücadelenin işçi sınıfı cephesine tercümesidir. Geçtiğimizin yılın 4 Şubat'ında kuruluşunu deklare eden Birleşik Mücadele Güçleri'nin faşist diktatörlüğe karşı özgürlük için fiili meşru mücadeleyi temel alan duruşunu hatırlayalım. Aynı fiili meşru mücadele tarz ve yönelimini bugünlerde elektrik zamlarına karşı kitle protestolarında da görüyoruz.

Geçtiğimiz yılın 23 Kasım'ında yaşanan finans ve yüksek kur krizi, TL'nin hızla değer kaybının tetiklediği enflasyon ve zamlar emekçilerin, halklarımızın yaşam koşullarında ani ve sarsıcı bir düşüşe neden oldu. Yeni belirlenen asgari ücret ise yüksek enflasyon ve zamlarla hızla eridi. Güvencesiz çalışma koşulları, düşük ücretler, yüksek enflasyon, faşist iktidarın peş peşe dayattığı zamlarla birlikte işçilerin yaşam koşulları dramatik biçimde kötüleşti.

Yılın ilk günü ve sonrasında elektrik ve doğalgaza yapılan zamların yaşamları için ne demek olduğunu işçiler, emekçiler ve halklarımız şubat başında ellerini yakan ilk faturalar geldiğinde anlayabildiler. Doğubayazıt, Yüksekova, Urfa, Marmaris, İzmir, Silvan ve Kızıltepe'de gelişen kitle protestolarıyla yaşam koşullarındaki kötüleşmeye karşı öfkelerini gösterdiler.

Aynı süreçte DAİŞ'in Hesekê'de Sinaa Hapishanesi'ne saldırısını Rojava devrimci güçlerinin bertaraf etmesinin hemen ardından faşist saray rejiminin Şengal, Maxmur ve Dêrik'i bombalaması bölgemizde ezenler ve ezilenler arasındaki mücadelenin her bir görüngüsünün zincirleme birbirine bağlı olduğunu sergiliyordu. Hesekê direnişinde şehit düşen Partizan Amed (Hakan Yılmaz) şahsında bu direnişte ölümsüzleşen Rojava devriminin saygı ve bağlılıkla andığımız kahramanları bölgemiz halklarının özgür ve onurlu geleceğinin kurucuları olarak tarihe geçtiler.

BMG mücadeleye atılan ve atılacak işçilere, yaşam koşullarının iyileştirilmesi, insanca ve onurlu bir ücret mücadelesinin yanı sıra yaşam damarlarından Kürt halkının özgürlük mücadelesine bağlandığını anlatmaya devam edecektir. Bu temel gerçekliği anlayamayan, Kürt halkının özgürlük mücadelesine seyirci ve ilgisiz kalan, taraf olmayan, bütün ezilenlerin demokratik talepleri için mücadele bayrağını yükseltmeyen, yükseltemeyen işçi sınıfı kendi ücretli kölelik durumunu da değiştiremeyecektir.

Bir kez daha görüldü ki, Rojava'da süren onur, özgürlük ve sosyalizm mücadelesi ile Doğubayazıt, Yüksekova, Urfa, Marmaris, İzmir, Silvan ve Kızıltepe'deki zamlara karşı gelişen kitle protestoları, Çimsataş, Trendyol, Yemek Sepeti, Farplas ve inşaat işçilerinin mücadelesi birbirine bağlıdır. Birleşik mücadele işçi sınıfı ve halklarımızın kaderi ve geleceğidir.

Önümüzdeki süreçte işçi sınıfı, Türk ve Kürt halkından, bütün ulusal topluluklardan halkımızın yaşam koşulları kötüleşmeye devam edecektir, çünkü kapitalist sömürü düzeni ayakta kalabilmek için işçiden, emekçiden, halklarımızdan çalıp patronlara vermekten, emperyalist tekelleri beslemekten başka bir şey yapamaz. Dünkü yaşam koşullarını kaybeden emekçilerin daha güçlü mücadelelere atılması kaçınılmazdır. Bugünkü işçi direnişleri ve zamlara karşı kitle protestoları en derindeki mayalanmanın yüzeye vuran köpükleridir. Gezi/Haziran başkaldırısının ışıklı sloganıyla "Bu daha başlangıç"tır.

İşçilerin her kitle grevi yeni işyerlerinin harekete geçmesini tetiklemekte cüret ve kazanma bilinci taşımaktadır, sınıf bilincini uyandırmaktadır. Her çarpışma, her kitle grevi daha büyük mücadeleler için işçi sınıfı saflarında enerji ve güç, cüret ve kazanma bilinci biriktirmektedir.

Yeni bir sınıf mücadelesi zemini açığa çıkmaktadır. Emperyalist küreselleşme gerçekliğini yansıtan kurye, kargo, depo gibi örgütsüz ya da henüz örgütlenmekte olan sektörlerin yeni genç işçi kuşağı öncü direnişlerin ocağı olmaktadır. Örgütlenme ve kapitalistlerle mücadeleye atılma eğilimi güçlüdür. İşçi sınıfının saflarında gelişen örgütlenme ve mücadele isteğinin öncü yansımalarıdır.

Farplas'ta tanık olduğumuz gibi kadın işçiler, bulundukları sektörlerde mücadelenin en ön saflarında mevzilenmekte, inisiyatif ve cüretle harekete önderlik etmektedirler.

Ücret sendikacılığına ve bürokratik işleyişe kendisini mahkum eden sendikalar izleyici pozisyonda kalırken mücadeleci sendikalar ve sendika önderleri mücadeleye atılan işçilerin yanında saf tutuyorlar. Sendikal hareketin saflarındaki sosyal şovenizm ve dar kafalı bencil rekabet sınıf hareketini darbeleyen yıkıcı bir güç olarak kendini gösterdiği gibi, militan mücadele çağrılarıyla direnen işçilerin yanında yer alan sendikalistlerin işçilerin dikkatini işçi sorunlarına hapsetmeye çalışmak gibi bir dar görüşlülük sergilediklerinin de gözden kaçırılmaması gerekiyor.

Birleşik Mücadele Güçleri daha baştan işçi sınıfı ve bütün ezilenlerin, halklarımızın yanında olduğunu ilan etti. Her şekilde işçi direnişlerinin bir parçası olmaya, her biçimde direnişlerin başarı ve zaferi için çalışmaya, her küçük yangını yaymaya, büyütmeye çalışıyor ve çalışacaktır. Hareketin sermaye ve faşist diktatörlüğün azgın sömürü ve faşist zulüm politikalarını püskürtecek birleşik direniş, genel grev genel halk direnişi hattında ilerletilmesi için çalışmaya devam edecektir. İşçi kitle grevleri ve zamlara karşı açığa çıkan kitle protestoları BMG'nin daha yüksek bir inisiyatif ve cüret göstermesini, her semtte, her kentte, her sektörde, fabrika ya da işletmede bileşenlerinin hızla örgütlenmesini ve bulundukları alanda sorumluluk almalarını emrediyor. BMG bu yaşamsal meydan okumayı devrimci biçimde yanıtlayabildiği ölçüde belirleyici bir politik bir merkez olarak gelişeceği gerçeğinden esinlenerek duruma devrimci yanıt olma hattında çalışmalarını tam bir kararlılıkla geliştirebilmelidir.

*Yazı Birleşik Mücadele Güçleri web sitesinde yayımlanmıştır.