Bekaert işçileri: Zafere dayanışmayla ulaşacağız
Bekaert işçilerinin grevi 15. gününde. Toplu sözleşme talepleri kabul edilmediği için grev kararı alan işçilerin grevi artık bununla sınırlı değil. İşçiler, Erdoğan tarafından yasaklanan grevlerini grev ilan ederek savunuyor ve bunun meşruluğuna sonuna kadar inanıyor. ETHA'ya konuşan işçiler, kazanana kadar grevde ısrarcı olacaklarını vurguluyor ve ekliyor: "Dayanışmayı büyütmeden grevimiz zafere ulaşamayacak. Elde edeceğimiz zafer işçi sınıfı için bir işaret fişeği."
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, işçilerin sendikal haklarını savunduklarını bunu gasp eden patronların ise karşısında olduklarını iddia etmişti yaptığı bir açıklamada. Bu açıklamadan bir süre sonra Kocaeli'de bulunan Bekaert fabrikasında işçilerin grevi yasaklandı.
Temmuz ayında başlayan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması nedeniyle işçiler 13 Aralık'ta uygulanmak üzere grev kararı almıştı. Ancak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla grevin uygulanmasına saatler kala gece yarısı yayınlanan bir kararnameyle işçilerin grevi yasaklandı. DİSK'e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası'nın örgütlü olduğu fabrikada 400 işçi, grev yasağını dinlemedi ve 13 Aralık günü greve başladı. İşte yasak kararı böylece yırtılıp çöpe atıldı.
İşçilerle grev alanında bir günü birlikte geçirdik. Soğuk ve yağışlı havaya rağmen direnişten vazgeçmeyen işçiler, asıl hukuksuzluğun yasak kararı olduğunu söyleyerek, grevlerinin meşruluğuna dikkat çekiyor.
Bekaert'te prim ve ikramiyeler dahil 8 bin 500 lira yani 2023 yılı Ocak ayında uygulanacak asgari ücret kadar maaş aldıklarını söyleyen işçilerin öfkesi daha da artmış durumda. Bu ücretle geçinmenin zorluğuna işaret ediyor Bekaert işçileri ve geçimlerini sağlamak için kredi çekmek zorunda kaldıklarını dile getiriyor. İşçileri öfkelendiren bir diğer şey ise patronun yolladığı tehdit mesajı. Grevi sürdürmeleri durumunda işten atma tehdidinde bulunan patron bir de bu süre içerisinde zarara uğradığını öne sürerek dava açacağını ve zararı işçilerden tahsil edeceğini söylüyor.
Pandemi sürecinde çalıştırıldıklarını ve fabrikanın üretim rekoru kırdığını hatırlatan işçiler, "Biz sadece hakkımızı istiyoruz. Hakkımızın kesinlikle bu olmadığını düşünüyoruz. Bu fabrikanın nereden nereye geldiğini kendileri de çok iyi biliyor. Bu fabrikayı bu hale getiren bizleriz" diyerek, patronların işçilerin emeğini sömürerek nasıl zenginleştiğine işaret ediyor. İşçilerin işaret ettiği bir başka gerçek ise patronun bu cesareti iktidardan aldığı ve mahkum edildikleri yoksulluğun da iktidarın sermaye odaklı politikalarından kaynaklandığı...
Bekaert'in ikinci fabrikası Kartepe'de bulunuyor. Orada ise Hak-İş'e bağlı Özçelik-İş örgütlü. Grev yasağı gelince işçiler sendikaya rağmen birkaç gün iş yavaşlattı, üretimi durdurdu, fakat sonra yine çalışmaya başladı. Bu süre içerisinde sarı sendika Özçelik-İş, patronla anlaşma sağladıkları yönündeki gerçek dışı haber yayarak işçileri oyaladı. Bekaert'in Kocaeli fabrikasında grevde olan işçiler, Özçelik-İş'in patrondan yana tavır aldığını ve grev kırıcılığına soyunduğunu net bir şekilde ifade ediyor. Daha önceki yıllardaki deneyimlerinden de yola çıkarak Özçelik-İş'in Birleşik Metal-İş anlaşmaya varmadan sözleşme imzalamasının mümkün olmadığına işaret ediyor.
İşçilerin meşruiyet bilinci ve grevdeki ısrarı, Türkiye işçi sınıfı için örnek oluşturacak düzeyde. Bekaert'te görüştüğümüz her işçi, grevlerinin "milli güvenlik" gerekçesiyle yasaklanmasının ne anlama geldiğini biliyor. Ve bu nedenle grevi kararlılıkla sürdürerek grev hakkını grevle kazanma yolunda mücadeleye devam ediyor.
Moral ve motivasyonları oldukça yüksek olan işçiler haklı bir mücadele yürüttüklerinin de altını çiziyor. Ulusal ve uluslararası kamuoyunun desteğine yaslanan işçiler, kazanana kadar grevde ısrar edeceklerini yineliyor.
Grev bugün 15. gününde. İşçi sınıfının dayanışmayla kazanacağını bilen Bekaert işçileri grevlerinin 10. gününde, greve çıkan Kartonsan işçilerini bu nedenle yalnız bırakmadı.
Grev yasağına ve sefalet ücretlerine karşı başlattıkları grevin tüm işçi sınıfı için örnek olduğunu düşünen işçiler, Bekaert grevini büyütmenin, direnen işçilerle yan yana gelmenin önemini vurguluyor. Bekaert işçileri gün sonunda yanlarından ayrılırken şu sözleri sarf ediyor: "Dayanışmayı büyütmeden grevimiz zafere ulaşamayacak. Elde edeceğimiz zafer işçi sınıfı için bir işaret fişeği."