25 Kasım 2024 Pazartesi

'Bangar'daki barikatlar bir kez olsun aşılamadı'

Bangar hareketine ilişkin ETHA'ya konuşan Hindistan Komünist Partisi (Marksist Leninist) Kızıl Yıldız (CPI(ML) Red Star) üyelerinden Sankar Das "Onlar saldırdı, biz kendimizi savunduk. Polis bir kez olsun kurduğumuz barikatları aşamadı" dedi.
Sankar Das, Hindistan devletinin Batı Bengal'de yer alan Bangar'da kurmak istediği enerji nakil şebekesine karşı mücadele eden Bangar hareketi içersinde yer alan Hindistan Komünist Partisi (Marksist Leninist) Kızıl Yıldız (CPI(ML) Red Star) üyelerinden biri. İki yıl süren direniş boyunca iki kez tutuklanan Das ile devlete geri adım attıran Bangar hareketi üzerine konuştuk.
 
Köylülerin yaşam alanlarını koruma adına tüm gücüyle seferber olup barikatlarla direndiği Bangar hareketi liderlerinden biri olarak, iki yılın sonunda zafere ulaşan mücadeleyi nasıl yorumluyorsunuz? Sizce bu zafer nasıl bir anlam taşıyor?
 
Banghar hareketi, devletin zorla hayata geçirmeye çalıştığı bir projeye karşı başladı. Proje, 16 elektrik hattının bağlandığı bir trafonun olduğu dev bir enerji nakil şebekesi kurulmasını içeriyordu. Bölge halkı için bu, yüksek gerilimli enerji hattı tehlikesi altında yaşamak anlamına geliyordu. Zira 16 hattın bağlandığı bir şebeke bölgede yaşayanlar için gerçekten de büyük bir tehlike oluşturuyor. Ancak devlet  böylesi riskli bir projeyi, bölgede yaşayan halkı bilgilendirme ihtiyacı dahi duymadan hayata geçirmek istedi ve böylece yaklaşık 20'ye yakın köyün dahil olduğu bir direniş başlamış oldu. Topraklarını, canlı yaşamı, çevreyi ve ekolojiyi korumak için biraraya gelen köylüler bir komite oluşturdular. Modi hükümeti ilk olarak direnişi dağıtmak istedi, sonra da hareketin liderlerini tutuklayarak hareketi durdurmaya çalıştı ancak direniş tüm bu baskılara rağmen devam etti. Nihayetinde hem merkezi hükümet ve Enerji Bakanlığı, hem de eyalet hükümeti projenin 4 hatla sınırlandırılmasına ve de şebekenin yerin altında inşa edilmesi yönünde bir anlaşmaya imza atmak zorunda kaldı. Böylece iki yıllık direnişin ardından hem Bangar hareketi hem de bölgede yaşayan tüm köylü nüfus açısından büyük bir zafer kazanmış olduk. Anlaşma maddeleri içersinde tazminat ödenmesi de yer alıyordu ki bu kitle hareketleri açısından tarihsel bir emsal teşkil ediyor. Direniş süreci boyunca tutuklananlar, evleri yıkılanlar, öldürülen köylülelerin aileleri, yaralananlar, yani devlet tarafından zarara uğramış herkes anlaşma gereği tazminat almış oldular. Maddi boyutunun ötesinde bu manevi açıdan büyük bir zafer çünkü verilen bir mücadelenin ardından devletin karşı tazminat ödemesi Batı Bengal için ilk kez yaşanan bir durum.
 
Köylüler nasıl örgütlendiler ve hangi araçlarla mücadele yürüttüler? Partinizi CPI (ML) Red Star mücadele içersinde nasıl bir rol oynadı?
 
Bangar hareketinin ilk nüvelerinin ortaya çıkmasıyla birlikte partimiz hemen sürece dahil oldu. İlk olarak köylüler bir protesto eylemi gerçekleştirdi ve bu eylemde 6 kişi tutuklandı. Sonrasında köylüler bizimle temasa geçtiler. Yoldaşlarımız hemen bölgedeki köylere ulaştı ve hareket başlamış oldu. Biz halkın etrafında örgütlenmesi için bir komite kurulmasını önerdik. Bu komite bizim önderliğimizde köylüler tarafından oluşturuldu. Böylelikle yaklaşık 20.000 civarı köylü direnişe aktif olarak katıldı. Onbinlerce kişinin katıldığı mitingler gerçekleştirdik. Bu mitinglere polis ve Batı Bengal'de iktidar olan Trinamul Kongresi'ne (TMC) bağlı özel birlikler saldırdı. Köylüler saldırılara karşı barikatlar kurdu, kilometrelerce uzunluktaki yollar büyük bir disiplin içersinde bloke edildi. Yani özsavunmamızı örgütlemiş olduk zira başka türlü var olmak mümkün değildi. Onlar saldırdı, biz kendimizi savunduk. Polis bir kez olsun kurduğumuz barikatları aşamadı. Özel birlikler bize saldırıken bomba, ağır silah, Kalaşnikof bile kullandı. Yerel polis bu saldırılarda onlarla birlikte yer aldı, onlara yardım etti. Bizler de çatışmalarda tecrübeli yoldaşlarımızın yönlendirmesiyle taş, sapan, molotof, el yapımı patlayıcı gibi ulaşabildiğimiz her türlü araçla kendimizi savunduk.
 
Mücadele 22 ay yani yaklaşık 2 yıl kadar sürdü. Partimiz başından beri kitle hareketini büyütme, mücadeleyi parlemento dışı bir kitle çizgisinde sürdürmek için çok çaba harcadı. Bu süre zarfında bazıları bölge dışından olmak üzere 16 yoldaşımız tutuklandı. Tutuklamalar bazı polislerin nezdinde bile Bangar hareketine büyük bir prestij kazandırdı. Halk onlar için mücadele ettiğimiz duygusunu pratikte deneyimlemiş oldu ve bu bile başlı başına hükümete karşı büyük bir ajitasyon kaynağı oluşturdu.
 
Direniş boyunca önemli olan bir diğer nokta, bölge genelindeki muhafazakar ve gerici etkinin zayıflaması oldu. Mücadelemiz herkesi birleştirdi. Köylülerin büyük bir kısmı Müslümandı ancak iki yıllık direniş boyunca Hindularla Müslümanlar birlikte savaştılar. Bu, Hindistan için çok önemli bir deneyim. Kitle hareketi ortaya çıktığı zaman din, ulus, kast gibi bariyerler yerle bir olur. Bu anlamda bizim dünya insanı dediğimiz kavram, hareket içersinde kazanılmış bir gerçeklik oldu diyebilirim.
 
Partimiz şimdi Bangar'da da komiteler oluşturmuş durumda. Şimdiye kadar 700'e yakın üyelik başvurusu aldık ve hepsi de direnişçilerden olmak üzere bölgede şu anda 122 yeni parti üyemiz var.
 
Bu başarılı direniş hareketi içersinde kadınlar nasıl bir rol oynadı?
 
Kadınlar mücadelede büyük rol oynadılar. Öncelikle, harekete oldukça geniş bir katılım sağladılar. Kadın katılımının yüksek olması çok anlamlı zira Müslüman ailelerden kadınlar böylesi kitle hareketlerine dahil olurken çok daha fazla zorlukla karşılaşıyorlar. Kitlesel mitinglerde ise kadınların katılımı çok daha büyük oranlarda gerçekleşti. Ayrıca barikatlarda da oldukça aktif rol aldılar, hatta polis hareketin liderlerinden Alik Chakraborty'i tutuklamak için geldiğinde bedenleriyle duvar oluşturup polise geçit vermediler.
 
Bu süre zarfında köylerde özel kadın komiteleri oluşturduk. Şu anda hem genel komiteler hem de kadın komiteleri var; bazı yerlerde ikisi birden çalışma yürütüyor. Kadın komiteleri de genel komiteler gibi her türlü faaliyeti yürütmede aktif bir görev yürütüyor.