Başaran: Kadınların isyanını özgürlük mücadelesini engelleyemeyeceksiniz
HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, Nagihan Akarsel'e sıkılan 11 kurşunun Kürt kadınlarına, kadınların özgürlük mücadelesine sıkıldığını belirtti. "Ailenin güçlendirilmesi" adı altında yapılmak istenen düzenlemeye değinen Başaran, bu tür düzenlemelerle erkeklerin kadınlara yönelik şiddete teşvik edildiğini vurguladı, "Derdiniz kadını güçlendirme değil, erkek egemen sisteminizi güçlendirmek. Bu saldırılarla kadınların isyanını, özgürlük mücadelesini engelleyemeyeceksiniz. Bu politikaları sokakta, Mecliste vereceğimiz mücadeleyle yerle bir edeceğiz. Kazanan kadınların örgütlü mücadelesi olacak, kazanan kadınların 'jin, jiyan, azadî' sloganı olacak" dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Nagihan Akarsel'in Süleymaniye'de düzenlenen suikastla katledilmesine değinen Başaran, dün Konya'da gerçekleştirilen cenaze törenine katılanlar ve ailenin jandarma tarafından "Eğer zafer işaretleri yaparsanız parmağınızı kırarız", "Sessiz bir şekilde cenazeyi gömün yoksa köyü yakarız", "Sizi buradan süreriz" sözleriyle tehdit edildiklerini söyledi.
'FAİLİN TÜRKİYE'DEN BAĞLANTISI VAR'
Cenazeye katılmak için yola çıkanların Konya'da 6 ayrı kontrol noktasında bekletildiğini, engellendiğini söyleyen Başaran "Biz çok iyi biliyoruz ki, burada iktidarın kendi suçunu örtme çabası var. Çünkü daha birkaç gün önce katilin, failin kamuoyuna da yansıyan beyanlarıyla bu cinayette Türkiye'den desteği ve bağlantısının olduğu iddiaları kamuoyunun gözleri önüne serilmiş durumda. Tam da bu nedenle iktidar bir Kürt kadını sahiplenmenin açığa çıkmasını engellemeye çalıştı. Ancak hiçbir baskı ve engelleme Nagihan arkadaşımız için son görevimizi yerine getirmemizi engelleyemedi. Bizler ve sevenleri köyün dışında ya da mezar başında Nagihan arkadaşımız için son görevimizi yaptık ve kendisini son yolculuğuna uğurladık. Buradan bir kez daha başta ailesi, sevenleri ve halkımızın tümünün başı sağolsun" dedi.
Hevrîn Xelef, Sakine Cansız, Fidan Doğan, Leyla Şaylemez, Sêvê Demir, Pakize Nayır, Fatma Uyar, Nagihan Akarsel gibi Kürt kadınlara yönelik katliam saldırılarını hatırlatan Başaran, "Tabii ki kadınlar sadece katledilmiyor. Tabii ki tek hedef alınma biçimi katledilmek ve şiddet değil. Türkiye'de de Kürt kadınlar baskı ve gözaltı politikalarıyla tutsak edilmeye devam ediyor. Bugün Ayşe Gökkan, Leyla Güven, Sebahat Tuncel, Gültan Kışanak ve ismini sayamadığımız yüzlerce arkadaşımız kadın özgürlük mücadelesi verdikleri için AKP-MHP faşist iktidarına itiraz ettikleri, politikalarını reddettikleri için, bu ülkede kadınlar başta olmak üzere halkların eşit ve özgür bir şekilde yaşamasını istedikleri için rehin tutuluyorlar" diye konuştu.
'11 KURŞUN TÜM KÜRT KADINLARINA SIKILDI'
Kürt kadınlarının savaş, kaos, militarist, cinsiyetçi, erkek egemen sistemi yıkıp yerine demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü, yeni bir yaşamı kurma iddiasında ve mücadelesinde oldukları için hedef alındığını vurgulayan Başaran, Kürt kadınlarının örgütlenmeyi ve kendini özgürleştirmeyi esas aldıklarını belirtti. Başaran, "Biliyoruz ki Nagihan arkadaşımıza sıkılan 11 kurşun sadece kendisine değil, başka Kürt kadınlar olmak üzere kadınların özgürlük mücadelesine, örgütlenme ruhuna, itirazına, isyanına kadınların hakikat mücadelesine sıkılmıştır"
'NAGİHAN'IN HAKİKAT KALEMİ YERDE KALMAYACAK'
Nagihan'ı katledenlerin talimatı AKP-MHP faşist erkek bloğundan aldığını vurgulayan Başaran şöyle konuştu: "Nagihan'ın hakikat kalemi, hiçbir zaman yerde kalmayacak. Kadınlar yalan tarihe karşı kendi tarihlerini yazmaya devam edecek. Buradan Federe Kürdistan Bölgesel Yönetimine de bir kez daha sesleniyoruz: Katilin bir an önce bu suçu nasıl işlediğini, kimin nasıl hangi yöntemlerle lojistik destek sunduğu, kimin istihbarat verdiği ve Türkiye ile bağlantısının ne olduğunu derhal açıklamak zorundadır. Bu bir yükümlülük olarak Federe Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin karşısında durmaktadır. Biz Nagihan arkadaşımızın failleri bulunana kadar mücadele etmeye devam edeceğimizi buradan ifade etmek istiyoruz."
'KATİLİN KİMDEN DESTEK ALDIĞINI BİLİYORUZ'
Başaran, Deniz Poyraz'ın katilinin yargılandığı davaya da değindi. Katil Onur Gencer bu cinayeti tek başına işlemediğini vurgulayan Başaran, "Katile bu cinayetin talimatını verenleri de, ona destek olanları da, onunla plan yapanları da biz çok iyi biliyoruz. Çok büyük bir güç vardı arkasında. Bunu açığa çıkartmamak için yargı elinden gelen tüm çabayı sarf ediyor" dedi.
12 Ekim günü görülen duruşmada Deniz Poyraz'ın ailesi ve davayı takip etmek için gelenlere yönelik saldırıları hatırlatan Başaran, bugün Şakran Hapishanesinde davayı takip etmeye gidenlere bir kez daha saldırı yaşandığını belirtti. Başaran, "Biz bunun anlamını biliyoruz. Katilin kimden destek aldığına, bu katliamda kimlerin planlayıcı olduğuna hep beraber şahitlik etmiş bulunuyoruz" diye konuştu.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği'nin kapatılmak istenmesine ilişkin davaya değinen Başaran, Gülistan Doku'nun bin günden fazladır kayıp olduğunu hatırlattı. Gülistan'ın kaybolmasında sorumluluğu bulunan Zainal Abarakov'un gözaltına alınıp adli kontrol kararıyla serbest bırakılmasına rağmen 6 aydır imza atmak için karakola gitmemesine rağmen hakkında tutuklama kararı çıkarılmamasına dikkat çeken Başaran, "Solcular, muhalifler, kadınlar bu tür tedbirlere gitmediklerinde hızlıca haklarında yasal süreç başlatılırken Zainal Abarakov ile ilgili şu anda bir prosedür bile uygulanmıyor. Bu kişi elini kolunu sallayarak gezmeye devam ediyor. Adliye koridorlarında adaleti bulamayan kadınlara destek veren derneklerin kapatılmak istenmesi kadınların adalet arayışlarına da bir saldırıdır. Erkek adalet değil, gerçek adalet diyen kadınların mücadelesine saldırıdır" dedi.
'AİLENİN GÜÇLENDİRİLMESİ' DÜZENLEMESİ ERKEKLERİ ŞİDDETE TEŞVİK EDİYOR
"Ailenin güçlendirilmesi" adı altında yeni bir yasal düzenlemenin gündemde olduğu bilgisini veren HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran şöyle konuştu: "Biz daha önce de 'ailenin güçlendirilmesi' adı altında nasıl düzenlemeler yapıldığını biliyoruz. Erkekleri, şiddete ve pervasızlığa teşvik edecek bir düzenlemeyle karşımıza çıkmaya çalışıyorlar. Kadınları makul ve makbul olmaya, ailenin içerisinde sınırlamaya, erkeğe ve devlete biat ettirmeye çalışıyorlar ama bunun karşısında kadınlar mücadele etmeye devam edecek. Kazanımlarımızı da hayatımızı da korumaya devam edeceğiz."
Başörtüsü tartışmalarına da değinen Başaran, bu suni tartışmada erkeklerin söz söylediğini, kadınların sözünün dinlenmediğini söyledi. Başaran, "Biraz susun. Susun da kadınlar ne diyor bir dinleyelim. 28 Şubat'ta kadınların talep ve isteklerini görmezden gelen kendi politikaları için kadın bedenini, kadınların geleceği, giyim kuşamları üzerinden sistemi kurmaya çalışan erkek egemen tarz o dönem kadınları başörtülerini çıkarmaya zorlamıştı. AKP kadınların bu mağduriyetinden kendine bir mağduriyet alanı çıkardı ve hala kullanmaya devam ediyor. Ama AKP 28 Şubat'ta eleştirdiklerine benzedi. Şimdi fetvalarıyla, çıkardığı düzenlemelerle onlar da kadınlara başka bir yaşam ve gelecek dayatıyor. 28 Şubat'ın yasaları, kararları, kararnameleri bugünün AKP iktidarının fetvaları oldu. O dönem kararlar, kararnameler yasalarla kadınların bedeni ve giyim kuşamı üzerinden yapılan politikalar ve siyaset bugün de tersine başka bir dayatma haline geldi" diye konuştu.
'DERDİNİZ KADINI DEĞİL ERKEK EGEMEN SİSTEMİNİZİ GÜÇLENDİRMEK'
İran'da kadınların başını örtmeye zorlandığını belirten Başaran, kadınlara saçını açması ya da örtmesi dayatmasında bulunulamayacağını vurguladı. Kadınların İran'da, Rojhîlat'ta, Türkiye'de, Kürdistan'da, dünyanın dört bir yanında isyan halinde olduğuna dikkati çeken Başaran, "Algı operasyonuyla 'başörtülü bacım' dediğiniz kadınlar sizi gönderecek. Bütün kadınlar derdinizin kadın ve erkeğin birlikteliğinden oluşan 'aile kurumunu güçlendirme' adı altında, her türlü şiddeti gördükleri eve kapatmak olduğunu çok net biliyor. Erkek faillerle 'uzlaştırma' adı altında kadınları şiddet ortamına tekrar gönderdiğinizi biliyoruz, kadınların katledilmesine nasıl zemin hazırladığınızı biliyoruz. Çünkü sizin derdiniz kadını güçlendirme değil, erkek egemen sisteminizi güçlendirmek. Bu saldırılarla kadınların isyanını özgürlük mücadelesini engelleyemeyeceksiniz. Biz kadınlar her ne olursa olsun bu tahakkümcü erkek yargıya karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Başörtülü, başörtüsüz, emekçi, siyasetçi, işçi, sendikacı, Alevi, Kürt, Türk, Ermeni, Çerkes, Süryani. Yani bu ülkede yaşayan bütün farklı inanç ve kesimlerden kadınlarla kadın dayanışmamızı ve örgütlülüğümüzü büyütmeye devam edeceğiz" diye vurguladı.
'KADINLARIN ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ KAZANACAK'
HDP'li vekil Habip Eksik'in polis şiddeti sonucu bacağının kırıldığını hatırlatan Başaran, bu saldırılara ve tecride karşı mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı. Mecliste dün onaylanan sansür yasasıyla iktidarın hakikati ters yüz etmeye çalıştığını kaydeden Başaran, "Bu politikaları emin olun sokakta, alanda, Mecliste vereceğimiz mücadeleyle yerle bir edeceğiz. Kazanan kadınların örgütlü mücadelesi olacak, kazanan kadınların 'jin, jiyan, azadî' sloganı olacak" dedi.