Arzu Demir yazdı | Faşizme karşı 1 Mayıs'ta sokağa!
Taksim'in yanı sıra, emekçilerin, ezilenlerin olduğu her emekçi semtinde, fabrikada, sokağa çıkıldığı oranda, saray faşizminin yasakları geçersizleşecektir. Bugün bakımından aslolan 1 Mayıs'ta faşizmin sokağa çıkma yasağını kırmaktır.
Saray rejimi, yine çarkların dönmesi esasına dayanan koronavirüs yasaklarını uygulamaya soktu. Milyonlarca işçinin çalışmaya devam edeceği gerçeği orta yerde dururken, alınan önlemlere bir de utanmadan sıkılmadan "tam kapanma" diyorlar. İçişleri Bakanlığı'nın genelgesindeki laf kalabalığının içindeki bir cümle gerçeği özetliyor: "Üretim ve imalat tesisleri ile inşaat faaliyetleri ve bu yerlerde çalışanlar sokağa çıkma yasağında muaf tutulacak."
Bu cümlenin anlamı, işçiler, salgın riskine rağmen fabrikalarda, atölyelerde, şantiyelerde çalışmaya devam edecek. İşçi sınıfının, işsiz kalan kısmı ise eve kapanacak! Bu durumda, işçiler işyerlerinde virüsten, evlerde de yoksulluktan ölecek.
Kapitalist düzenin işçiye sunduğu başka bir yaşam yok.
Bu akşamdan itibaren uygulamaya girecek olan yasakların bir başka anlamının ise ezilenler üzerindeki faşist baskıyı artırmak olduğu sır değil. 2020 yılının Mart ayından bugüne, iktidar, salgını, emekçilerin ifade, eylem ve örgütlenme özgürlüğüne karşı kullandı. Covid-19'u adeta emekçilere karşı bir silaha dönüştü.
Baroların genel kurullarını, emekçilerin direnişlerini, Cumartesi Anneleri'nin Galatasaray buluşmalarını, Suruç ailelerinin Kadıköy buluşmalarını vs. salgın gerekçesiyle yasakladılar. Ancak ezilenlere uygulanan "önlem"ler AKP kongre ve etkinlikleri, milletvekillerinin çocuklarının düğünleri vs. için uygulanmadı.
29 Nisan ile 17 Mayıs arasında uygulanacak olan yasakların da 1 Mayıs önlemi olduğu açık. İktidar, her geçen gün daha fazla açlık, yoksulluk, işsizlik girdabına sürüklenen milyonlarca işçinin, emekçinin sokakla buluşacak öfkesinden korkuyor ve faşist yasaklara sarılıyor.
Çok net söyleyelim; "tam kapanma" diye propaganda ettikleri yasaklar, salgına karşı bir önlem değil, faşizmdir.
Türk Tabipleri Birliği uzman bir kurum olarak 27 Nisan'da yaptığı açıklamada, bu noktanın altını çok net çizdi, "Hayatı değil, çarkları durdurun. Desteksiz, korumasız kapatma çözüm değil" dedi.
Tam da bu yasaklar, 2021 1 Mayıs'ını daha da önemli kılıyor. Çünkü, 1 Mayıs'ta sokağa çıkma iradesi göstermek saray rejiminin faşist yasaklarını aşmak anlamına geliyor. Birleşik Mücadele Güçleri ile devrimci sendikalar ile devrimci parti ve örgütlerin oluşturduğu 1 Mayıs Platformu da 1 Mayıs yasağını tanımayarak, Taksim'de olacaklarını duyurdu.
Bugünkü şartlarda, Taksim Meydanı ile diğer kentlerdeki yasaklı meydanların yeniden 1 Mayıs alanı olarak ilan edilmesi, işçi ve emekçilerin, sadece mücadelelerinde tarihsel miraslarından güç almaları ile ilgili değil. Bugün bakımdan Taksim çağrısı, AKP-MHP iktidarının, yasak ve saldırılarına karşı işçilerin ve ezilenlerin saflarında antifaşist güncel mücadele kararlılığının da yeşermesi anlamına geliyor. 1 Mayıs günü Taksim'de olma iradesi, faşizmin yasaklarını hiçe saymanın ve rejimi yenilgiye uğratma mücadelesinin en yalın ve güncel ifadesi oluyor.
Taksim'in yanı sıra, emekçilerin, ezilenlerin olduğu her emekçi semtinde, fabrikada, sokağa çıkıldığı oranda, saray faşizminin yasakları geçersizleşecektir. Bugün bakımından asıl olan 1 Mayıs'ta faşizmin sokağa çıkma yasağını kırmaktır. İstanbul'da iki yakada birkaç merkezde emekçilerin bir araya gelmesi, ayrıca Gülsuyu, 1 Mayıs, Alibeyköy, Gazi gibi emekçi mahallelerinde daha yaygın sokak buluşmalarının örgütlenmesi, sendika konfederasyonlarının taşıdığı icazetçi ruh halinin yarattığı havayı da dağıtacaktır. Devrimciler, sosyalistler, Birleşik Mücadele Güçleri, faşizmin artan saldırılarına rağmen teslim olmayarak, 1 Mayıs'ta da faşist yasakları aşma iradesine sahip olduklarını gösterdi.
Çok açık ki, hiçbir bilimsel geçerliliği olmayan bu yasakların, hiçbir meşruiyeti de yoktur. Meşru olmayan her kural da yok sayılmalıdır.
Geride kalan bir yıl içinde görüldü ki, her gün milyonlarca işçinin, evlerinden çıkarak gittikleri o fabrikalar, atölyeler, şantiyeler açık kaldığı sürece, istenildiği kadar tekel bayisi, kuaför kapatılsın, hiç kimseye sağlık güvenliği yok. O halde durum gayet açık: 1 Mayıs'ta özgürlük için direnişe, sokağa, faşizmi yenmeye!