23 Kasım 2024 Cumartesi

Anagold Madencilik'te çalışan işçi: Tehdit ve takip ediliyoruz

Çöpler Altın Madeninde yaşanan katliama ilişkin konuşan Anagold Madencilikte 10 yıldır çalışan işçi, maden şirketinin işçiler ve halk üzerinde baskı yaptığını bu nedenle insanların sessiz kaldığını söyledi, "Toplanamıyor, bir araya gelemiyoruz. Özellikle ben ve bir şeyler yapmak isteyen 4 arkadaş takip edilip gözetleniyoruz" diye ekledi. Yaşadıkları çaresizliği anlatan işçi, "Dışarıda insanlar eylem yapıyor. İnsanlar nasıl televizyondan izliyorsa biz de öyle izliyoruz. Hayatımızda hiç bu kadar çaresiz hissetmedik" diye konuştu.

Anagold Madencilik'e ait Çöpler Maden Sahası'nda 13 Şubat'ta meydana gelen işçi ve doğa katliamında onlarca işçi tonlarca siyanürlü toprağın altında kaldı. Siyanürlü toprağın altında kalan işçiler hala çıkarılmadı. Erzincan'ın İliç ilçesindeki Çöpler Köyü ve girişin yasak olduğu Sabırlı köyünde ise her noktada polis ve jandarma bulunuyor. OHAL uygulanan Sabırlı Köyü halkı, köy girişinde üst araması, kimlik kontrolüne maruz kalıyor, muhtarlıktan köyde yaşadıklarına dair teyit alındıktan sonra köye girişlerine izin veriliyor.

'TAKİP EDİLDİĞİMİZİ VE GÖZETLENDİĞİMİZİ BİLİYORUZ'
Gazete Duvar'a konuşan, 10 yıldır Anagold Madencilik'e ait Çöpler Maden Sahası'nda çalışan ve baskı ve tehdit altında oldukları için ismini açıklamayan işçi, gazetecilere konuşmamaları için baskı gördüklerini söyledi. İşçi şöyle devam etti: "Buradaki insanlar hep sessiz kalıyor. İnsanlar susturulmuş durumda. Herkes konuşmak istiyor fakat konuşamıyor. Sürekli şirketten uyarı barındıran mailler geliyor. Toplanamıyor, bir araya gelemiyoruz. Özellikle ben ve bir şeyler yapmak isteyen 4 arkadaş takip edilip gözetleniyoruz."

'MASKE VE GÖZLÜK DIŞINDA HİÇBİR ÖNLEM ALINMIYOR'
Anagold şirketinin kurulduğu ilk yıllarda madende kalifiye işçiler çalıştırıldığını fakat 2020 yılında SSR Mining'in şirketin yüzde 80'ini satın aldıktan sonra kapasite artırımı yapıldığını anlatan işçi, siyanürlü altın madenciliği yapılmasına rağmen maske ve gözlük dışında hiçbir önlem alınmadığına dikkat çekti.

'ARKADAŞLARIMIZIN KEMİKLERİNE DAHİ ULAŞILAMAZ'
İşçilerin üstüne çöken toprağın siyanür ve yağmurdan dolayı balçıklaştığına dikkat çeken işçi, "Çalışma yapıldığına dair söylenenler yalan. Orada bulunan gazetelerin çoğu bile yalan söylüyor. Şartlar çok zor. Tonlarca toprak siyanürden dolayı balçıklaşmış durumda. Arkadaşlarımızın kemiklerine bile ulaşılacağına umudumuz yok" diye konuştu.

DÜN TOPRAKTA YENİ BİR HAREKETLİLİK OLUŞTU
Madenin liç alanında sismik hareketleri ölçen cihazlar bulunduğunu, bunların 15 Şubat günü zeminde hareketlilik olduğuna dair alarm verdiğini ve toprakta farklı bir yöne doğru hareketlilik oluştuğunu aktaran işçi, "Göçük olmayan madenin bulunduğu bölgede öne doğru hafif bir kayma meydana gelmiş. Yani orada bir tehlike var ve her an çökmeyen bölge de çökebilir. Tehlike yok deniliyor fakat tehlike yeni başladı" uyarısında bulundu.

ANAGOLD UYARILARA RAĞMEN İŞÇİ ÇALIŞTIRMIŞ
İşçilerin çatlakları görerek yetkilileri uyardığını ancak bu uyarıların dikkate alınmadığını söyleyen işçi, "Çatlaklar biliniyor, herkesin arasında konuşuluyordu hatta bir tane taşeron firma, kendi ekibini sahadan çekti. Fakat Anagold ve bir taşeron firma işçileri geri çekmedi" sözleriyle katliamın göz göre göre yaşandığını vurguladı.

HATLARDAKİ SİYANÜRÜ AKTARMAK İÇİN İŞÇİ ARANIYOR
Dün basına yansıyan 'Anagold işçiler göçük altındayken eleman ilanı verdi' haberlerini değerlendiren işçi, "Bütün faaliyetler durdurulmuş deniliyor. Fakat kontrollü olarak bazı ekipler çalışmak zorunda kalıyor. Şimdi bu sistemin üzerinde sürekli bir devir daim var. Hatlarda henüz siyanür var. Ve bu siyanürün havuzlara aktarılması gerekiyor. Bunun için belirli sayıda insan gidip çalışıyor. Fakat mevcut işçilerin birçoğu çalışmayı reddettiği için eleman arıyorlar bilgisine sahibiz" dedi.

'HİÇ BU KADAR ÇARESİZ HİSSETMEDİK'
Çaresiz hissettiklerini ifade eden işçi şöyle devam etti: "İlçede herkes suskun, herkesin eli kolu bağlı. İliç'in merkezinde insan yok, insanlar evinden çıkıp dolaşamıyor. Neden? Çünkü yarın tazminatını alamayacak, yarın iş hakkı feshedilecek, böyle korkuları var insanların. Yani dışarıda insanlar eylem yapıyor. Ankara'da, İstanbul'da, insanlar nasıl televizyondan izliyorsa biz de öyle izliyoruz. Hayatımızda hiç bu kadar çaresiz hissetmedik. Sabahtan akşama kadar ağlamaktan başka bir şey elimizden gelmiyor bunu anlamanız çok zor."