24 Kasım 2024 Pazar

Berlin'de Cumartesi Anneleri ile dayanışma

Cumartesi Anneleri'nin 700. buluşması dolayısıyla Berlin'de dayanışma etkinliği yapıldı. Etkinlikte yıllardır yakınlarını arayanlar duygularını paylaştı Cumartesi Anneleri'nin 700. buluşması dolayısıyla Almanya'nın Başkenti Berlin'de de yakınları gözaltında kaybolan ailelerle dayanışma etkinliği düzenlendi. İstanbul'daki yasak ve polis saldırı Kreuzberg semtinde protesto edildi.
 
"Cumartesi Anneleri'nin 700. haftasında Berlin'den ses veriyoruz" adlı etkinlik, Berlin Gözaltında Kayıplar ve Cumartesi Anneleri İnisiyatifi tarafından düzenlendi.
 
Tıpkı 1995 yılından beri her Cumartesi Galatasaray Meydanı'nda olduğu gibi Berlin'deki etkinlikte de gözaltında kaybolanların fotoğrafları taşındı, oturma eylemi yapıldı, yıllardan beri kardeşinden, oğlundan, babasından haber alamayanlar konuştu.
 
Etkinliği düzenleyen inisiyatiften Zeynep Baran DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada bugün yine İstanbul'da Galatasaray Meydanı'nda Cumartesi Anneleri'ne oturma izni verilmediğine ve yüzlerce kişinin gözaltına alındığına dikkat çekti.
 
Baran, "Demokrasinin, adaletin ve insan haklarının olmadığı bir ülkede hak arayışı gerçekten çok zor. Biz de burada yıllardır evlatlarının kemiklerini arayan annelerin, eşlerin, kardeşlerin sesi olmak istiyoruz. En azından insanlar bir mezarının olmasını istiyorlar. Gidip mezarlarına çiçek koymak istiyorlar. Bu insanlar bir mezara sahip olmadıkları için Galatasaray Meydanı'na karanfil bırakıyorlar" şeklinde konuştu.
 
1991'de İstanbul'da ekmek almaya giderken evinin önünde gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Hüseyin Toraman'ın ablası duygusal bir konuşma yaptı. Zamanında ailesinin, kardeşini bulmak için gidilmedik yer bırakmadığını ancak gazetelerin olayı haber yapmak istemediklerini ve hala aynı acıyı çektiklerini anlattı. "Bizi yarım bıraktılar, bir mezarımız bile yok. Biz vedalaşamıyoruz" diyen Toraman "Öfkemiz bitmeyecek siz yargılayana kadar, adalet yerini bulana kadar" dedi.
 
Berlin'in yanı sıra Avrupa'nın birçok başka kentinde aynı saatlerde düzenlenen dayanışma etkinliklerinde ortak bir metin okundu. Katılımcılar bu metinde taleplerini dile getirdiler: "700 haftadır güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra varlığı inkar edilen insanlarımıza ne olduğunu öğrenmeyi talep ediyor ve onları kaybedenlerin tarafsız ve bağımsız bir yargılama faaliyeti sonunda cezalandırılmasını istiyoruz."
 
Bir diğer konuşmacı ise 1994'de kaybolan Cüneyt Aydınlar'ın amcası Recep Aydınlar. Aralarında sadece dört yaş fark olduğu için Cüneyt Aydınlar ile adeta kardeş gibi büyüdüklerini anlatan Recep Aydınlar, Diyarbakır'dan İstanbul'a öğrenci olarak giden 23 yaşındaki Cüneyt'in öğrenci olaylarına karıştıktan sonra polis tarafından gözaltına alındığını, savcılık tarafından uzatılan gözaltı süresi boyunca işkenceye uğradığını, polisin Cüneyt'in kaçtığını söylediğini ve ondan sonra bir daha haber almadıklarını söyledi.
 
Aydınlar, "Biz peşini bırakmıyoruz. Tüm uğraşlarımıza rağmen bir neticeye varamadık. Varamamazın sebebi de Türkiye'nin bir hukuk devleti olmadığıdır... "Aydınlar, ‘Kayıp denilirken bir umut var bir gün gelecek diye' diyor ve dosyalarının zaman aşımına bırakıldığını anlatıyor. Buna rağmen talebi net: "Biz bir can verdik, bunu sinemize çekmek istemiyoruz. Devletin bize bir can borcu var. Bunu ödemesi lazım."