AVEG-KON: Kadına yönelik şiddet karşı yaşam özsavunmasına
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'ne ilişkin açıklama yapan AVEG-KON, "Bizler eşitlik ve özgürlük mücadelemizi kadınların özgücüyle ortaya çıkardığı direniş dinamiğinin birleştiriciliğinden ilham alarak büyüteceğiz" ifadelerini kullandı.
Avrupa Ezilen Göçmenler Konfederasyonu (AVEG-KON), 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddet Karşı Uluslararası Mücadele Günü'ne ilişkin yazılı bir açıklama yayınladı.
Açıklamada, Dominik Cumhuriyeti'nde Trujillo diktatörlüğüne karşı direnen Mirabel Kardeşlerin isyan ateşinin, şiddete karşı mücadelede öncü bir mevzi olarak kadınlara güç ve onur vermeyi sürdürdüğü ifade edildi.
Dünyanın dört bir yanında kadınların erkek-devlet şiddetine, erkek egemenliğine, savaşa ve yoksulluğa karşı alanları doldurduğu belirtilen açıklamada, "Bugün bu isyan, Filistin kamplarında Sena, İran sokaklarında Jina, Şili'de Las Tesis, Meksika'da Ni Una Menos, Kürdistan ve Ortadoğu'da 'jin jiyan azadî' haykırışlarını birleştiriyor. Her geçen gün bir kartopu gibi büyüyen kadın mücadelesi, tüm erkek-devlet kaynaklı engellemelere karşı azimli bir direnişçilik örneği sergiliyor" denildi.
'SAVAŞ VE KRİZDEN EN ÇOK KADINLAR ETKİLENİYOR'
Sefalet, şiddet, savaş ve krizin olduğu tüm dünyada bu koşullardan en çok kadınların etkilendiği vurgulanan açıklamada, "İş yerinde ücret eşitsizliğinden ev içi ücretsiz emeğe, aile içindeki ataerkil şiddetten, cinsel şiddete ve 'aşk dramı' olarak önemsizleştirilen kadın cinayetlerine kadar her yerde kadınlar 'kadın' olmalarından dolayı saldırıya uğruyor" denildi. Bu şiddetin köklerinin erkek egemen kapitalist sisteme dayandığı belirtilen açıklamada, Avrupa'da da göçmen kadınların erkek egemen şiddetin ilk hedefi olduğu kaydedildi.
'KATLEDİLEN KADINLAR İÇİN AYAĞA KALKALIM'
"En kötü işlerde, en ağır koşullarda üç kuruşa çalışmaya zorlanan göçmen emekçi kadınlar, sokakta ırkçı saldırılara maruz kalıyorlar. Ancak sadece göçmen kadınlar değil, evlerinde aileleri ya da eşleri tarafından tehdit edilen kadınlar, devletin polis-yargı-adli tıp süreçlerinde de görmezden geliniyor. Bu durum ise çoğu zaman başka bir kadın cinayetiyle sonuçlanıyor. Neredeyse her kadın hayatı boyunca psikolojik ya da fiziksel şiddete mutlaka maruz kalıyor" denilen açıklamada, katledilen, şiddete uğrayan her bir kadın için ayağa kalkma çağrısı yapıldı.
'ROJAVA'DA KADIN DEVRİMİNE SALDIRILAR SÜRÜYOR'
Şiddetin farklı biçimlerle de ortaya çıktığı belirtilen açıklamada, "Filistin'de kadınlar açlığa, susuzluğa teslim edilerek, sağlıksız koşullar içerisinde bir yaşam mücadelesi veriyor. Rojava'da ise sömürgeci faşist Türk devletinin saldırıları sürüyor" denildi.
Rojava'da kadın devriminin tüm dünya kadınlarının özgürlüğü için büyük başarılar elde ettiği vurgulanan açıklamada, Türk devletinin kadınları öldürmekle kalmayıp kentlerin altyapısını da yok ederek kadın devrimini ortaya çıkaran toplumsal yapıya saldırdığı vurgulandı.
'SELAM OLSUN MEYDANLARA AKAN KADINLARA'
Açıklama şöyle devam etti: "Bizler eşitlik ve özgürlük mücadelemizi kadınların özgücüyle ortaya çıkardığı direniş dinamiğinin birleştiriciliğinden ilham alarak büyüteceğiz. Erkek yoldaşlarımıza çağrımız ise bu mücadele gününde kadınların miting ve gösterilerde yer alabilmesi için 25 Kasım'da ve öncesindeki tüm hazırlıklarda kadınlara pratik destek vermeleridir. Selam olsun erkek-devlet şiddetine karşı meydanlara akan kadınlara, selam olsun 'bir kişi daha eksilmeyeceğiz' diyerek alanları dolduran kadınlara!"