4 Ekim 2024 Cuma

'Annem oğlunun katilleriyle hesaplaşamadan bu dünyadan göçtü'

Cumartesi Anneleri 829. hafta açıklamasında 26 yıldır akıbeti açıklanmayan Rıdvan Karakoç dosyasını kamuoyuyla paylaştı. Karakoç'un dosyasının zamanaşımı işlemeli dosyalar arasında bekletildiğini vurgulayan kayıp yakınları, etkin ve adil bir soruşturma yürütülmesini istedi. 

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbeti için mücadele eden kayıp yakınlarının hak ve adalet mücadelesi sürüyor. Cumartesi Anneleri, 829. hafta açıklamasında ömrü oğlu Rıdvan'ı bulmaya yetmeyen Asiye Koç'un bir kez daha adalet talebini yineledi. 

Gözaltında kaybedilişinin 26. yılında Rıdvan Karakoç için yapılan açıklamada, hukuk tanımayan yönetimlerin halklara yaşattığı hukuksuzluğa, demokratik yollarla itiraz etmenin önemine dikkat çekildi. 

Covid-19 salgınından kaynaklı online düzenlenen basın açıklamasında söz alan Rıdvan Karakoç'un kardeşi Hasan Karakoç, ağabeyinin polisler tarafından arandığını bu süreçte ev ve iş yerlerinin sık sık basıldığını hatırlattı. 

Eve gelemeyen Rıdvan Karakoç ile sadece telefon ile görüşebildiklerini ancak 15 Şubat 1995'ten sonra tüm irtibatlarının koptuğuna dikkat çeken Hasan Karakoç, bunun üzerine ağabeyini aramaya başladıklarını söyledi. Karakoç, başvurdukları tüm mercilerden "bizde yok" yanıtını aldıklarını vurguladı. 

'ANNEM, OĞLUNUN KATİLLERİYLE HESAPLAŞAMADAN BU DÜNYADAN GÖÇTÜ'
Hasan Ocak'ı arayan ailesi ve insan hakları savunucuları ağabeyimin fotoğrafını görünce yetkililer daha fazla gizleyemedi. Ağabeyimin mezarını da yok etmek istediler. Gözaltında kaybetmek bir devlet politikasıdır. Binlerce insanı bu şekilde kaybettiler, binlerce insanın mezarı yok. 26 yıldır ağabeyimin mezarını bulmak için mücadele ediyoruz. Dosya savcılıkta ve kimseye soruşturma açılmadı. Katillerin bulunması için bu devlet hiçbir şey yapmadı. Annem Asiye Karakoç, oğlunun katilleri ile hesaplaşamadan bu dünyadan göçüp gitti. Tüm kayıplar bulunup sorumlular yargılanan kadar bu mücadelenin takipçisi olacağız. Bin yıl da geçse vazgeçmeyeceğiz."

KESKİN: ZAMANAŞIMI İŞLEMELİ DOSYALARIN ARASINDA MAALESEF
Karakoç ailesinin avukatı Eren Keskin de, Rıdvan Karakoç'u 1994 yılından beri tanıdığını dile getirdi. Karakoç'un '95 yılının Şubat ayında takip edildiğini söyleyerek bir vekaletname çıkarttığını ifade eden Keskin, "'Her gün arayacağım' derdi. 'Bir gün aramazsam başıma mutlaka bir şey gelmiştir.' Şubat ayının ortasıydı aramamaya başladı, merak ettik. Daha sonra gözaltına alınıp kaybedildiği ortaya çıktı" dedi. 

Karakoç'un işkenceyle katledilmesine ilişkin davasında bugüne kadar hiçbir gelişme olmadığının altını çizen Avukat Eren Keskin, "Şu anda savcılığın zamanaşımı işlemeli dosyaları arasında maalesef bekletiliyor" vurgusu yaptı. 

'ADİL BİR BİÇİMDE SONUÇLANSIN'
Cumartesi Anneleri 829. haftanın basın metnini Ayşe Çetinbaş okudu. Çetinbaş, yargı makamlarında sonuç alamadıkları için 829 haftadır barışçıl yöntemler seslerini duyurmaya çalıştıklarını dile getirdi ve kamuoyuna şu çağrıyı yaptı: 
"Hukuku tanımayan yönetimlerin hepimize yaşattığı hukuksuzluğa demokratik yollarla itiraz etmek toplumsal bir görevdir."

Çetinbaş, Rıdvan Karakoç dosyasında 26 yıldır hukuk işletilmeyerek, "yaşadığınız adaletsizlikle baş başasınız "mesajının verildiğinin altını çizdi ve şöyle devam etti: "829. haftamızda bir kez daha Beykoz Cumhuriyet Savcılığı'na sesleniyoruz; soruşturmanın etkin bir biçimde yürütülmesi, soruşturma organlarının temel görevidir. Bu görevinizi yerine getirin. Rıdvan Karakoç dosyasında soruşturmayı, olayın  tam olarak nasıl meydana geldiğini belirleyecek, sorumluların tespit edilmesini ve cezalandırılmasını sağlayacak etkinlikte yürütün ve adil bir biçimde sonuçlanmasını sağlayın."

NE OLMUŞTU?
34 yaşındaki Rıdvan Karakoç İstanbul'da yaşıyordu. Kürt siyasi partileri ile sanat ve kültür kurumlarında çalışmalar yürütüyordu. 1994 yılında gözaltındaki bir kişinin verdiği ifade doğrultusunda hakkında yakalama kararı çıkartıldı.

Rıdvan Karakoç'u arayan polisler ailesinin evini gözetim altında tutuyordu. Zaman zaman da eve baskınlar  düzenliyor,"Rıdvan'ı bize getirin, eğer getirmezseniz gördüğümüz yerde öldürürüz" diye aileyi tehdit ediyordu.

Eve gelemeyen Rıdvan, ailesi ve avukatı ile düzenli bir biçimde haberleşiyordu. Gözaltına alınması halinde kullanılmak üzere Avukat Eren Keskin'e posta ile vekâlet gönderdi.

Rıdvan'ın ailesi ve avukatı ile haberleşmesi, 15 Şubat 1995 tarihine kadar devam etti. Bu tarihten sonra Rıdvan'la bağlantı kesildi. Evdeki polis ablukası kalktı, polis baskınları son buldu.

Karakoç Ailesi, tüm mercilere başvuru yaptı ancak sonuç alamadı. Gözaltına alındığı inkâr edilen Rıdvan için devletin tüm kurumları "Bizde yok" cevabı verdi. 110 gün süren ısrarlı bir arayışın ardından Rıdvan Karakoç'un işkence izleri taşıyan bedenine Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı'nda ulaşıldı.Ailesi her yerde Rıdvan'ı ararken, onun cansız bedeni savcılık dâhil tüm resmi kurumlardan geçmiş, günlerce Adli Tıp Kurumu'nda bekletilmiş ve ailesine haber verilmeden "kimliği meçhul kişi" olarak gömülmüştü.

Gerçek bu kadar açıkken Beykoz Cumhuriyet Savcılığı'nın takip ettiği Rıdvan Karakoç dosyasında 26 yıldır süratli, etkili ve adil bir soruşturma yürütülmedi. Soruşturma makamları, olayı aydınlatma ve sorumluları tespit etmekte gerekli adımları atmadı. Suçun failleri delilleriyle birlikte mahkemeler önüne çıkarılmadı. Soruşturma hiçbir işlem yürütülmeden sürüncemede bırakıldı.