20 Eylül 2024 Cuma

AVEG-KON kampında kadın devrimi söyleşisi

AVEG-KON yaz kampında kadın devrimini tartışan sosyalist kadınlar, "Kadın devrimi; toplumsal baskıya ve sömürüye dayalı erkek egemen düzene karşı zora dayalı araçlarla mümkün olabilir" dedi.

AVEG-KON'un 30 Temmuz-13 Ağustos tarihleri arasında Fransa'nın güneyinde yaz kampı devam ediyor. Kültürel, sanatsal gösterimlerin yanında kadın özgürlük mücadelesine ve güncel siyasal gelişmelere dair söyleşi ve panel gibi etkinliklerin yer aldığı yaz kampında Sosyalist Kadınlar Birliği (SKB) "Kadın devrimi" söyleşisi düzenledi.

SKB adına sunumda kadın cinsinin tarihsel yenilgisi ile işçi ve emekçilerin sınıfsal sömürüsü arasındaki bağ vurgulanarak işçi sınıfı ile kadın özgürlük mücadelesi arasındaki ittifaklık ilişkisinin tarihsel zorunluluk olduğu ifade edildi. Proleteryanın kapitalizmin sonunu getirecek sınıf olduğu gerçeği ile erkek egemenliğini yıkacak güç olan kadın hareketinin ortaklığının önemine dikkat çekildi. Sosyalist kadınların kadın devrimi programının anlatıldığı söyleşide, "Kadın devrimi; toplumsal baskıya ve sömürüye dayalı erkek egemen düzene karşı zora dayalı araçlarla mümkün olabilir" denildi. Kadınların özsavunma hakkının kullanılmasında önemli bir düzey yakaladığının ifade edilerek kadınların özgürlüğü için kolektif özsavunma biçimlerinin somutlaştırılması gerektiği belirtildi.

'KADINLAR BİRBİRİNİN DENEYİMİNDEN ÖĞRENİYOR'
Dünya kadın hareketinin deneyimlerine değinilen söyleşide, Nepal devrimi yenilgisinde gerileyen kadın hareketinin deneyiminin önemli olduğu ve tüm ülkelerdeki kadın hareketinin birbirlerinin deneyiminden öğrendiği vurgulandı. Enternasyonal komünist kadın hareketi yaratmanın önemine değinilen söyleşide, henüz bunu başaramamış olmanın nedenleri ve yol yöntemi üzerinde duruldu.

Kadın devriminin kazanımları ile işçi ve emekçilerin sınıf çıkarlarının iç içe geçtiği ve bu durumun ortak örgütlenme kadar özerk kadın örgütlenmesinin tarihsel bir zorunluk olduğu belirtildi. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) deneyiminin kadınların toplumsal örgütlenmede ve yönetim mekanizmalarında yer almadığı taktirde devrimin geriye dönüşünün ve erkek egemenliği ile mücadelenin kesintiye uğrama riskini artırdığı ifade edildi.

Dünyaya umut olan Rojava kadın devriminin demokratik kadın kazanımları ile sınırlı olmadığını ve cins özgürlükçü bir toplumsal yaşam örgütleme modeli açığa çıkardığı ifade edildi. Erkek egemenliğinin halkçı ve kadın özgürlükçü bir siyasal iktidar değişikliği ile sona ermeyeceğinin vurgulandığı söyleşide, kadınların nihai kurtuluşu için mücadelenin devam ettiği belirtildi.

Söyleşi katılımcıların soru ve katkıları ile devam etti.