4 Ekim 2024 Cuma

Bilirkişi heyeti keşif dahi yapmadı, mahkeme madencilikten yana oldu

Polen Ekoloji'nin, ortak faaliyet yürüten Lidya Madencilik. Çöpler Maden İşletmesi'nin Erzincan'ın İliç ilçesindeki siyanürlü atık barajı çevresindeki toplu kuş ölümlerinin yaşandığını ortaya çıkarmasının ardından gözler bölgeye çevrildi. Maden faaliyetine karşı dava açıldı, mahkeme bölgeyi incelemek üzere bilirkişi heyeti atadı ancak bilirkişi heyeti bölgede keşif yapmadan mahkeme davalılar lehine sonuçlandı.

Erzincan'ın İliç ilçesinde Alacer Gold ve AKP'ye yakınlığı ile bilinen Çalık Holding bünyesindeki Lidya Madencilik, Çöpler Maden İşletmesi'nde ortak faaliyet sürdürüyor.

2008 yılı ÇED raporu kapsamında açık ocak üretimi ile 11 yıl sürdürülecek işletme faaliyetleri ile yaklaşık 100 milyon ton pasa ve 52 milyon ton cevher çıkarılması planlanmıştı. Geçen günlerde Polen Ekoloji, sosyal medya hesabından yapılan paylaşımla siyanürlü atık barajı çevresinde toplu kuş ölümlerinin yaşandığını ortaya çıkardı.

Kamuoyunun tepkisine neden olan kuş ölümleri hakkında şirket sorumlu tutulurken madenciliğin çevreye verdiği zararlara dikkat çekildi.

'SUDA 21 FARKLI KİMYASAL VAR'
Maden tahribatına karşı yıllardır mücadele sürüyor. 7 yıldır hukuki mücadele ve davaların uluslararası mahkemelere taşındı. Duvar'a konuşan İliç'te yaşayan ve mücadele eden Sedat Cezayirlioğlu, şirketin hazırladığı ÇED Raporunu inceledikten sonra meydana gelen çevresel tahribata kamuoyunun dikkatini çekmeye çalışıyor. Atık havuzunun 192 futbol sahası büyüklüğünde olduğunu vurgulayan Cezayirlioğlu, "Bölgede kuş ölümleri ile gündeme gelen olayda yalnızca kuşların değil insan ölümleri ve sakat doğumları da gerçekleşiyor. Havuzdan su içen kuşlar tekrar uçamıyor. 21 farklı kimyasalın bulunduğu yerden su içen hayvanlar için burası ölüm saçıyor. Ayrıca insanlar nefes alamıyor. Kimyasalların toplandığı bölgeden çok keskin bir koku yayılıyor ve boğaz yanması gerçekleşiyor" dedi.

Atık barajının olduğu arazinin tamamının köye ait olması ve devletten yasal izinlerin alınmasına rağmen şirketin köyde 12 milyon lira para dağıttığını dile getiren Cezayirlioğlu, "Şirketin para karşılığında köylülerden maden faaliyeti boyunca çalışmaya muhalefet edilmemesi, dava açılmaması için teminat aldı. Köylülerin çocuklarını 13-14 bin lira maaşla işe alıp sözleşme imzalattı. Herkes buna razı geldi" diye konuştu.

'MADENCİLİK FAALİYETİ KAMU YARARINA DEĞİL'
Şirketin çıkardığı altından kazandığı paranın kendi yaptırdığı hesaplamalar çerçevesinde 6 milyar dolar civarında olduğunu belirten Sedat Cezayirlioğlu, buradan devlete verilecek paranın ise yalnızca 197 milyon dolar olduğunu, devletin yüzde 40 vergi indirimi sonucunda alacağı paranın 117 milyon dolar olacağını, bu noktada sürdürülen madencilik faaliyetinin kamu yararına olmadığını vurguladı. Madencilik faaliyetinin yarattığı çevresel tahribattan dolayı bölgeyi Çernobil'e benzeten Cezayirlioğlu, madenciliğin kaçak nükleer tesisinden daha tehlikeli olduğunu söyledi.

'MAHKEME DAVALILAR LEHİNE SONUÇLANDI'
Altın madenine karşı yıllardır hukuki mücadelesini sürdüren Sedat Cezayirlioğlu hakkında defalarca dava açılmış. "Örgüt üyesi" olmakla suçlanmış ve bu suçlamaların hepsinden beraat etmiş. Son olarak konunun Türkiye gündemine alınması gerektiğini söyleyen Cezayirlioğlu, maden faaliyetine karşı açtıkları davada mahkemenin bölgeyi incelemek üzere bilirkişi heyeti atadığını ancak bilirkişi heyeti bölgede keşif yapmadan mahkemenin davalılar lehine sonuçlandığını vurguladı.