Avesta: Kadın gazetecileri, suçlarını deşifre ettikleri için hedef aldılar
Süleymaniye'deki SİHA saldırısında iki kadın gazetecinin katledilmesine ilişkin Özgür TV'ye değerlendirmelerde bulunan JIN TV editörü Aysel Avesta, kadın gazetecilerin erkek egemen sistemin maskesini düşürdüğü, Kürdistan'da işlenen suçları deşifre ettiği için hedef alındığını söyledi. Türk devleti tarafından gerçekleştirilen saldırıda KDP'nin sorumluluğuna işaret eden Avesta, kadın gazeteciler, kadın kurumları ve kadınlara bu saldırılara karşı ses çıkarma çağrısı yaptı.
İşgalci Türk devleti yer işbirlikçilerinin istihbarat bilgisine dayanarak Güney Kürdistan'ın Süleymaniye kentine bağlı Seyîdsadiq'ta gazetecilerin bulunduğu araca dün SİHA saldırısı düzenledi. Chatr Prodüksiyona ait araçta bulunan kadın gazeteciler Gülistan Tara ve Hêro Bahadîn ölümsüzleşti, Chatr şirket sorumlusu Rêbin Bekir'in de bulunduğu 6 gazeteci yaralandı.
Saldırıya ilişkin Özgür TV haber bülteninde değerlendirmelerde bulunan JIN TV editörü Aysel Avesta, kadın gazetecilerin hedef alınmasının tesadüf olmadığını söyledi. Bir yıl önce aynı gün Rojava'da JIN TV emekçilerine bir saldırı gerçekleştirildiğini hatırlatan Avesta, "Birinci yıldönümünde Kürt gazeteciler, kadın gazeteciler yine hedef alındı. Bu saldırılar sadece gazetecilere yönelik gelişmiyor. Özellikle Başûrê Kürdistan'da siyasetçilerin, Nagihan Akarsel'in hedef alınması birbiriyle bağlantılı" dedi.
'ERKEK EGEMEN SİSTEMİN MASKESİNİ DÜŞÜREN KADIN GAZETECİLER HEDEF ALINDI'
Erkek egemenliğine ve savaşlara en çok kadınların direndiğini, ses çıkardığını, "Jin, jiyan, azadî" felsefesi çerçevesinde kendini örgütlediğini kaydeden Avesta, katliamın bu mücadeleye yönelik olduğunu söyledi. Avesta, "Kadın direnişini sergileyen, erkek egemen sistemin maskesini düşüren kadın gazeteciler oldukları için hedef alındılar" diye konuştu.
Kadın gazetecilerin, dört parça Kürdistan'da işgalci Türk devleti, KDP, Irak ve İran yönetimlerinin işledikleri suçları deşifre ettiğine işaret eden Avesta, "Gülistan Tara ve Hêro Bahadîn şahsında kadınlara, 'Siz bizim maskemizi düşürmeye devam ederseniz, yaptıklarımızı dünyaya duyurursanız, biz de size böyle saldırırız' mesajını vermek istediler" dedi.
IRAK İLE YAPILAN ANLAŞMA VE KDP İLE İŞBİRLİĞİ
Bu saldırının işgalci Türk devletinin Irak'ta yaptığı anlaşma ve KDP ile işbirliğinden bağımsız düşünülemeyeceğini vurgulayan Avesta şunları söyledi: "Irak'taki anlaşma, Türk devletinin Kuzey Kürdistan'da kadınlara, toplumun tüm kesimlerine yönelik saldırıları, İran'da hakikatin peşinde koşan bir kadın gazeteci olan Peşxan Ezizi'nin idam kararı; bütün bunları bir araya getirdiğimizde, kadın gazeteciler olarak saldırılar büyüdükçe yükümüzün ne kadar ağır olduğunu hissedebiliyoruz. Hakikati duyurmak için daha fazla çalışmamız gerektiğini biliyoruz."
Türk devletinin Irak ile anlaşmasından sonra Rojava Kürdistan'a yönelik saldırıların arttığına işaret eden Avesta, son saldırıyı da bu kapsamda değerlendirmek gerektiğini söyledi. Türk ve Irak devletlerinin Kürtlerin iradesini kırmak üzerine anlaştıklarını ve kirli politikalar yürüttüklerini kaydeden Avesta, "Türk devleti, Güney Kürdistan'da son yıllarda sadece askeri değil aynı zamanda yaşamın her alanına hakim olmaya, var olan çelişkilerden faydalanmaya çalışıyor. Bir süre önce Bağdat ve Hewlêr'de yapılan görüşmelerde varılan anlaşmaların sonucu olarak, Rojava'ya ve Medya Savunma Alanlarına dönük saldırılar arttı. İşgale karşı, Türk devletinin Güney Kürdistan'ın her yerine girip, siyasi, ekonomik, askeri olarak hakimiyet sağlamasına, her yerde üs kurmasına karşı duran özgür basın, gazeteciler ve bunun öncülüğünü yapan kadınlardı. Bu alanda da kadınların öncülük yaptığını görerek, kadınlar hedef alındı. Bu saldırıyı son yapılan anlaşmadan bağımsız ele almak zaten mümkün değil" değerlendirmesinde bulundu.
'TÜRK DEVLETİ VE KDP, KÜRTLERE, GAZETECİLERE, KADINLARA DÜŞMAN'
Saldırıda KDP'nin rolüne de işaret eden Avesta, "Bu ilk değil, son 4-5 yılda 6 suikast yaşandı. Son iki yıldır bu çevrede Kürt gençleri, gazeteciler, devrimciler hedef alınıyor. KDP'nin desteği olmasa, MİT ile KDP birlikte çalışmasa, o saatte o arabanın Seyîdsadiq'ta olduğunu kim bilebilirdi. Gazetecilerin, siyasetçilerin bu kadar hedef alınması tesadüf değildir. 10 adımda bir kontrol noktasının olduğu bir yerde yaşananların KDP'den habersiz olması mümkün değil. Türk devleti KDP'nin desteği olmadan Güney Kürdistan'da MİT ile bu kadar cirit atamaz. Türk devletinin Kürtlere, gazetecilere, kadınlara düşmanlığının yanına KDP'yi de eklemek gerekiyor" diye ekledi.
'KADIN GAZETECİLER, KADIN KURUMLARI VE KADINLAR SES ÇIKARMALI'
Son yıllarda Türk devletinin KDP'nin desteğiyle hem Güney Kürdistan'da, Rojava Kürdistan'da ve Kuzey Kürdistan'da kazanımları dağıtmaya, Kürdistan'ı bir bütün olarak tekrar işgal etmeye yöneldiğini kaydeden Avesta, yeniden Misak-i Milli sınırı çizilmeye çalışıldığını söyledi. Güney Kürdistan halkı ve özellikle kadınların bunun farkında olduğunu belirten Avesta, daha gür ses çıkarma çağrısında bulundu.
Gülistan Tara ile 2000'li yıllardan bu yana aynı meslekte olduklarını ve sık sık görüş alışverişinde bulunduklarını aktaran Avesta, "Son 20 yıldır özellikle kendini kadın özgürlük mücadelesine adayan ve kadınların sesi olmaya çalışan kadın gazetecilere en fazla kadınlar, kadın kurumları, kadın gazetecilerin sahip çıkması gerekiyor. Eğer biz bugün Güney Kürdistan'daki bu saldırılara sessiz kalırsak yarın yaşamın her alanında böyle saldırılarla karşıya karşıya gelebiliriz" dedi.