Arzu Demir yazdı | Güle güle Zîlan yoldaş!
Zîlan, kadın devrimini, evlere, mutfaklara taşımak için mücadele eden kadınlardan biriydi. Cins çelişkisini, kadınların "ölerek" varlık ve yaşam hakkını kazandığı Ortadoğu coğrafyasında milyonlarca kadın gibi Zîlan da derin yaşamış olmalı. Bu nedenle de erkek egemen düzenden kopuşu derin oluyor.
Zîlan Destan ile Uluslararası DAİŞ Forumu için 2019 yılının Temmuz ayında gittiğim Qamışlo'da karşılaşmıştım. Kobanêli olduğunu öğrendiğimde çok sevinmiştim. Bu duygumu nasıl tam olarak açıklayabilirim, bilemiyorum.
Rojava'da Marksist Leninist komünistlerle ilk karşılaşmam 2014 yılının Ağustos aylarına rastlar. MLKP, Rojava'daki ilk şehidini 14 Eylül 2013 tarihinde Serêkaniyê savaşı sırasında vermişti. Şehit Serkan Tosun'a ilişkin yapılan açıklama ile MLKP'nin Rojava'daki varlığından haberdar olmuştum ve ikinci kez gittiğimde daha sonradan farklı zamanda ölümsüzleşen Seydo Azad, Sarya Özgür ve Alişer Deniz ile komünistlerin Rojava devrimindeki varlığı üzerine röportajlar yapmıştım. O zaman devrimin savunulması ve inşasında yer alan MLKP'nin siyasi bir güç olarak Rojava'daki varlığı henüz yeniydi. "Acaba bu maya tutacak mı?" sorum, başkaca gelişmelerin yanı sıra Zîlan'ın devrimci gerçekliğinde yanıtını buluyordu. Tutan bu maya komünistlerin devrimin "enternasyonal dayanışmacı gücü"nden öte bir öznesi, bileşeni olduğunu göstermişti. İşte beni sevindiren ve onurlandıran da buydu.
Zîlan Destan, gerek forum sırasında gerekse de sonrasında bana çeviri desteğinde bulunmuştu. Kürtçenin yanı sıra Arapça biliyordu, Türkçeyi de iyi düzeyde konuşuyordu.
Duru bir güzelliği vardı Zîlan'ın. Bir de utangaç bir gülümsemesi. Sakinliği ve emekçiliği dikkatimi çeken diğer özellikleriydi.
Maalesef çok uzun sohbet etme imkanımız olmadı. Ayrıca "ziyaretçi olmak" başka bir dizi nedenle birleşince, sohbetleri de sınırlandırmıştı elbette.
Zîlan Destan'ın 13 Haziran günü şehit düştüğü haberi geldi. Devrimci Komünist Hareket (TKŞ), Devrimci Komünist Kadınlar (JKŞ) ve Devrimci Komünist Gençlerin (CKŞ) ortak açıklamasıyla hayatına dair biraz daha detayları öğrendim. DAİŞ çetelerinin Kobanê'yi işgal saldırısında ailesiyle birlikte Kuzey Kürdistan'a geçmek zorunda kalıyor. MLKP savaşçısı Destan Temmuz'un -kamuoyunun bildiği adıyla Ayşe Deniz Karacagil- ölümsüzleşmesinin ardından Rojava'da komünistlerin saflarında devrim mücadelesine katılıyor. Cizîrê Bölgesi'nde adım adım gezip çalışma yürütüyor, kapı kapı, ev ev, köy köy dolaşıp komünist fikirleri emekçilerle buluşturuyor. TKŞ, JKŞ ve CKŞ'nin kuruluşuna emeğini, aklını, yüreğini katıyor.
Zîlan, kadın devrimini, evlere, mutfaklara taşımak için mücadele eden kadınlardan biriydi. "Erkeği kutsayan ve geriye kalan her şeyi onun mülkü kabul eden zihniyet" hayatında derin bir çatışma yaratmıştı. Yoldaşlarının anlatımıyla "Rojava Kadın Devrimi ile birlikte Zîlan yoldaş özgürleşme yolunda adım atma kararı almış, Elende'yi yıkma ve özgür bir kadın olan Zîlan'ı inşa etmeye başlamıştı."
Bu cins çelişkisini, kadınların "ölerek" varlık ve yaşam hakkını kazandığı Ortadoğu coğrafyasında milyonlarca kadın gibi Zîlan da derin yaşamış olmalı. Bu nedenle de erkek egemen düzenden kopuşu derin oluyor.
Sadece emekçiler içinde komünist çalışma yürütmekle kalmamış, aynı zamanda devrimin silahla savunulmasında da görev almış. "Günü geldi kalem ve kitabını alıp akademilerde, evlerde, atölyelerde kararlı bir gençlik eğitmeni oldu. Zîlan yoldaş gençliğin gücünü çok iyi bilip hissettiği için bir an bile yorulmadan yürüttü bütün çalışmalarını. Çalışma yürüttüğü şehirde her imkanı zorladı, bazen yaya bazen de yoldaşlarından emanet aldığı bisikletiyle oradan oraya koşturup görevlerini her zaman yerine getirdi" diye anlatıyor yoldaşları.
İnsan ne diyeceğini, ne yazacağını bilemiyor gerçekten. Çünkü kaderini, bir devrimin kaderine bağlayıp genç yaşında büyük sorumluluklar üstlenen bu genç devrimcilere, savaşçılara büyük bir vefa borcumuz var. İnsan bu borcun altında kaldığını hissediyor. O nedenle ne yazılsa, ne söylense eksiklik duygusu bitmiyor.
Zîlan Destan da devrim mücadelesinin sonsuza dek yaşatacağı ölümsüzler arasına katıldı.
Ve elbette bu veda çok erken oldu. Gençliğinin ve devrimciliğinin baharında aramızdan ayrıldı. Kadın kurtuluş mücadelesine, gençlik mücadelesine, devrim savunmasına çok şey katacaktı, çok şey öğrenecekti.
Güle güle Zîlan yoldaş!
Senin gibi genç bir devrimci komüniste yoldaş olmaktan, aynı özgürlük düşünün peşinde gitmekten, aynı sofraya oturup aynı ekmeyi bölüşmekten, aynı acıya üzülüp aynı neşeyi çoğaltmaktan onur duyuyorum. Şehit namirin!