4 Ekim 2024 Cuma

Ankara'da öğrencilerin kaçırılmasına tepki: Faşizm yenilecek

Ankara'da öğlen saatlerinde 3 öğrenci kaçırılarak darp ve tehdit edilerek, kentin farklı noktalarına bırakıldı. Ankara Öğrenci Dayanışması, öğrencilerin kaçırılmasına ilişkin İHD Ankara Şube binasında yaptığı açıklamada, "Sizin halk düşmanı, kadın düşmanı, LGBTİ+fobik, öğrenci düşmanı, işçi düşmanı iktidarınız gidecek; faşizm yenilecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek" diye belirtildi.

Polisin evlerinin önünde GBT yaptıktan sonra sivil araçla kaçırılan ve daha sonra kentin farklı noktalarına darp ve tehdit edilerek bırakılan Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi Ali Berke Aydoğan, Uğurcan Baynal ile isminin açıklanmasını istemeyen S.B. için İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi'nde basın toplantısı düzenlendi.

Üniversiteli Genç Kadınlar adına basın açıklamasını okuyan Nisa Çıra, avukatlardan aldıkları bilgiye göre kaçırılan öğrencilerin gözaltı veya hastane işlem kayıtlarının bulunmadığını söyledi.

Çıra, "Bugün saat 13.00 sularında Ankara Öğrenci Dayanışması'ndan 3 üniversiteli evlerinin önünde GBT yapıldıktan sonra sivil araçlarla kaçırıldılar. Ankara Emniyet Müdürlüğü'nden avukatların aldıkları bilgiye göre gözaltı veya hastane işlem kaydı bulunmadığı söylendi. Arkadaşlarımızın nerede olduklarına, kim tarafından kaçırıldıklarına dair haber alamadık. Aradan geçen 2 saatin sonunda bir arkadaşımızın darp edilerek Gölbaşı'nda, bir arkadaşımızın Pursaklar'da bırakıldığını, 3 saat sonra ise diğer arkadaşımızın Sincan'da bırakıldığını öğrendik. Teşhir ediyoruz, Ankara Emniyeti şehir eşkıyası gibi sokak ortasından arkadaşlarımızı kaçırarak suç işlemiştir. Arkadaşlarımızı saatlerce alıkoyup darp edip 'bir daha Boğaziçi eylemlerine katılmayacaksın' şeklinde tehdit etmiştir. Bu saldırı, özerk-demokratik üniversite mücadelesine, gençliğin iradesine yönelik bir saldırıdır. Biz, aşağı bakmayanlar, kayyum rektöre, kadın üniversitesine karşı nasıl direndiysek faşizme de öyle direniyoruz. Baskılarınız karşısında yenilmiyoruz" ifadelerini kullandı.

Boğaziçi Üniversitesi'ne kayyum rektör atanması sonrasında Boğaziçi'nde ve birçok kentte kayyum siyasetine karşı üniversitelilerin eylemler yaptığını kaydeden Çıra, "Kabul etmediğimizi ve vazgeçmediğimizi defalarca kampüslerimizde, kent meydanlarında haykırdık. Buradan tekrar söylüyoruz, Melih, Verşan, Necdet ve tüm kayyumlar gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek" diye vurguladı.

Çıra, "Bu süreçte AKP iktidarının üniversiteden, bilimden, gençlikten korkusunu 9 üniversiteliyi hukuksuzca tutuklamasından, 25 üniversiteliye ev hapsi vermesinden, gözaltındaki arkadaşları için adliye önünde bekleyenleri dahi gözaltına almasından, gökkuşağı bayraklarına el koyup suç delili diye paylaşmasından görüyoruz. Boğaziçi eylemlerine katılanları işkenceyle, küfürlerle gözaltına alıp gözaltında çıplak arama dayatmasından; ertesi günün sabahında silahlarla öğrencilerin ve ailelerinin evlerini duvarları kapıları kırarak basmalarından biliyoruz. Üniversiteyi savunmak, kayyum siyasetine karşı çıkmak suç değildir. Dinci-gerici, kadın düşmanı, LGBTİ+fobik uygulamalarla üniversitelileri hedef gösteren, suç uyduran faşist AKP-MHP iktidarı bilmelidir ki baskılarınız, gözaltılarınız, tutuklamalarınız bizleri hiçbir zaman yıldıramadı yıldıramayacak" diye belirtti.

Çıra konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:
"Ankara'da üniversiteliler olarak evimizin önünde bekleyen polis araçlarına, her sokağa çıkışımızda GBT bahanesiyle durdurulup gözaltı yapılmasına, gözaltılardan sonra ailelerin aranmasına, kısacası faşizmin her türlü aygıtıyla bizleri sokaklardan çekme çabasına hiçbir zaman baş eğmedik.

"Pandemiyi yönetemeyip sağlık krizini kendi için fırsata çeviren, işsizlikle, ücretsiz izinlerle, zamlarla halkı yoksulluğa terk eden; işçileri sendikalı oldukları için Kod 29 ile işten çıkaran; Kuzey Ormanlarını, Kazdağlarını, memleketin her güzelliğini ranta açıp talan eden; kadın cinayetlerinin cins kırımına döndüğü, devletin bütün organlarıyla LGBTİ+'lara yönelik nefret suçu işlediği şu dönemde İstanbul Sözleşmesi'ni tartışmaya açan AKP bir de kendisine karşı çıkan her sesi, herkesi terörist ilan eden bir halk sağlığı sorunudur.

"Sizin halk düşmanı, kadın düşmanı, LGBTİ+fobik, öğrenci düşmanı, işçi düşmanı iktidarınız gidecek; faşizm yenilecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek. Yaşasın öğrenci dayanışması, yaşasın devrimci dayanışma."

'ÖLÜMLE TEHDİT ETTİLER'
Daha sonra konuşan kaçırılan öğrencilerden Ali Berke Aydoğan ise şunları söyledi: "Birkaç soru soracağız diye arkadaşımdan uzaklaştırdılar. Yaka paça arabaya bindirdiler. İki saat boyunca tehdit ederek, fiziksel şiddet uygulayarak arabayla dolaştırdılar. Bir ara Ankara dışına çıktık. Gölbaşı'nda bir sokakta arabayı yavaşlatıp, durdurmadan 'defol git' diyerek arabadan attılar. 'Arkadaşlarına söyle onları da alacağız. Sokakta dolaşamayacaksınız öldürürüz' diyerek bizi ölümle tehdit ediyorlar. İstedikleri kadar tehdit edebilirler. Ne yapmaya çalışırlarsa çalışsınlar, bizi sindiremeyecekler, hiçbir şekilde geri adım atmayacağız. Ellerinden geleni artlarına koymasınlar."

'90'LI YILLARIN UYGULAMASI'
Kaçırılan bir diğer öğrenci Uğurcan Baynal ise polislerin kendisini araca bindirdikten sonra il sınırı dışına kadar götürdüklerini belirterek, "90'lı yılların uygulamalarını hala sürdürmek isteyenler olabilir. Belli başlı olayların içinde olduğumuzu, herkesi toplayacaklarını söylediler.Bu süreç geçici. Gençlik kazanımlarına kazanım katarak ilerleyecektir. Tüm kayyımlar gidinceye kadar direneceğiz" dedi.

Kaçırılan öğrencilerden Ali Berke Aydoğan ile Uğurcan Baynal konuya ilişkin olarak İnsan Hakları Derneği'ne (İHD) başvuruda bulundu.