19 Eylül 2024 Perşembe

Asgari ücretlinin pazar filesi Mayıs'ta hafifledi

Birleşik Metal-İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi Alım Gücü Araştırması Mayıs Dönem Raporu'na göre; asgari ücretlinin alım gücü kaybı temel gıda ürünlerinde yüksek düzeylere ulaştığını belirtti.
Birleşik Metal-İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM) Alım Gücü Araştırması Mayıs Dönem Raporu'nu açıkladı. Rapora göre; 2018 yılı Mayıs ayı için asgari ücret, bir önceki yılın aynı ayına göre pek çok harcama kalemi karşısında alım gücünü ciddi oranlarda kaybetti.
 
Alım gücü kaybının en fazla yaşandığı ürünlerden öne çıkanlar arasında, soğan ilk sıralarda yer aldı. Soğanda asgari ücretlinin alım gücü kaybı yıllık olarak yüzde 27,8'e ulaşırken, bu oran salatalıkta yüzde 21,4 oldu. Asgari ücretli bir önceki yılın aynı ayına göre alabildiği 100 yumurtanın 5'ini artık alamıyor. Kuzu etinde alım gücü kaybı yüzde 6,1 iken, asgari ücretli geçtiğimiz yılın aynı ayına göre alabileceği 100 litre sütün 8'ini alamayacak durumda. Süt için kayıp yüzde 8 seviyesinde. Tulum peynirinde alım gücü kaybı yüzde 10 iken, tereyağında yüzde 15,3'e ulaşıyor.
 
Asgari ücretlinin pek çok üründe olduğu gibi mobilya ve beyaz eşyada da ciddi alım gücü kaybı yaşadı ifade edilen raporda, bir asgari ücretli geliri ile normal bir buzdolabı almak için, başka hiçbir harcama yapmaksızın, 2017 yılı Mayıs ayında 247 saat çalışmak zorundayken, bu süre 2018 yılı Mayıs ayında 266 saate yükselmiş durumda. Bir yatak odası takımı almak için çalışılması gereken süre ise 1 yılda 914 saatten bin 85 saate çıkmış durumda. Buna göre asgari ücretli, başka bir harcama yapmaksızın, buzdolabı için 20, yatak odası takımı için 171 saat daha fazla çalışmak zorunda.
 
BİSAM Alım Gücü Araştırması Mayıs Dönem Raporu'nun sonuç kısmında, enflasyondaki hareketlerin doğrudan doğruya alım gücüne etki eden bir role sahip olduğu belirtildi. Kişinin kendi yaptığı harcama kalemlerindeki fiyat artışları (enflasyonu) ile resmi Tüketici Fiyat Endeksi arasındaki farkın gizli yoksulluğa neden olduğunu belirtilen raporda, "Aynı zamanda sepete her yıl müdahaleye olanak tanıyan yöntem, sonuçların güvenilirliği açısından soru işaretlerine neden olmaktadır. Dar gelirli için ağırlığı son derece önemli olan kira ve gıdanın, sepetteki ağırlığının sistematik olarak azalması enflasyon verileri üzerinden yaşanan tartışmaları artırmaktadır" denildi.
 
Raporda şu taleplere yer verildi:
-Ücret artışlarında dar gelirlileri dikkate alınacak ayrı bir endeks oluşturulmalıdır.
-Toplum tarafından yaygın olarak kullanılmadığı halde, yüksek değer taşıdığı için enflasyonu önemi oranda etkileyen ürünlerin mal sepetindeki ağırlığı gözden geçirilmeli, teknolojik gelişmeye koşut olarak fiyatları sürekli olarak gerileyen ürünler gelir gruplarının tüketim ölçütleri üzerinden ele alınmalıdır. 
-Her türlü sübjektif müdahaleye açık olan yıllık sepet değişiminden vaz geçilmeli. Sepetteki değişiklikler 3'er yıllık dönemler halinde gerçekleştirilmelidir. 
-İstatistik konseyinin kapsamı genişletilerek emek örgütlerinin katılımı ve denetimi sağlanmalıdır.
-Hükümetin TÜİK'e müdahalesi anlamına gelecek yaklaşımlardan ve söylemlerden uzak durulmalıdır.
-Enflasyon hesaplamasında araştırma kapsamında belirtilen unsurlardan kaynaklı olarak yaşanan gelir kayıpları giderilmelidir.