Başaran: Kadın emeği görünür kılınana kadar sesimizi yükselteceğiz
Kadın gündemine dair değerlendirmelerde bulunan HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, "Türkiye'de kadınlar eşit güç, eşit iş ve eşit ücret talep ediyorlar. Kadın emeği görünür kılınana kadar, kadınların yaşadıkları cinsiyetçi yaklaşımlar son bulana kadar sesimizi daha fazla yükselteceğiz" diye belirtti.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü ve Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, HDP Diyarbakır İl binasında kadın gündemine dair değerlendirmelerde bulundu.
Salgından dolayı yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı dileyerek konuşmasına başlayan Başaran, kadın katillerinin, tecavüz faillerinin ve çocuk istismarında bulunanların cezaevlerinden bırakıldığını hatırlattı. Başaran, "Düşüncesinden dolayı, demokrasiyi savunduğu için cezaevinde bulunan gazetecileri, siyasetçileri, öğrencileri, hasta tutsakları gündemden düşürmemeye ve her gün dile getirmeye devam edeceğiz" dedi.
'10 KADINDAN 2'Sİ İŞ BULAMIYOR'
1 Mayıs haftasında olduklarını hatırlatan Başaran, AKP iktidarının koronavirüsü sadece bir sağlık sorunu olarak gördüğünü belirtti. Başaran, "Salgının yaratacağı ekonomik, psikolojik, ekolojik, toplumsal sorunları yok saymaktadır. Bunun dışında aldığı tüm önlemler maalesef yalnızca sermaye şirketlerini besleyecek önlemlerdir. Bu çarkların arasında ezilen, yok sayılan işçiler, emekçiler, yoksullar yok sayılıyor. Türkiye'de yoksulluğun en derin halini yaşayanlar, yoksulluğu en çok hisseden kadınlar oluyor. Salgından önce kadın yoksulluğunun ne kadar üst seviyede olduğunu raporlardan görmüştük. Kadınların istihdama katılım oranı yüzde 29'da kalıyor. Çocuklarına, evde yetişkinlere bakmak için işinden ayrılan kadınların sayısı her geçen gün artıyor. Bu işsizlik oranının en fazla olduğu alanlardan biri ise genç kadın işsizliğidir. 10 kadından yalnızca 2'si iş bulabiliyor" ifadelerini kullandı.
İş gücüne katılan kadınların ise güvencesiz bir biçimde çalışmak zorunda bırakıldığını dile getiren Başaran, "Salgın ile beraber ilk işinden çıkarılanlar ve ücretsiz izne ayrılanlar kadınlar oldu. Bu süreçte kadın işsizliğinin ve yoksulluğunun daha da artacağı aleni bir şekilde karşımızdadır. Geçtiğimiz günlerde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bir açıklama yaptı ve yapılan yardımların yüzde 61'inin kadınlara yapıldığını söyledi. Bunu bir övünçmüş gibi anlattı. Bu en fazla yoksul olan ve yardıma ihtiyacı olan kadınlar olduğunu bize gösteriyor. Uzaktan eğitime geçilmesi ile beraber kadınların evdeki iş gücü iki kat artmış bulunmakta. Kadınlar çifte mesaiye daha ağır bir yükün altına girmek zorunda kalıyor. Kadınlar bu süreçte daha fazla yıpranmakta ve daha fazla psikolojik baskı yaşamaktadırlar" diye belirtti.
Tekstil ve fabrikalarda hala işçilerin çalıştırılmaya devam edildiğinin altını çizen Başaran, çağrılara rağmen zorunlu olmadığı halde bu sektörde çalışmaların devam ettiğini kaydetti. Koronavirüsün herkese eşit yaklaşmadığını vurgulayan Başaran, "Virüs kadınları, yoksulları, işçileri, mültecileri daha çok vuruyor. Sınırda bekletilen mülteciler, kadınlar da büyük risk altında. Fakat iktidar mültecilere dair bir açıklama dahi yapmadı. Kafede, restoran gibi iş yerlerinde part time çalışan kadınlar sektörün kapatılması ile işsiz kaldı ve açlık sınırına terk edildi. Mülteciler savaştan kaçarak ülkemize sığındılar fakat bu iktidar tarafından bir kez daha ölüme terk edildiler. Biliyorsunuz 17 Nisan'da bir ekonomi paketi açıklandı mecliste ve bu pakette kadınların ismi bile geçmedi. Ev içi emekçilerinin, taşeron emekçilerinin, part time çalışan emekçilerinin durumu dile getirilmedi. Kadın işçiler günlerdir çağrıda bulunuyorlar. Ev İçi Kadın İşçileri Sendikası bir rapor açıkladı ve bu rapor kadınların yaşadıklarını bir kez daha gözler önüne serdi" sözlerine yer verdi.
'SAĞLIK ÇALIŞANLARININ YÜZDE 60'I KADIN'
Ev içi kadın işçilerinin kiralarını ödeyemediğini, temel ihtiyaçlarını karşılayamadıklarını ve günlük pazar alışverişini yapmakta dahi zorlandığını ifade eden Başaran, "Bu ekonomik kriz her geçen gün bu kadar derinleşirken, iktidar manipülasyonlarla, salgın gündemini başka yerlere çekerek bu krizin gündeme gelmesini engellemeye çalışıyor. İşçilerden, emekçilerden söz ederken bu sürecin kahramanları olan ve yalnızca popülizm bir tavırla isimleri ağza alınan sağlık çalışanlarını da unutmuyoruz. Tüm risklere ve tehlikelere rağmen çalışan sağlık çalışanlarının da çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. Dünya genelinde çalışan sağlık çalışanlarının yüzde 70'ni kadınlar oluştururken, Türkiye'de yüzde 60'ını oluşturuyor. Sağlık sektöründe de cinsiyetçi bir tavırla kadınlara hizmet işleri yaptırılıyor. Sağlık çalışanı kadınlara, emekçilere yeterli ekipman verilmiyor. Bir maske ile günlerce idare etmeleri bekleniyor" diye konuştu.
Başaran, "Zonguldak Valisi salgının yayılmasını sağlık çalışanlarının tedbirsizliğine bağlamış ve yine kendi sorumluluklarını bir kenara bırakmışlardı. SES'in yaptığı araştırmaya göre şimdiye kadar 5 binden fazla enfekte olduğu ve bu sayının 8 bine ulaşacağı ifade ediliyor. Sayı bu kadar fazlayken hala sağlık emekçileri için yeterli tedbirlerin alınmaması kabul edilemezdir. Tüm bu sorunlarla kadınlar yüz yüze bırakılırken, eve dönüp bir de evdeki sorumluluğu alırken, yıllardır mücadele edilmesine rağmen hala Türkiye'de kadınlar eşit güç, eşit iş ve eşit ücret talep ediyorlar" dedi.
Ayşe son olarak şu ifadelere yer verdi: "Onların oluşturmaya çalıştığı sınıf ayrımına karşı bizler kadın dayanışmasını büyütmeye ve alanlarda olmaya devam edeceğiz. Kadın emeği görünür kılınana kadar, kadınların yaşadıkları cinsiyetçi yaklaşımlar son bulana kadar sesimizi daha fazla yükselteceğiz. Komünal bir yaşam inşa edilse, sosyal devlet gerçekten sosyal olmaya başarabilse, kadına cepheden bakmasa aslında ülkede ekonomik gündemler, yoksullu diye bir gündem kalmayacak. İktidar sermayeyi beslemeyi bırakıp, yoksulları besleyecek adımlar atılmalı. Çalışmaların saraylarda değil, mecliste yürütülmesi gerekmektedir. Derhal meclis açılmalı ve sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz. Bir kez daha 1 Mayıs'ta alanlarda olacağımızı belirtiyoruz. Başta kadın emekçiler olmak üzere tüm işçi ve emekçilerin 1 Mayıs'ını kutluyorum."