Arzu Demir yazdı | Sosyalizm ölmedi!
Tüm ezilenler farkına varıyor ki, mahkum edildiğimiz bu sistem yıkılmadığı sürece evde, okulda, iş yerinde, sokakta kimi zaman virüs salgını ile kimi zaman iş kazası ile kimi zaman açlık ile yok ediliyoruz. Doğa geri dönüşü olmayacak bir biçimde yıkıma uğruyor. Ancak ezilenlerin "başka bir dünya arayışı"nın adını koymak önemli artık. Bunun adı sosyalizm/komünizmdir.
Rusya'da düzenli olarak yapılan "Sovyetler Birliği" anketinde "Hangi siyasi sistem Rusya için daha faydalı olacaktır" sorusuna "Sovyetler Birliği" diyenlerin oranı yüzde 49. 2016'da bu oran yüzde 37 ve ilk kez bu kadar yüksek çıkıyor. Aynı soruya "Mevcut sistem" yanıtını verenler yüzde 18. "Batı'daki gibi demokrasi" diyenler ise yüzde 16.
Ayrıca ankete katılanların yüzde 62'si ekonominin devlet eliyle planlanıp dağıtılmasını istiyor. Mevcut kapitalist sistemden memnuniyetsizliği gösteren tüm bu veriler, Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra yapılan araştırmalar arasında en yüksek oranı gösteriyor. Özel mülkiyete ve piyasa ekonomisine dayalı sistemi tercih edenlerin sayısı ise sadece yüzde 24.
Ankette sosyalist sistemi tercih edenlerin 3'te 2'sinin 55 yaş ve üstünde olması da başka önemli bir detay. Bu 3'te 2'lik oran, 1991 yılından hesap edersek ömürlerinin en az çeyrek asrını Sovyetler Birliği'nde geçirmiş insanlar olmalı. Belki kararlılıkla dahil olarak belki de karşı çıkarak deneyimledikleri sosyalizmi, 30 yıl sonra arzuluyorlar.
Geriye kalan 3'te birlik oranın da üzerinden atlanamaz. SSCB'nin dağılmasıyla birlikte sosyalizm fikri, arayışı ve düşünün de öldüğü propagandasına her an her biçimde maruz kalan bir kuşağın bütün albenisi ile sunulan kapitalist sistemin yerine sosyalist sistemi tercih etmesinin ideolojik anlamı büyük.
Bu istekler Rusya'da bir politik kuvvete evrilir mi? O ayrı bir tartışma. Ancak bu anketin gösterdiği; kapitalist sistemin, sosyalizm fikri, arayışı ve düşünü, sosyalizmin "vatanı"nda öldüremediği gerçeğidir.
Kafkasya/Asya kıtasından Amerika kıtasına geçelim. 2017 yılının Ekim ayında yayınlanan bir anketin sonuçları da hayli ilginçti. Anketi yaptıranın "ABD'de Komünizm Kurbanlarını Anma Vakfı" olması sonuçları daha da önemli kılıyordu. Yeminli komünizm düşmanlarının anketi, "2000 yılından önce doğanların kapitalizmi değil, sosyalizmi tercih ettiğini" ortaya çıkardı. Antikomünist dernek, sonuçları "gençler sistemleri birbirine karıştırıyor" diye yorumlayarak yaşadığı şoku atlatmaya çalışmıştı.
Anket şirketi YouGoy'un 2019 yılında ABD'nde yaptığı başka bir ankete göre de, kapitalizme duyulan ilgi 2018'e göre düştü. İki yıl önceki anket sonuçlarına göre, Amerikan Y kuşağının üçte birinden fazlası komünizme olumlu yaklaşıyordu. Bu oran yüzde 36. Katılımcıların yarısı ise ekonomik sistemin tümden değişmesini istemiş. Y kuşağının beşte biri "özel mülkiyet tamamen kaldırılsa toplum daha iyi durumda olurdu" görüşünü dile getirmiş.
Verdiğim ikinci ve üçüncü örnek, ezilen halkları kasıp kavuran koronavirüs salgınından öncesine ait. Salgın, sadece insanların yaşam alışkanlıklarını değiştirmedi. Emekçilerin, ezilenlerin başka bir dünya arayışlarını da güçlendirdi. Daha önce defalarca söylediğimiz gibi, salgın, kapitalizmin ipliğini pazara çıkardı. Sağlık sistemi çöktü, doktorlar, hastalar arasında kimi hayatta bırakacaklarına dair korkunç bir tercihe zorlandı. Üretim dışı olduğu için sistemin yük saydığı yaşlı nüfus ölüme terk edildi. Bu kaos içinde burjuva devletler, halkın sağlığını ve yaşamını değil, sermayelerini kurtarmaya elbette devam etti. Kapitalizmin yarattığı adaletsizlik ve eşitsizlik, aşı sürecinde de devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün son açıklamasına göre, zengin ülkeler 3. doz aşıyı yapıp yapmamayı tartışırken, dünyada 5,7 milyar doz aşıdan sadece yüzde 2'si Afrika kıtasında uygulandı.
Emperyalist küreselleşme döneminin yarattığı bu yıkımı sadece kapitalizm karşıtları görmüyor artık. Tüm ezilenler farkına varıyor ki, mahkum edildiğimiz bu sistem yıkılmadığı sürece evde, okulda, iş yerinde, sokakta kimi zaman virüs salgını ile kimi zaman iş kazası ile kimi zaman açlık ile yok ediliyoruz. Doğa geri dönüşü olmayacak bir biçimde yıkıma uğruyor.
Ancak ezilenlerin "başka bir dünya arayışı"nın adını koymak önemli artık. Bunun adı sosyalizm/komünizmdir. İnsanlık tarihinin bugüne kadar kapitalizmin alternatifi olarak tanıdığı başka bir sistem yok. Bu 1917 Ekim devrimi ve 1991 yıllarını baz alırsak 74 yıl denendi. Elbette, komünist partinin sosyalist devlet ile ilişkisinden kadın özgürlüğüne kadar bir dizi alandaki soru ve sorunlara dair sonuçlar da çıkarıldı, çıkarılıyor.
Bu yüzyılımızın sosyalizmi, 20. yüzyılın sosyalizm deneylerinin üzerinden inşa edilecek.