4 Ekim 2024 Cuma

Başaran: Ele ele tutuşmaktan, yalnız yürümemekten vazgeçmeyelim

HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, 2020'nin kadınların mücadeleyi büyüttüğü yıl olduğunu belirtti. Dün yaşanan kadın katliamlarını hatırlatan Başaran, kadınlara "acil eylem" çağrısı yaptı, "Ele ele tutuşmaktan, yalnız yürümemekten vazgeçmeyelim. 2021'de de beraber olacağız" dedi. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, haftalık basın toplantısı düzenleyerek kadın gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.

'İKTİDARIN ÜLKEYİ NASIL YÖNETEMEDİĞİNE ŞAHİT OLDUK'
Başaran, Diyarbakır'da düzenlediği basın toplantısında yılın son günü olduğunu hatırlatarak, "2020 yılında aslında iktidarın ülkeyi nasıl yönetemediğine hep beraber şahit olduk. İktidarın 18 yıllık yönetememe ya da yönetim tercihlerinin halka yansımasının bir resmiydi 2020 yılı tablosu. Yine dünyada ortaya çıkan kapitalizmin yarattığı sorunların kapitalizmin krizinin faturasının topluma, halka, emekçilere, yoksullara çıkartıldığının resmiydi. 2020 yılı, AKP iktidarının 18 yıllık politikalarının kadın düşmanı olduğunu, 18 yıl boyunca kadınlar lehine nasıl tek bir adım atmadığını, kadın kazanımlarına nasıl pervasızca saldırdığının göstergesi olan bir yıldı" dedi.

'EVDE KALIN' ÇAĞRISI 'ÖLÜMLE YÜZ YÜZE KALIN' SİYASETİNE DÖNÜŞTÜ'
2020 yılında iktidarın savaş politikalarının ayyuka çıktığını, bu politikanın faturasının da halka, kadınlara, yoksullara, emekçilere kesildiğini söyleyen Başaran, kadına yönelik şiddet ve buna karşı verilen mücadeleye dikkat çekti.

Başaran şunları söyledi: "Kadınlar açısından 2020, bir taraftan kadınların yaşamlarına saldırılar gerçekleştiği, pandeminin ortaya çıkmasıyla beraber "Evde kalın" çağrılarının aslında kadınlara "ölümle yüz yüze kalın, aç kalın, şiddetle yüz yüze kalın" siyasetine dönüştüğünün göstergesi olarak karşımızda duruyor.

2020 yılı maalesef yine AKP iktidarının yürüttüğü kadına yönelik düşman politikaları, militarist,cinsiyetçi politikalar nedeniyle yüzlerce kadının yaşamını yitirdiği bir yıl olarak geride kaldı. İktidarın kadına yönelik şiddete, kadın cinayetlerine karşı mekanizmalar kuracağına, önlemler alacağına, bizlerin ve kadın örgütlerinin defalarca yaptığı çağrılara uyarak acil eylem planı açıklayacağına maalesef infaz yasasıyla kadın ve çocuğa yönelik suçluların dışarıya saldı. 2020 yılı, kadınların bu suçlularla yüz yüze bırakıldığı, İstanbul Sözleşmesi'nin, 6284'ün uygulanması bir yana, İstanbul Sözleşmesi'nin iktidar sözcüleri tarafından tartışmaya açıldığı, 6284'ün HSK ve iktidar sözcüleri tarafından tartışmaya açılarak uygulanmadığı bir yıl olarak gerimizde bıraktık.

Yine kayyım politikalarının hız kesmeden devam ettiği, kayyım politikalarının bir kadın düşmanı politika olduğunun ortaya çıktığı bir yıl oldu. Kayyım politikalarıyla 2020 yılında kadın kurumları kapatıldı, kadına yönelik politikalar üreten birimlerin başına erkekler atandı ve kayyım bir kadın düşmanı siyaset olarak yerini 2020'de de aldı. Kadın kurumlarına saldırılar gerçekleşti. TJA ve Rosa Kadın Derneği'ne defalarca saldırılar gerçekleştirilerek kadınlar gözaltına alındı, tutuklandı. En son, yılın sonuna doğru yıllarca kadın özgürlüğü için Kürt halkının geleceği için mücadele eden, bunun için ömrünü vermiş, cezaevinde kalmış, ölümü göze alıp bedenini açlık grevine yatırmış Leyla Güven arkadaşımıza 22.5 yıl ceza verilerek rehin alındı. Sadece bu saldırılarla geçmedi, iktidarın kadın düşmanı politikalarıyla geçen bir yıl olmadı. 

'2020 SESİMİZİ YÜKSELTTİĞİMİZ BİR YIL OLDU'
Kadınlar olarak sokaklarda, meydanlarda, alanlarda, Meclis'te, evde, basında,yaşamın her alanında mücadele ettik. 2020, kazanımlarımızı sahiplendiğimiz, kazanımlarımızı korumak için, gözaltını, tutuklamayı saldırıyı göze aldığımız ve alternatifler için ses yükselttiğimiz bir yıl oldu.

2020'nin sonuna gelirken kadına yönelik şiddet tablosu daha da ağırlaştı. İktidar bu verileri açıklamak konusunda çok ketum davranıyor. Çünkü iktidar, sanki kadına yönelik şiddet meselesi, kadın cinayetleri tek, münferit olaylarmış gibi lanse ediyor ve bu verileri açıklamak yerine, bu verileri açıklayan kadın kurumlarını hedef alınıyor.

Ancak kadın kurumlarının açıkladığı verilere göre 2020 yılı Aralık ayı eklenmemiş haliyle az 275 kadın hayatını kaybetti, 161 kadın şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti. Biz Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın görüşünün aksine, şüpheli ölümlerin aslında cinayet olduğunu biliyoruz. 84 kadın tecavüze uğramış, 115 taciz suçu işlenmiş, 257 çocuk ise istismara uğramış. Bu aslında basına yansıyan, kadın kurumlarının ulaşabildiği veriler."

'KADINLAR ÖFKELİ, İSYANDA, SORUMLULARIN YARGILANMASINI İSTİYOR'
Sadece dün (29 Aralık) 4 kadının katledildiğini, 2 kadının da şüpeli şekilde yaşamını yitirdiğini hatırlatan Başaran, "Ancak yine bu cinayetler ortaya çıkmış, neredeyse kadın kırımına dönmüş bu tablo karşımızda dururken, siyasi partiler ama en fazla iktidar partisi üzüntülerini ve taziyelerini iletmekle meşguller. İktidarlar üzülmez. İktidar çözüm üretir. İktidar sorumluluğunu görür ve bunun karşısında bir tavır sergiler. Ama iktidar sözcülerinden Cumhurbaşkanı'na kadar her alanda çıkıp üzüntülerini ifade edip geçiştirmeye çalıştılar. Üç gün üzüntü ifade ediliyor ama hemen arkasından kadınlar daha defnedilmeden, daha bizim öfkemiz dinmeden... Bakın biz sadece üzülmüyoruz, öfkeleniyoruz. Kadınlar isyanda. Kadınlar bunun karşısında sorumluların yargılanmasını istiyor" dedi.

'MEDYA, ERKEK, İKTİDAR EL ELE'
Katledilen kadınların hedef gösterildiğini, şiddet gören kadınların haklılıklarını ıspat etmek zorunda bırakıldıklarını ifade eden Başaran, "Katledilen, darp edilen, tecavüze uğrayan, taciz edilen kadın; ama yaşamı sorgulanan kadın. Hak edip etmediği sorgulanan kadın. Gece neden o saatte dışarı çıktığı sorulan, o eteği neden giydiği sorgulanan kadın. Çünkü iktidarın yürüttüğü politikalara göre her kadın cinayeti, kadın cinayeti değildir. İktidara göre bazı kadınlar hak eder! Çünkü iktidarın erkek yargısı erkeklerin bu savunması ile indirimler yapıyor. Bu savunmalar sonucunda infaz yasaları ile dışarı salınıyor. İyi hal indirimleri yapılıyor. Medya, erkekler ve iktidar el ele kadına yönelik şiddet politikaları geliştirmek için ellerinden gelen bütün çabayı sarf ediyor" şeklinde konuştu.

'EL ELE TUTUŞMAKTAN, YALNIZ YÜRÜMEMEKTEN VAZGEÇMEYELİM'
Başaran, tüm kadınlara seslendi: "Bu medya kuruluşları ile ilgili olarak RTÜK'e başvurun. RTÜK biliyoruz ki muhalefete yönelik hızlı davranmayacak, bunlarla ilgili işlem yapmayacak, herhangi bir cezaya hükmetmeyecek. RTÜK ile ilgili de suç duyurusunda bulunun. Bu suç duyurusunu takip edin, HSK'ye başvurun. Bütün hukuki yolları hep beraber deneyelim. Sadece hukuki mücadele değil, meşru mücadelemizi de yürütelim. Bizi sokaklardan evlere itmeye çalışıyorlar, sokakları terk etmeyelim. Ele ele tutuşmaktan, yalnız yürümemekten vazgeçmeyelim. Kadınlara defalarca seslendik. Kadınlara bir daha seslenelim. Siyasi görüşünüz ne olursa olsun gelin hep beraber bir acil eylem planı biz hazırlayalım. İktidarın insafına bırakmayalım. Gerçekten çözmek istiyorsak, çözüm yöntemlerimiz, deneyim ve yeterliliğimiz de var. Daha önceki örnekler önümüzde duruyor."

'BAKMAK İSTEMEDİĞİNİZ İÇİN GÖRMÜYORSUNUZ'
Bir televizyon kanalında kadın katliamlarına ilişkin yapılan haberde spikerin "Bir kadın hareketi yok mu", "Öncülük yapacak bir parti yok mu" dediğini hatırlatan Başaran, şu yanıtı verdi: "25 Kasım meydanlarını, 8 Mart meydanlarını görmesini tavsiye ederiz. HDP'nin yerel yönetimlerde uyguladığı sistemi görmesini isteriz. Partimizi görmesini isteriz. Türkiye kadın hareketini, Kürt kadın hareketini, feminist kadın hareketini görmesini isteriz. Bakmak istemezseniz görmezsiniz. Bakmak istemediğiniz için görmüyorsunuz. Türkiye'de çok güçlü bir kadın hareketi var. Bu nedenle iktidar bütün saldırılarına rağmen başarılı olamıyor. Başarılı olamadığı için daha fazla saldırıyor. İktidarın bu saldırıları başarısızlığının göstergesi. 

Kadın katliamlarına karşı sokağa çıkan kadınlara yönelik polis saldırılarını kınayan Başaran, şöyle devam etti: "Kadınlar İçişleri Bakanı'nın emri ile darp edilip gözaltına alındı. İçişleri Bakanı'nın bize çözüm getireceği yok. Muhalefete parmak sallayan herkesi terörize eden, partimize hamaset ve düşmanlık besleyen bir İçişleri Bakanı kadın cinayetlerini çözemez. Biz çözeceğiz kadınlar olarak. Az bir süreleri kaldı. İlk seçimde, bu seçim çok uzak değil gidecekler, bu İçişleri Bakanının yerine kadın bakış açısına sahip bir kadını biz hep beraber getirip biz çözeceğiz bu meseleyi. Adaleti savunmak yerine, erkek adaletini savunan erkekleri koruyup kollama bakanlığı yerine kadın bakış açısına sahip, kadın mücadelesinden gelen, kadınlar için kadın adaletini sağlayacak bir adalet bakanını getirip biz sağlayacağız. Aileyi kutsama bakanlığı yerine kadın bakanlığı kurarak biz gerçekleştireceğiz. Kadın Bakanlığı kuracağız. Kadın Bakanlığına bağlı kadına yönelik şiddet birimi oluşturacak bunun karşısında biz duracağız, biz başaracağız."

'KADINLAR İÇİN ACİL EYLEM PLANI HAZIRLAYIN'
Başaran, kadınların taleplerine kulaklarını tıkayan iktidara da çağrı yaptı: "Acil olarak Meclisi toplayın, kadınlara özeleştiri minvaline açın meclisi. Bir günde 4 kadın katlediliyorsa daha ne kadar bekleyeceğiz? Kaç kadının ölmesi lazım? Bütün siyasi partilere sesleniyorum. Hep beraber acil olarak meclisi toplayalım. Kadınlar için acil eylem planı hazırlayalım. Biz artık bir kadının daha yaşamını yitirmesini kabul etmiyoruz. İktidarın bu cinsiyetçi, militarist politikalarına karşı sesimizi yükseltmemiz gerekiyor."

'2021'DE BİZ KADINLAR HEP BERABER OLACAĞIZ'
2021'nin kadınların tüm bu saldırılara karşı "özgürlükçü sistemi kuracağı" bir yıl olması için birlikte mücadele çağrısı yapan Başaran, "HDP Kadın Meclisi olarak kadına yönelik şiddet, cinayetler ve iktidarın saldırılarına karşı kadın mücadelesi öncelikli gündemimizde olacak. 2021 yılında da yaptığımız çağrı çerçevesinde bütün kadın kurumlarına ve partilere giderek nasıl kurtarabilirizin çalışmasını yapacağız. 2021 yılında alanlarda, meydanlarda, mecliste olacağız. Erkek egemen siyasete biz diz çöktüreceğiz. 2021 yılı kadınların yine her gün cinayetleri saydığı bir yıl olmayacak. 2021 yılı kadınların yası ile öfkesini bir arada tuttuğu bir yıl olmayacak. Biz kadınlar hep beraber başaracağız. Deneyimimiz, yeterliliğimiz var" diye konuştu. 

Başaran tüm kadınların yeni yılını kutladı.

KATLEDİLEN KADINLARA MÜCADELE SÖZÜ
5 Ocak'ın Silopi'de katledilen Seve Demir, Fatma Uyar ve Pakize Nayir ile Paris'te katledilen Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez'in ölüm yıldönümleri olduğunu hatırlatan Başaran, "İktidarın içeride kadına yönelik şiddeti beslediği, dışarıda da MİT ve çeteler eliyle kadına yönelik şiddeti beslediği bu politikalara karşı mücadele etmeye devam edeceğiz" diyerek, katledilen kadınların anıları önünde saygıyla eğildiğini belirtti.