Arif Çelebi yazdı: Koronavirüsle yaklaşan gelecek
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Peki ne olacak? Koronavirüs salgınından sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını söylüyor ya da umut ediyor pek çok insan. Böyle bir beklentiden yalnızca hayal kırıklığı doğar. Bu kokuşmuş, insanlığın sırtında atılması zorunlu bir yük haline gelmiş toplum biçiminden bir yenisine ancak ve ancak bir devrimle geçilebilir.
Çinli Prof. Zhen Yang, yaşamdaki değişikliklerin Covid-19 pandemisi nedeniyle beklenenden çok daha hızlı gerçekleştiğini; temassız endüstrilerin gelişiminin büyük ivme kazandığını yapay zekâ, robotlar, online ticaret ve video konferansların bunun örneği olduğunu; temassız yaşamın esasen yapay zekanın insan yetenekleri kadar gelişmesi olduğunu ve bunun geleceğin trendi olacağını, robotların aktif olarak farklı alanlarda insanların yerini almaya başlayacağını belirtti.
İnsanların internette geçirdiği sürenin dört saatten sekiz saate çıktığını belirten profesör, aslında bunun on yıl sonra gerçekleşmesinin beklendiğini vurguladı1.
Profesör Yang özetle, robotlar, yapay zekâ insanların yerini almaya başladı, temassız endüstriler gelişiyor, insanların internette geçirdikleri zaman iki katına çıktı, koronavirüs salgını ile gelecek yakınlaştı, diyor.
Profesör Yang doğru söylüyor, bilişim alanındaki gelişmeler muazzam olanaklar yaratıyor, Covid-19 salgını bu olanakların çok daha yaygın ve işlevli kullanılabileceğini gösterdi. Yapay zekâ ve robotların üretimde insanların yerini almasının daha bugünden ne kadar olanaklı olduğu görüldü.
Bunlar doğru da ABD gibi teknolojinin bir numaralı ülkesinde solunum cihazı yokluğundan insanlar ölüyor2. İngiltere virüs üç ay önce çıkmış olmasına rağmen hala gerekli test ve takip sistemine sahip değil. Fransa’da özellikle de solunum cihazı takmak ve nefes almayı sağlamak için zorunlu olan anestezi ilaçları gibi belirleyici ilaçlar yeterli olmadığı için hastalara gerektiği gibi müdahale edilemiyor3. İtalya’da, İspanya’da, ABD’de eldiven ve maske kıtlığı baş gösterdi.
ÇELİŞKİ
Yapay zekada, robotlarla üretimde, iletişim ve ulaşımda harikalar yaratıyorsunuz ama yeterli sayıda solunum cihazınızdan, anestezi ilaçlarından, test ve takip sisteminden bunları bırakalım eldiven ve maskeden yoksunsunuz. Dünyanın bir ucundan diğer ucuna fırlatacağınız roketleriniz var ama hastaneleriniz dökülüyor, enfeksiyon kapmış hastalarınız hastane koridorlarında yerlerde yatıyor, yeterli hasta yatağınız bile yok.
Online ticaret gelişiyor, video konferanslar düzenleniyor, internette geçirilen zaman artıyor. Bunlara kim itiraz edebilir. Ya çalışmak zorunda bırakılan yüz milyonlarca işçiye ne diyeceğiz, onlar internette kaç saat zaman harcıyor acaba. Dünyanın her yerinde sigortasız, kayıtsız çalışan on milyonlarca insan var, onlar hasta olduklarında doktora bile gidemez, gitseler de doktor raporları ücretli izin için geçerli olmaz, işten çıkarıldıklarında işsizlik sigortasından da yararlanamazlar, bunlar evlerinde eli kolu çaresiz beklerken gelişen online ticaretten ne kadar faydalanabiliyor dersiniz?
Şirketleriniz saniyeler içinde dünyanın bir ucundan diğerine sermaye transferi yapabiliyor, bir bilgisayar ya da otomobil üretmek için onlarca ülkede açtıkları fabrikaları, kısacası dünya fabrikasını sevk ve idare edebiliyor, onlarca ülkedeki mağazalarından eksilen ürünleri tek bir merkezden izleyebiliyor ve aynı merkezden onlarca ülkeden ürün siparişi vererek yerlerine ulaşmalarını sağlayabiliyor ama devletleriniz bir virüs karşında organize olamıyor. İnsanlar hastane koridorlarında solunum cihazı yetersizliğinden boğularak ölüyor.
HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK
Peki ne olacak?
Koronavirüs salgınından sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını söylüyor ya da umut ediyor pek çok insan.
Böyle bir beklentiden yalnızca hayal kırıklığı doğar.
Dünya ekonomisi birkaç yüz dünya tekelinin elinde. Koronavirüs salgınından sonra bu dünya tekelleri kendiliğinden buharlaşacak değil ya. Bu tekellerinin daha fazla kar için doğal dengeyi tahrip etmesini kim engelleyecek? Devletler mi? Bu devletleri yönetenler mali oligarşinin memurları değil mi? İşsizlere ne olacak? Daha şimdiden artan işsizler nedeniyle işsizlik sigortaları tıkanmış durumda ama burjuva devletler yüz milyarlarca lirayı işsizlere değil tekellere aktarıyor, devletlerle tekeller arasındaki bu ilişkiyi kim değiştirecek? Bir otobüsü doldurabilecek kadar insanın serveti dünya nüfusunun yarısından fazla, bu durumu, bu olağanüstü eşitsizliği kim değiştirecek?
Kapitalist ekonomi 2008’den bu yana krizden çıkamıyor, tam bir sürünme hali. Koronavirüs salgınından sonra işler daha da kötüye gidiyor, 2008 benzeri hatta daha beteri kapıda. Hal böyleyken emperyalist kapitalizm daha saldırgan daha acımasız olmayacak mı? Savaşlar, darbeler, işgaller bu derinleşen kriz ortamında daha da artmayacak mı?
Devlet insanların yaşamlarını kurtarabilmek için gerekli olan şirketlere el koymalıdır diyor bir Fransız doktor ama devletler tam tersini yapıyor, şirketleri kurtarabilmek için halkın parasına el koyuyor, bu durumu kim değiştirecek, burjuva politikacılar mı?
Bu üretim ilişkileri ve ona tekabül eden toplumsal ilişkiler yerli yerinde dururken yeni bir virüs salgını karşısında her şey çok daha berbat olmayacak mı?
KORONAVİRÜS POTANSİYELİ GÖSTERDİ
Profesör Yang gerçekliğin bir yanını gösteriyor bize, tıpkı kuyunun dibindeyken gökyüzünü tarif eden kurbağa gibi.
Koronavirüsle birlikte insanlığın ulaştığı bilimsel teknik düzey çok daha görünür hale geldi. Yapay zekâ ve robotlar sayesinde temassız üretim pekâlâ mümkün. İnsanlar uzun saatler boyunca ve ömürlerinin son yıllarına kadar çalışmak zorunda değil, işlerin büyük bölümü yapay zeka ve robotlara devredilebilir.
Ne var ki kapitalistlerin biricik amacı karlarını artırmak, karlarını çoğaltmaktır. Karlarının kaynağı da işçiden gasp ettikleri fazla emek zamanıdır. Kapitalistler, bu fazla emek zamanını arttırmaya hizmet ettiği sürece bilimi teknolojiye uygulama yarışına girerler. Sermayenin tekelleşme düzeyi yani merkezileşme ve yoğunlaşma derecesi öyle bir noktaya erişir ki bu yarış kar getirmez olur, bu nedenle teknolojiyi geliştirmek yerine ucuz işgücü cehennemleri yaratmak sermayenin başlıca eğilimi haline gelir. Varoluşsal kriz içindeki sermayenin durumu budur. Bu; şu ya da bu kapitalistin tercihi değildir, sermaye başka türlü artıdeğer üretme yeteneğini yitirdiği için böyledir.
Kuşkusuz bilimin teknolojiye uygulanması devam eder ama bu bir avuç dünya tekelinin denetiminde ve mülkiyetinde gerçekleşir. Teknoloji onların elinde aşırı yoğunlaşacak ki geride kalan işgücü cehennemlerinden elde edilen kar onların kasalarına aksın. Küçük sermayeler istese de sermaye güçlerindeki yetersizlik nedeniyle bu teknolojilere ulaşamaz, onları kullanamazlar, onlara düşen büyük tekeller adına işçileri en berbat koşullarda çalıştırmaktır, onların karı da işçileri mahkûm ettikleri bu berbat koşullardan gelir. Bu nedenledir ki bir yanda muazzam bir teknolojik birikim varken diğer yandan 18. yüzyılın ilkel birikim ya da vahşi birikim koşulları egemen hale gelmiştir. Bütün işler yapay zekaya, robotlara devredilirse kapitalistin kar kaynağı da kurumuş olur. Dolayısıyla kapitalizm altında yapay zekanın, robotların insanların hizmetine gireceğini beklemek boş bir hayaldir aksine sermayenin merkezileşmesi daha da arttıkça ezilenler için emekçiler için cehennemi çalışma ve yaşam koşulları daha da ağırlaşacaktır.
GELECEĞİ DEVRİM YAKINLAŞTIRIR
Orta çağdaki veba salgını kapitalizmin yolunu açtı, korona da sosyalizmin yolunu açacak diyenler oluyor.
Böyle düşünenlerin unuttukları bir gerçekliği hatırlatmakta fayda var. Kapitalizmden önceki üretim ilişkilerinde yeni toplumun üretim ilişkileri eskisinin bağrında yeşerir ve giderek ekonomik ilişkilere egemen olurdu. Önce yeni üretim ilişkileri yeşerir ve gelişir ardından eski toplumun siyasal üst yapısı devrimlerle yıkılır ya da Gramsci’nin ifade ettiği gibi “pasif” devrimlerle dönüşüme uğrar. Feodal toplumdan burjuva topluma geçiş böyle gerçekleşti.
Kapitalizmin özelliği ise kendisi dışındaki geçmiş bütün üretim ilişkilerini önce kendisine yani pazara tabi kılmak ardından da yıkama uğratarak kendisi içinde eritmektir. Böyle olduğu içindir ki sermaye kendisi dışında hiçbir özel mülkiyet biçimi bırakmaz. Sermaye bütünüyle egemen hale geldiğinde onun içinde yeşererek yavaş yavaş ona egemen olabilecek bir üretim ilişkisinin koşulları bütünüyle ortadan kalkar. Sermaye birikim düzeninde yeni bir üretim ilişkisi boy verip serpilemeyeceği için, burjuva toplum varoluşsal krize saplandığında, bütün siyasal, kültürel, hukuki üstyapısı ile birlikte yalnızca çürüme üretir.
Bu kokuşmuş, insanlığın sırtında atılması zorunlu bir yük haline gelmiş toplum biçiminden bir yenisine ancak ve ancak bir devrimle geçilebilir. Burjuva devleti alaşağı ederek, sermayeyi toplumsal mülkiyet altına alarak ortadan kaldırdıktan sonra insanlık rahat bir nefes alabilir aksi taktirde sermaye düzeni altında bir avuç büyük patron dışındakiler iklim krizi ile, virüslerle, iş cinayetleri ile işsizlik ve yoksullukla hayatı sürekli zehirlenecektir ve giderek daha aşağılık şartlarda yaşamaya zorlanacaktır.
Kapitalizm içinde yeni bir üretim ilişkisi ortaya çıkarak yavaş yavaş ona egemen olamaz ama bu yeni üretim ilişkisi potansiyel olarak oluşur. Örneğin dünya tekelleri içinde komünizm potansiyel olarak vardır; dünya insanı, dünyadaki insanlar arasında iş birliği, dünya çapındaki örgütlenme, kısacası üretici güçlerin dünyasal ölçekte muazzam bir toplumsallaşması gerçekleşmiştir. Bilimsel teknolojik birikim “herkesin yeteneğine göre herkesin ihtiyacına göre” bir hayat tarzı için yeterli olgunluğa erişmiştir. Buradan bakınca evet, gelecek yani komünizm yüzyıldan öncekine göre çok daha yakınlaşmıştır. Buna karşın kapitalist kabuk ne kadar çürürse çürüsün kendiliğinden yok olup gitmez. Potansiyel olanı açığa çıkarmak ancak ve ancak politik bir devrimle gerçekleşebilir. Ancak politik bir devrim toplumsal devrimin yolunu açabilir.
Koronavirüs yeni bir toplumun, komünizmin maddi teknik temelinin bugünkü toplum içinde hazır hale geldiğini çok daha çıplak biçimde gösterdi. Ne ki onu görmek yetmez, o yeni topluma ulaşmak, onu elde etmek için örgütlenmek ve devrim için savaşmak gerekir.
DİPNOTLAR:
1) https://tr.sputniknews.com/dunya/202004041041753491-cinli-profesor-koronavirus-gelecegi-yakinlastirdi/
2) New York Times, aktaran: https://haber.sol.org.tr/dunya/abdde-solunum-cihazi-yoklugunun-ibretlik-hikayesi-284074
3)The Guardian, aktaran: https://www.evrensel.net/haber/401360/fransiz-doktorun-isyani-daha-fazla-olu-saymamak-icin-sirketlere-el-koyun