4 Ekim 2024 Cuma

Bir aydır haber alınamayan Küçüközyiğit'in kızından çağrı

İHD Genel Merkezi'nde gözaltında kaybetme politikalarına karşı açıklama yapan Hüseyin Galip Küçüközyiğit ve Gökhan Güneş'in ailesi, dayanışma çağrısı yaptı. Bir aydır akıbeti öğrenilemeyen Küçüközyiğit'in kızı, Güneş'in kamuoyu baskısı sonucu serbest bırakıldığına dikkat çekti ve babası için mücadele çağrısı yaptı.

Ankara'da kaçırılan ve kendisinden bir aydır haber alınamayan Hüseyin Galip Küçüközyiğit'in kızı Nurseda Küçüközyiğit ve 6 gün sonra yürütülen ısrarlı mücadele sonucu bırakılan sosyalist işçi Gökhan Güneş'in ailesi İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi'nde devletin gözaltında kaybetme politikasına karşı açıklama yaptı.

'KÜÇÜKÖZYİĞİT'TEN 29 ARALIK'TAN BU YANA HABER ALINAMIYOR'
İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, yıllardır gözaltında kaybetmelere karşı mücadele eden Cumartesi Anneleri ve Barış Anneleri'ni selamlayarak sözlerine başladı. İHD'ye yapılan kayıp başvurularını hatırlatan Türkdoğan, şu ana kadar Ankara'da kaçırılan Hüseyin Galip Küçüközyiğit ve Yusuf Bilge Tunç'tan hala haber alınamadığını belirtti. Türkdoğan, Küçüközyiğit'ten 29 Aralık 2020 gününden bu yana haber alınamadığını ve ailesinin 6 Ocak 2021 günü İHD'ye başvuru yaptığını dile getirdi.

Türkdoğan, 2019 yılında zorla kaçırılan ve daha sonra serbest bırakılan kişilerden Gökhan Türkmen ve Yasin Ugan'ın yargılandıkları mahkemede gördükleri ağır işkenceleri anlattığını ancak etkin bir soruşturma yürütülmediği için kaçırma vakalarının devam ettiğini söyledi.

'EN MEŞHURUNUZ MEHMET AĞAR'DI, ER GEÇ YARGILANACAKSINIZ'
Sosyalist işçi Gökhan Güneş'in ailesinin ve yoldaşlarının sokak sokak yürüttükleri ısrarlı mücadele sonucu serbest bırakıldığının altını çizen Türkdoğan, "Gökhan Güneş, dün İstanbul şubemizde gördüğü işkenceleri anlattı. Hakikaten Gökhan Güneş'in anlattıkları üzerine birkaç şey söylemek istiyorum. Öncelikle kaçıranların kendilerine 'görünmeyenler' ismini verdiğini görüyoruz. Bu yeni tip bir kontrgerilla versiyonu. Türkiye geçmişte bu tip yasadışı, JİTEM oluşumlarını çok gördü. Ama bu kesimlere şunu çok net söylüyorum, en meşhurunuz Mehmet Ağar'dı; yargılandı beş yıl hapis cezası yedi. Şu anda hala yargılamalar devam ediyor. Kendinize bu kadar güvenmeyin, mutlaka er ya da geç yargılanacaksınız" dedi.

YETKİLİLERE SESLENDİ: GÖREVLERİNİZİ HATIRLAYIN
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun "her şeye hakimiz" sözlerine işaret eden Türkdoğan, "Her şeye hakim olduğunuz bir ülkede nasıl insanlar kaçırılıyor. Niye önlemiyorsunuz? Göreviniz vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Terörle mücadele adı altında kimseyi kaçıramaz, işkence edemezsiniz. Devlet her türlü suçla mücadelesini hukuk dışına çıkmadan yapmak zorundadır. TBMM'ye seslenmek istiyorum, bu vakalara sessiz kalamazsınız. Bunu ortaya çıkarmanız gerek. Yürütme organı kanun dışına çıkmışsa onu denetlemesi gereken Yasama organıdır. Size görevlerinizi bir kez daha hatırlatıyoruz. Sözlerimi Sayın Cumhurbaşkanı duyuyorsa sizin sona erdirmekle övündüğünüz yeni suç tipi var, bu suçlara engel olun" diye konuştu.

KÜÇÜKÖZYİĞİT İÇİN DAYANIŞMA ÇAĞRISI
Hüseyin Galip Küçüközyiğit'in kızı Nurseda Küçüközyiğit de bir aydır babasından haber alamadıklarını ve çok kaygılı olduklarının altını çizdi. Gökhan Güneş'in maruz kaldığı işkenceye dikkat çeken Küçüközyiğit, "Babamın da aynı şeyleri yaşadığını düşünüyorum. Karakola başvuru yaptığımda, onların soruşturması gerekiyordu. Gerekli ve düzgün bir inceleme yapılmadı. Bir ay geçti, çok uzun bir süre. Geçen her gün bizim için çok yıpratıcı oluyor. Anlatılması çok zor ama Gökhan Güneş'in kamuoyu baskısı sonucu serbest bırakıldığını biliyoruz o yüzden bu konuda insanlardan destek bekliyorum. Hukuki başvurularımızdan düzgün dönüş alamadık" ifadelerini kullandı.

ZÜBEYDE GÜNEŞ: O DELİLLER KARARTILMADAN İYİ Kİ ALMIŞIZ
Gökhan Güneş'in halası Zübeyde Güneş'te, yeğeninin bulunması için çok mücadele ettiklerini söyledi. Kendileriyle birlikte mücadele eden ESP, SGDF başta olmak üzere demokratik kitle örgütlerine, siyasi partilere ve Gökhan'ın bulunması için çabalayanlara bir kez daha teşekkür eden Güneş, şöyle devam etti: "Ama biz Gökhan'ın olayını henüz bitmiş olarak görmüyoruz. Çünkü tacizlerin devam edeceğini biliyoruz. Öncesinde vardı sonrasında da devam edecek. Rahat bırakmayacaklar. Çocuk enkaz gibi geldi eve; psikolojik olarak da fiziki olarak da çok yıpratılmış. Adalet Bakanı'na İçişleri Bakanı'na sesleniyorum; deliller karartılmadan iyi ki almışız. 'O delilleri nereden buldun?' diyen karakol yeğenimi daha çabuk bulabilirdi. Delili değil de yeğenimi bulabilirdi. Hukuki sürecimiz başlayacak. Herkese ve sayamadığım kamuoyunu oluşturan bütün herkese aile olarak teşekkürlerimizi borç biliyoruz."

'BEYAZ TOROSLAR'DAN BUGÜNE DEĞİŞEN TEK ŞEY ARAÇ PLAKALARI'
Halk İnisiyatifi'nden Kurtuluş Baştimar da akıbetini öğrenemedikleri Yusuf Bilge Tunç'u hatırlattı. 90'lı yılların "Beyaz Toroslar"dan bugüne değişen tek şeyin insanların kaçırıldığı arabaların markası olduğunu belirten Baştimar, "Herhangi bir önlem alınmadı. 21. yüzyılda insan hakları çağı dediğimiz bu dönemde bu tür vakaların yaşanması gerçekten büyük ayıp, büyük utanç. Bugün burada bulanmamızın sebebi Yusuf Beyin kaçırılması. Bütün işlemlerin ivedilikle yapılması gerek. Nerede olduğu devletin sorumluluğunda bir konu. Kendisinin nerede olduğunun, sağlığının ne durumda olduğunun bilgisinin verilmesi gerekiyor" diye konuştu.

İHD: TUNÇ VE KÜÇÜKÖZYİĞİT'İN AKIBETİNİN TAKİPÇİSİYİZ
Konuşmaların ardından İHD adına açıklama yapıldı. Açıklamada, hiç kimsenin keyfi olarak gözaltına alınamayacağı ve tutuklanamayacağı belirtildi. Zorla kaçırma ve alıkoyma eylemlerinin işkence ve kötü muamele olduğu vurgulanan açıklamada, "Kaçırılmış ve işkenceye maruz bırakılmış kişilere bu insanlık dışı uygulamayı yapanlar hakkında etkin soruşturmanın yürütülmesini ve faillerin cezalandırılmasını; kendilerinden haber alınamayan Yusuf Bilge Tunç ile Hüseyin Galip Küçüközyiğit'in de bir an önce bulunmalarını talep ediyor ve konunun takipçisi olacağımızı belirtiyoruz" denildi.

Açıklama, şöyle devam etti: "Zorla kaçırma vakalarında Devlet içindeki özel olarak oluşturulmuş birimlerin rol oynadığı açıktır. Devlet içindeki yasa dışı oluşumların açığa çıkarılabilmesi amacıyla TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ile bu konuda doğrudan doğruya yetkili İstihbarat ve Güvenlik Komisyonunu göreve davet ediyoruz. Konuyu Uluslararası kuruluşlar nezdinde de takip ettiğimizin bilinmesini isteriz."