KADIN
Bir tarih onunla başladı: Clara Zetkin
Demir Çeneli Melekler, sizleri dünyanın sokaklarını adımlayan kadınların yaşamlarını keşfe çıkarıyor! Tarihin sayfalarında gizlenen kadınların hayatları, umutları ve mücadeleleri Kibele'nin nefesiyle ulaşıyor. "Hayatın her alanında savaşmak istiyorum" diyerek tarihe iz bırakmış kadınların hikayeleri Mart ayı boyunca her gün ETHA'da.
"Yaşamın olduğu yerde savaşmak istiyorum" sözlerinin sahibi Clara Zetkin'le başladı dünya ezilen emekçi kadınlarının tarihi. Göğün yarısının sahibi kadınlara, kavganın yarısı olmaları gerektiği bilincini aşılayarak 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü armağan etti. Kadınların kurtuluşuna adadığı ömründe Clara, sınıf mücadelesi konusundaki girişimlerinin yanı sıra emperyalist savaşa karşı verdiği mücadeleyle de tarihteki yerini aldı. Kadınların mücadele tarihinde önemli bir yere sahip olan Clara'nın kitapları, halen 'yasak' listelerinde yer almakta ve cezaevlerinde verilmemekte.
8 MART'IN MİMARI CLARA ZETKİN
Clara Zetkin'in mücadele yaşamını anlatmaya başlamadan önce onun 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nün mimarı olduğunu hatırlatalım. Çalışma koşullarına ve ücret adaletsizliğine karşı 20 bin kadın işçi 1909 yılında New York'ta alanları doldurdu. Şubat 1910'a kadar süren grev sırasında polis kadınlara saldırdı, binlerce kadın yerlerde sürüklendi, dövüldü ve 700 kadın tutuklandı. New York'ta sosyalist kadınların öncülüğünde gelişen bu kitle hareketi, oy hakkı için mücadele çağrısında bulunan Clara Zetkin'e, New York'lu sosyalist kadınların verdiği pratik karşılığın sonucudur.
Zetkin, 1910 yılında Kopenhang'da gerçekleştirilen 2. Uluslararası Sosyalist Kadın Kongresi'nde New Yorklu dokuma işçisi kadınların taleplerini de sahiplenmek adına 8 Mart'ın Uluslararası Kadın Mücadele Günü olarak benimsenmesini önerdi ve önerisi kabul gördü.
ÖĞRENMEYE TUTKULU, ÖNDER, EYLEMLERE SUSAMIŞ KIZ ÇOCUĞU
Köylü bir öğretmenin kızı olarak Saksonya'da dünyaya gelen Clara Eissner, öğrenmeye hevesli bir kız çocuğudur. Günün birinde babasının kütüphanesinde Papa'ya karşı ayaklanmaların hikayesini bulur. Yakılmak için odun yığınları üstüne bağlı olduklarında bile inançlarından dönmeyen bu kadın ve erkeklerden çok etkilenir ve "Onlardan, daha çocukken, insanın inancı uğruna ölmeye hazır olması gerektiğini öğrendim" diye anlatır Clara daha sonraki yıllarda.
1872'de Eissner ailesi Leipzig'e taşınır. Clara öğretmen olmak ister. O zamanlar kadınlara kamuda yüksek öğrenimde yer olmadığı için gerçekleşmesi zor bir arzudur bu. Fakat her zaman daha fazlasını isteyen Clara, bu arzusuna bir yol açar, Leipzig'de Auguste Schmidt tarafından yönetilen özel kadın öğretmenlik kursunda yer bulmayı başarır.
SOSYALİZM VE KOMÜNİZM KAVRAMLARIYLA TANIŞIR
Leipzig'deki kurs döneminde Clara, devrimci düşünceleri ve eylemleri yüzünden ülkelerinden sürülen ve Leipzig'de öğrenim gören bir grup Rus öğrenciyle tanışır. Onlardan sosyalizm ve komünizm kavramlarının ortaya çıktığı tartışmaları dinler. Karl Marx ve Friedrich Engels isimlerini ilk kez işiten Clara, Marx ile Engels'in yazdıklarını okumaya başlar. En yakın dostu olan Ossip Zetkin'le birlikte sosyal demokratların toplantılarına katılır.
Aynı yıl 1878'de Sosyalistler Yasası yürürlüğe girer. Bu yasa eyalet polis müdürlüklerine yerel sosyal demokrat cemiyetleri, sendikaları ve işçi eğitim cemiyetlerini yasaklama yetkisi vermektedir. Partisinin ve tüm işçi örgütlerinin yasadışı olmasıyla birlikte Clara Zetkin, Leipzig yakınlarında bir çiftlik sahibinin yanında mürebbiyelik yapmaya başlar, bu arada partinin yasadışı çalışmalarına katılmaya devam eder.
1880'de Ossip Zetkin Leipzig'den sürülür, iki yıl sonra Clara onun ardından Paris'e gider. Evlenirler. 1883 ve 1885'te iki oğulları Maksim ve Kostya dünyaya gelir. Kısa bir zaman sonra Ossip Zetkin hastalanarak 1889'un Ocak ayında yaşamını yitirir.
Clara Zetkin, Paris'te sürgündeyken Alman ve Fransız işçi hareketleriyle ilgilenir. "Sosyalist toplumda kadının yeri nerededir? Sosyalistler kadınları nasıl uyandırıp mücadelenin içine çekebilirler" sorularına yanıt arar.
'KADININ KURTULUŞU İÇİN'
Paris'te 1889'daki II. Enternasyonal'in kuruluş kongresinde kürsüye çıkan 32 yaşındaki Clara Zetkin, "Kadının kurtuluşu için" başlıklı bir konuşma yapar: "Kadın emeği konusunda gerici unsurların, gerici düşüncelere sahip olmaları şaşılacak bir durum değildir. Ancak son derece şaşırtıcı olan, sosyalist cephede de kadın emeğine karşı çıkmak gibi yanıltıcı bir görüşe rastlanmasıdır. Sosyalistler şunu bilmelidir ki mevcut ekonomik gelişmede kadının çalışması bir zorunluluktur. Sosyal kölelik ve özgürlük, ekonomik bağımlılığa veya bağımsızlığa bağlıdır.”
Konuşmasının devamında Clara, işçi erkekler nasıl ki patronlar tarafından boyunduruk altına alınıyorsa, kadınların da kocaları tarafından boyunduruk altına alındığını vurgulayarak, kadının bu boyunduruktan kurtulması için çalışmasının önündeki engellerin kaldırılmasının önemine değinir. Clara, kadınların, eşitlik sorununun ekonomik, siyasal, toplumsal gelişmelerden bağımsız olmadığının farkında olduğuna dikkat çekerek, "Erkeklerin yardımı olmaksızın, hatta çoğu zaman erkeklerin itirazlarına rağmen, kadınlar sosyalizm bayrağı altına girmiştir... Bu bayrağın altındalar ve orada kalacaklar! Bu bayrağın altında eşit haklara sahip insanlar olarak kabul edilmek için savaşacaklar" diye sözlerini bitirir.
Clara'nın talepleri, bir yıl sonra Alman Sosyal Demokrasi'nin yeni programında, "kadının ekonomik, siyasal ve hukuksal eşitliği de vardır" şeklinde yerini alacaktır.
25 YIL BOYUNCA KALEMİ ELİNDEN DÜŞMEDİ
Sosyal demokratlara karşı tedbir yasalarının Eylül 1890'de kaldırılmasıyla birlikte ülkesine geri dönen Clara Stuttgart'a yerleşir. Kadın işçilerin çıkarını kollayan 'Eşitlik' adlı bir derginin kurucu ortağı ve yöneticisi olarak 25 yıl boyunca elinden kalemini düşürmez. 1905 yılından itibaren eğitimini tamamlamış olan öğretmen Clara Zetkin kendisini Pedagojik çalışmalara adar.
1907'de de sosyalist kadınların ilk uluslararası toplantısını organize eder. Ağustos 1910'da, ikinci uluslararası kadınlar konferansında 8 Mart'ın Uluslararası Kadın Mücadele Günü olmasını önerir ve "Yaşasın kadınların oy hakkı" sloganı kadınların mücadele parolasıdır artık.
UZLAŞMAK BİLMEYEN AMANSIZ SAVAŞÇI
Kadının devrimin hizmetinde ve devriminde kadının hizmetinde olması gerektiğini savunan Clara, sınıf mücadelesinin her anında olduğu kadar, kritik dönemlerde de belirleyici politik tutum sergiler. I. emperyalist paylaşım savaşı döneminde savaşa karşı 1905 devrimiyle dayanışmak için Almanya'da işçileri sokağa döker, Alman Sosyal Demokrat Partisi'nin geriye düşüşüne karşı amansız mücadele verir. Clara, 1908'de Rosa Luxemburg, Karl Liebknecht ve Fransız Mchring gibi partinin devrimci kanadında yer aldığı için yönetime seçilemez.
Clara Zetkin, 1912 yılında uluslararası sosyalistler kongresinde, Basel'de dünya kadınlarını barışın korunmasına aktif olarak katılmaya çağırır. Savaşın sürdüğü 1915'de Almanya'da "Savaşı Bırakın" başlığı ile yayınladığı manifestodan dolayı "Vatana ihanet" iddiasıyla tutuklanır. En ağır darbeyi parti yönetiminin, 'Eşitlik' dergisinin redaksiyonunu elinden almasıyla alır.
60 yaşındaki Clara Zetkin yeni bir başlangıç arar. 1917 Ekim Devrimi'ne hızla ve heyecanla dahil olan Clara Zetkin, 1929-1931 yıllarının büyük bir kısmını Rusya'da geçirir. 1920'de Alman parlamentosunda yeni kurulan Komünist Parti'nin baş adayı seçilir. Komünist Enternasyonal'in kadınların çalışma hayatıyla ilgili temel esaslarını hazırlar. Ölümünden bir yıl önce, 75 yaşındayken Berlin'deki Alman parlamentosunun kürsüsünden faşist tehlikeye karşı hararetli bir konuşma yapar.
ONUN ÖDÜLÜ YÜKSELEN EMEKÇİ KADIN DALGALARIDIR
1896 yılında "Kadın ajitasyonu zordur, zahmetlidir, büyük feragatlar, büyük özveriler ister, fakat bu özveriler zorunludur ve ödüllendirilecektir" diyen ve kadın kurtuluş mücadelesine 8 Mart'ı armağan eden Clara Zetkin'in ödülü yükselen emekçi kadın dalgaları olmuştur ve olmaya da devam edecektir.