22 Kasım 2024 Cuma

Arzu Demir yazdı | ICOR Kadın Konferansı'nın ardından

Kararlardan biri, Rojava kadın devriminin, Türk devletinin işgal saldırılarına karşı savunulması. ICOR bileşenleri, bu kararı, Dünya Kadın Konferansı'na taşıyarak, somut bir karar çıkmasını isteyecek. 

Devrimci Parti ve Örgütlerin Enternasyonal Koordinasyonu (ICOR), 1. Kadın Konferansı'nı Almanya'da geçtiğimiz günlerde topladı.

Konferans Meksika, Arjantin, Bangladeş, Fransa, Hollanda, Almanya, İngiltere, Afganistan'ın da içinde olduğu 16 ülkeden 18 örgütten 80 kadın delegeyi bir araya getirdi. Böylece kadınlar, ülkelerinde içinde bulundukları ekonomik, sosyal ve siyasal durumu gözler önüne sererken, mücadele deneyimlerini de paylaştı.

Her ülkenin durumu özgünlükler içermekle birlikte Meksika'dan Bangladeş'e ortak olan nokta; kadınların canına kast eden erkek şiddetinin artması ve bununla birlikte iktidarların kadın kazanımlarını tırpanlamaya yönelik politikalara hız vermesi.

Erkek şiddeti kapitalist merkezlerde de artıyor. Örneğin, Fransa'da erkekler, her ay en az iki kadını katlediyor. Şiddet ve cinsel şiddet vakaları da tırmanışta. Diğer Avrupa ülkelerinde de durum kötüye gidiyor.

Arjantin'den gelen delegeler, kürtaj hakkı için yürüttükleri mücadeleyi anlatırken, kadınların içinde bulunduğu durumu şöyle özetledi. Hayatta kalmak için mücadele ediyoruz.

Arjantin'de kadınlar uzun bir mücadele sonucunda kendi bedenleri ve yaşamlarına dair söz ve karar hakkı anlamına gelen kürtaj hakkını yasal güvence altına aldı. İktidarların gözünü diktiği hakların başında kürtaj geliyor. ABD'de Yüksek Mahkeme, 1973 yılından bu yana kürtaj hakkını yasal hale getiren düzenlemeyi bozdu. Böylece, bu hakkı gasp etmek isteyen muhafazakarlara gün doğmuş oldu. Ülkede kadınlar haklarını korumak için sokaklara dökülmüştü.

Kadın cinsine yönelik düşmanlıkta artan bir diğer şey ise çocuk evlilikleri. Bangladeş delegesi bu noktanın altını çizdi, ülkesinde son birkaç ay içinde 47 bin çocuk evliliğinin tespit edildiğini söyledi. Bu elbette kayıt altına alınan veri. Çocuk evliliklerine, "kadın sünneti"ni ekleyelim. Konferansa katılan Afrika delegesi sıkça bu gerçeğe dikkat çekti.

Kadın emeğinin sömürüsü de derinleşiyor. Bu noktada iki biçim öne çıkıyor. Birincisi, emperyalist kapitalist merkezlerden uzaktaki sömürge ülkelerde kadın ve çocuk emeği yaygın kullanılıyor ve emek sömürüsü, kapitalizmin ilkel vahşi dönemini aratmayan bir ortamda gerçekleşiyor. Bangladeş Tekstil İşçileri Derneği Başkanı, tekstil sektöründe özellikle kadınların ve çocukların çalıştırıldığını anlatırken, şunları söyledi: "Dünyanın en fazla ezilen işçileriyiz. Binlerce işçi ülkemde çalışırken hayatını kaybetti. Çalışırken ölüyoruz. Haftada en az 60 saat çalışıyoruz."

Kadın emeği, kapitalist sistemin yarattığı sömürüye ek olarak cinsiyetçi ücret sistemi nedeniyle ikinci kez sömürülüyor. Kapitalist merkezler de dahil olmak üzere kadınlar, sırf kadın oldukları için erkeklerden hala daha az ücret alıyor.  Aradaki makas da azalmak yerine açılıyor. Örneğin Fransa'da aradaki fark yüzde 25.

Konferansa damgasını vuran ise, Afganistan'dan RAWA'nın gönderdiği video mesaj oldu. ABD'nin yönetimi devrettiği Taliban ile birlikte kadınlar, eğitim ve çalışma başta olmak üzere tüm haklarını kaybetti. Daha birkaç gün önce bu devrin birinci yılında başkent Kabil'de sokağa çıkan kadınlara, Taliban çeteleri saldırmıştı. Ülkede kadınların durumu o kadar kötü ki, RAWA, Taliban'ın ilk iktidara geldiği 20 yıl öncesindeki gibi kız çocuklarının eğitimi için yeniden yer altı okulları açıyor.

Meksika'dan Afganistan'a düzeyi farklı olsa da etkileyen bir başka faktör ise Ukrayna savaşı ve sonuçları. Arjantin delegesi, bu savaş ile birlikte ekonomilerinin daha da kötüleştiğini anlatırken, Avrupa'yı da bu kış büyük bir enerji krizi bekliyor.

ICOR'un 1. Kadın Konferansı, 3-10 Eylül tarihlerinde Tunus'ta toplanacak olan "Tabandan Kadınların 3. Dünya Kadın Kongresi" öncesinde gerçekleşti. Konferansta alınan kararlar, bu kongrede sunularak, dünya kadınlarının mücadele gündemine taşınmış olacak. Kararlardan biri, Rojava kadın devriminin, Türk devletinin işgal saldırılarına karşı savunulması. ICOR bileşenleri, bu kararı, Dünya Kadın Konferansı'na taşıyarak, somut bir karar çıkmasını isteyecek.