AVEG-KON Temsilciler Kurulu sonuç bildirgesi yayınlandı
AVEG-KON'un 15 Ekim'de gerçekleştirdiği Temsilciler Kurulu'nun sonuç bildirgesi yayınlandı. Bildirgede, gelecek dönemde öne çıkan mücadele gündemleriyle nasıl ilişkilenmesi gerektiği yer aldı.
Avrupa Ezilen Göçmenler Konfederasyonu (AVEG-KON), 6 ayda bir gerçekleştirdiği Temsilciler Kurulu toplantısını 15 Ekim'de Almanya'nın Köln kentinde düzenledi. Çok sayıda ülkeden temsilcilerin katıldığı toplantıda geçmiş dönemde yürütülen faaliyetler değerlendirilerek, gelecek döneme ilişkin kararlar alındı.
Verimli ve üretken tartışmaların yaşandığı toplantıda, siyasal görevlerin değerlendirilmesi yapılarak, eksiklik, yetersizlikler belirlendi ve çözüm önerileri geliştirildi.
Gelecek döneme ilişkin alınan kararlarda, Almanya başta olmak üzere ırkçılığın yükselmesine karşı Avrupa'da ırkçılıkla mücadele için politik çalışmaların yoğunlaştırılması gerektiği belirtildi.
Avrupa'nın emperyalist merkezlerinde politik özgürlüklere yönelik saldırıların giderek arttığına işaret edilen toplantı sonuç bildirgesinde, "Avrupa'daki güvenlikçi yasalar ile eylem ve sembol yasakları ezilenlerin örgütlü güçlerine yönelik sindirme politikasının parçasıdır. Bu yasalara karşı ülkelerin özgünlükleri göz önünde bulundurularak siyasal çalışmalar yapılmalıdır" denildi.
Devrimci muhalif güçlere, politik göçmenlere yönelik kriminalizasyon saldırılarının sürdüğü kaydedilen bildirgede, bu saldırılara karşı çalışmaların her yerelde özgünleştirilerek sürdürülmesi gerektiği vurgulandı.
Filistin, Rojava ve Artsakh'a yönelik işgalci ve sömürgeci saldırılara karşı Avrupa'da daha güçlü eylemlerin örgütlenmesi gerektiği kaydedilen bildirgede, "Filistin davası, dünya ezilenlerinin ortak davasıdır. Tüm küresel direnişlerde ve isyanlarda bir intifada bayrağı gibi dalgalanan Filistinlilerin kefiyesi ve bayrağı bu devrimci hakikatin sembolüdür. Şimdi, emperyalizm ve siyonizme karşı ezilenlerin tüm dünyada ayağa kalkma "anı"dır. Türkiye, Kürdistan ve bölge ezilenleri hep bir ağızdan intifada diyerek Filistin direnişiyle bütünleşmelidir" denildi.
Rojava'yla dayanışma eylemliliklerinin önemine işaret edilen bildirgede, PKK lideri Abdullah Öcalan ve siyasi tutsaklara dönük tecride dikkat çekmek gerektiği ifade edildi.
Bildirgede, hapishaneler ve politik tutsakların durumuna ilişkin eylem ve etkinliklerle doğrudan ilişkilenilmesi gerektiği vurgulandı.
25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü'nün erkek egemenliği ve şiddetine karşı mücadeleyi büyütme görevi yüklediği kaydedilen bildirgede, kadın özgürlük mücadelesini kadınlara havale eden anlayışa karşı atölye, panel, söyleşi gibi araçların kullanılması gerektiği kaydedildi.
"1 Kasım Kobanê günü Rojava ile dayanışmayı yükseltmek bakımından özel bir yerde duracaktır. 1 Kasım günü eylem ve etkinliklere katılım örgütlenmeli, sosyal medya görselleri ile geniş propaganda imkanını değerlendirilmelidir" denilen bildirgede, Rojava'ya yönelik işgal saldırılarının güncel olarak işlenmesi gerektiği ifade edildi.
Cumartesi Anneleri'yle dayanışmak için başlatılan çalışmaların sürdürüleceği kaydedilen bildirgede, Cumartesi Anneleri için uluslararası dayanışmayı sağlamak gerektiği vurgulandı.