26 Kasım 2024 Salı

Ankara'da KESK'in ihraçlara karşı eylemine polis engeli

Sakarya Meydanı'nda açıklama yapmaları engellenen KESK Ankara Şubeler Platformu, Eğitim-Sen 2 Nolu Şube binasında yaptıkları açıklamada, "İktidar ve onun atadığı komisyon tüm bu yaşananların hesabını vicdanen olmasa da hukuken er ya da geç verecektir" dedi.

KESK Ankara Şubeler Platformu, OHAL kararnameleri ile ihraç edilenlerin işlerine geri dönmesi için Sakarya Meydanı'nda basın açıklaması yapmak istedi.

Saatler öncesinden çok sayıda çevik kuvvet ve sivil polisler tarafından ablukaya alınan Sakarya Meydanı'nda biraraya gelmek isteyen KESK üyeleri polis tarafından engellendi. Sakarya Meydanı, metro çıkışında ablukaya alınan kamu emekçileri, polisler tarafından darp edilerek alandan çıkarılmak istendi.

Duruma tepki gösteren kamu emekçileri, "AKP'ye niye pandemi yok. Onlar her yerde miting yapıyor. Kamu emekçilerine gelince mi pandemi var" sözleriyle polise tepki gösterdi. Polisler tarafından itilerek alandan çıkarılmaya çalışılan kamu emekçileri, "Bize dokunamazsınız" diyerek karşı çıktı. Yaşanan arbedenin ardından emekçiler, polis ablukası altında Eğitim-Sen 5 Nolu Şube binası önüne geçti.

Sendika binasını ablukaya alan polis burada da kamu emekçilerinin açıklama yapmasına izin vermeyeceğini ifade etti. Duruma tepki gösteren emekçiler, "Kendi sendika binamız önünde de mi açıklama yapamayacağız. Kim yasakladı" dedi. Açıklama yapmakta ısrar eden emekçilerle polis arasında yaşanan arbede yaşandı. Polis gazetecileri alandan uzaklaştırdı. Yolun karşı tarafında toplanan halka polis "beklemeyin" diye anons yaptı. Polisin anonsuna "Tam bir polis" devleti sözleriyle bazı kişiler tepki gösterdi.

EĞİTİM-SEN 2 NOLU ŞUBEDE AÇIKLAMA
Polis emekçilerin Eğitim-Sen 5 Nolu Şube binası önünde açıklama yapmasına izin vermemesi ardından Eğitim-Sen 2 Nolu Şube binasına geçti. Polis, binaya giren ve binaların pencerelerinden dışarıya bakanları kameraya çekti.

Şube binasında yapılan açıklamada konuşan KESK Ankara Şubeler Platformu Yürütme Kurulu Üyesi İhsan Gülhan, 18 yıllık AKP iktidarında Meclis'in işlevsiz kaldığı, yargının adalet yerine adaletsizlik dağıttığı, yürütmenin tek adamda toplandığı bir rejim kriziyle karşı karşıya olunduğunu belirtti.

'4 YIL GEÇTİ HALA 16 BİN DOSYA VAR'
"Allah'ın lütfu" olarak görülen askeri kalkışmanın ardından iktidarın Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamalarını kalıcı hale getirdiğine vurgu yapan Gülhan, "OHAL döneminde Cumhuriyet tarihinin en büyük kamu görevlisi tasfiyesinin yapıldı. 12 Eylül Askeri Darbe döneminde 5 bin kişi ihraç edilirken, 20 Temmuz sonrasında 130 bin kişi kamudan ihraç edildi. 23 Ocak 2017 yılında kurulan OHAL İnceleme Komisyonu 4 yıl geçmesine rağmen hala 16 bin 50 dosyayı karara bağlamamıştır. Karara bağladığı dosyalarında yüzde 88,5'ini ret etmiştir. Karara bağlamadığı dosyaların 2 bin 441'i KESK'lilere aittir" dedi.

KESK'lilerin bilinçli bir şekilde dosyalarının geciktirildiğini ifade eden Gülhan, şöyle devam etti: "Karara bağlanmayı bekleyen dosyaların çoğunluğunun barış akademisyenlerinden ve haklarında istihbarat raporları, mahkeme kararları, savcılık soruşturmaları vb. herhangi en ufak bir isnat bulunmayanlardan oluştuğu bilinmektedir. Bir kez daha çağrıda bulunuyoruz, süreç daha fazla uzatılmamalı, hukuksuzca ihraç edilenler derhal iade edilmelidir."

'HUKUK ÖNÜNDE HESAP VERECEKELER'
Gülhan, "Güvenlik soruşturmaları" adı altında yaşanan keyfilik, ayrımcılık ve haksızlıklara da son verilmesini talep etti. İktidar ortaklarının iktidarda kalma ve kendi iktidarlarını mutlaklaştırma amacıyla en temel insan hak ve özgürlükleri dahi yok saydığını kaydeden Gülhan, "Tıpkı 12 Eylül, 28 Şubat generalleri gibi kurdukları düzenin bin yıl süreceğini sanmaktalar. İktidar ve onun atadığı komisyon tüm bu yaşananların hesabını vicdanen olmasa da hukuken er ya da geç verecektir" ifadelerinde bulundu.

Gülhan, sözlerini şöyle tamamladı: "Faşizan politikalarda daha fazla ısrar edilmemelidir. OHAL Komisyonu derhal lağvedilmeli. İhraç edilen tüm kamu görevlileri bütün haklarıyla birlikte derhal görevlerine iade edilmeli. Hukuksuz ihraçlardan dolayı mağdur olan tüm kamu emekçilerinin maddi ve manevi hak kayıpları karşılanmalıdır."