25 Kasım 2024 Pazartesi

Başaran'dan Yanık'a: Çocuk istismarı politiktir

Kadın cinayetlerinin de çocuk istismarının da politik olduğunun altını çizen HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Başaran, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık'a "6 yaşındaki çocuk kendisine doğal diye dayatılan istismarın ne olduğunu aylar sonra, yıllar sonra radyodan öğreniyor. Neden okullarda toplumsal cinsiyet eğitimleri vermiyor ve farkındalık yaratmıyorsunuz" sorusunu yöneltti.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran Meclis Genel Kurulunda devem eden Merkezi Bütçe Teklifinde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı üzerine konuşma yaptı. Başaran, faize 666 milyar aktarılırken Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının toplamına 149 milyar aktarıldığını belirtti.

AKP'nin kadın erkek eşitsizliğini derinleştirmekten başka hiçbir şey yapmadığına dikkat çeken Başaran, "AKP iktidarı uzun bir süredir kadın düşmanı politikaları sürekli bir biçimde işletiyor. Kadınları bireyliğinden, haklarından soyutlayarak, 'kutsal aile' ve 'kutsal annelik' söylemleri üzerinden gidiyor. Kadınlar bunu ifade ettiğinde hemen aile düşmanı olarak lanse edildiler. Evet aile bir hakikat ama ailenin içinde de problemler var. Ailenin de demokratikleşmesi lazım. Aile diyip bütün aile içindeki suçları, problemleri görmezden gelmeyin diyoruz" dedi.

Kadın temsiliyeti artışında esas öncü rolü oynayan HDP ve kadın mücadelesi olduğunun altını çizen Başaran, "Bir de biliyorsunuz Aile Bakanlarının olduğu tüm platformlarda -ulusal ve uluslararası platformlarda-Meclisteki kadın temsiliyetinin artışından söz ediyor. Evet, Meclise giren kadın milletvekili oranı 2007 yılında yüzde 9,1 iken bu oran 2021 yılında yüzde 17,4'e yükseldi. Doğru kadın temsiliyetinde bir artış var. Ama bu kadın temsiliyeti artışından esas öncü rolü oynayan HDP ve kadın mücadelesini hiç dillendirmiyor, hatta yetmiyor kadın mücadelesine, partimize sistematik bir biçimde saldırı gerçekleştiriyor. Bugün partimiz kapatma davası ile yüzyüze. Bu da yetmiyor, kadın temsiliyetini Meclisten silmeye çalışıyor. Semra Güzel ve Leyla Güven. İki arkadaşımız. Semra Güzel hakkında manipülasyon yapılarak hedef gösterildi, dokunulmazlığı kaldırıldı ve tutuklandı. Leyla Güven'in milletvekilliği düşürüldü. Bırakın kadın temsiliyetini artırmayı kadın temsiliyetini azaltan bir yaklaşım söz konusu" ifadelerini kullandı.

Kadın kurumlarının kapatılmasıyla kadınların başvuracağı mekanizmaların ortadan kalktığını belirten Beştaş, AKP hükümetleri döneminde, kadın bakan sayısı 1 veya 2'yi geçmediğini söyledi.

Çocuk istismarına ilişkin bakanın yaptığı açıklamayı hatırlatan Başaran, "Bakan dedi ki: 'Çok tatsız, hiç duymak istemediğimiz haberlerden birisi, tüyleri diken diken eden bir mesele.' Ama biz yalnızca bunu hissetmiyoruz, biz öfkeliyiz; bu, siyasetin konusudur. Siyaset üstü gibi bir tanımlamayla bu meseleye yaklaşmamak lazım. Bu siyasetin ta kendisidir, yaratılan siyasetin sonucudur. İşte biz, tam da bu nedenle bu ülkede kadınlar, çocuklar, işçiler, emekçiler, mülteciler, engelliler için ve onlarla birlikte bu mücadeleyi yürütüyoruz. Siyaset bizim için bu nedenle çok önemli; burada olmak, bunun mücadelesini vermek çok önemli. Çünkü bir daha söylüyorum, kadın cinayetleri de kadına yönelik şiddet de çocuk istismarları da politiktir. Şimdi, Bakana sorularımız var yine. Çocuk istismarı siyasetten alakasızsa, hepimizin sorunuysa verilen önergelere niye cevap vermiyorsunuz? Araştırma komisyonları bu Mecliste neden kurulmuyor? 6 yaşındaki çocuk kendisine doğal diye dayatılan istismarın ne olduğunu aylar sonra, yıllar sonra radyodan öğreniyor. Neden okullarda toplumsal cinsiyet eğitimleri vermiyor ve farkındalık yaratmıyorsunuz? Bakanlık çocuk istismarına dair kaç dosyaya müdahil oldu? Müdahil olması için illa basına mı düşmesi lazım, kadınların mücadele etmesi mi lazım, bunu gündem yapmamız mı lazım? Buyurun, kendiniz müdahil olduklarınızı açıklayın. Kaç davaya müdahil oldunuz? Bunu çok merak ediyoruz. Bu, Bakanlığın görevi değil mi?" sorularını yöneltti.

Başaran, şöyle devam etti: "Aslında çoklu problemlerle daha çok anlatılacak şey var. Ama Roman kadınların yaşadığı özgün problemler var, ayrımcılığa uğruyorlar. Mülteci kadınların başvuracağı mekanizma yok çünkü geri gönderilme korkusuyla yaşıyorlar. Engelli kadınlar çoklu ayrımcılıkla yüz yüzeler yaşamın bütün alanında. Tam bu nedenle biz üç yıldır toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe çalıştayları yapıyoruz. Siz de bu çalışmayı yaptınız. Eğer, gerçekten bu ülkede kadınlar için özgür, eşit bir yaşamı savunuyorsak ki biz bunu savunuyoruz, bunun mücadelesini vereceğiz; kadınların özgür, eşit, istihdama eşit katılımı; toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçeyi biz yapacağız, kadınlarla beraber yapacağız."