25 Kasım 2024 Pazartesi

Amasra maden katliamı iddianamesi hazırlandı

Ekim ayında meydana gelen ve 42 işçinin yaşamını yitirdiği Amasra'daki maden katliamının iddianamesi hazırlandı. Bartın Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 195 sayfalık iddianamede, işçilerin kıyafetlerinin aleve dayanıklı olmadığı tespit edilmesine rağmen, katliamdan sorumlu olan TTK, Çalışma ve Enerji Bakanlığı yetkilileri yer almadı.

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesine ait maden ocağında 14 Ekim 2022'de 42 işçinin yaşamını yitirdiği, 10 işçinin yaralandığı katliama ilişkin iddianame hazırlandı.

Amasra Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında düzenlenen fezleke, Bartın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesinin ardından başsavcılık 195 sayfalık iddianame hazırlayarak, Bartın 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi.

İddianamede, patlamada 41 işçinin vefat ettiği, 1 işçinin de sevk edildiği hastanede 4 Kasım 2022'de yaşamını yitirdiği anımsatıldı.

MÜDÜR VE BAŞMÜHENDİSLERE 1062 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
8'i tutuklu 23 kişi hakkında hazırlanan ve 116 müştekinin yer aldığı iddianamede, tutuklu bulunan Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu ve Başmühendis Mehmet Tural hakkında 42 kez "olası kastla öldürme" suçundan toplam 840 yıldan 1050 yıla kadar, 4 kez "olası kastla yaralama" suçundan da toplam 4 yıl 16 aydan 12 yıla kadar hapis cezası talep edildi.

Bu 4 zanlının iki suçtan toplam 844 yıl 16'şar aydan 1062'şer yıla kadar mahkumiyeti istenen iddianamede, diğer 4'ü tutuklu 19 şüphelinin ise "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıl 8'er aydan 22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezasına çarptırılması talebinde bulunuldu.

'İŞÇİLERİN KIYAFETLERİ ALEVE DAYANIKLI DEĞİL'
İddianamede, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Başkanlığı Bursa Test ve Analiz Laboratuvarı Müdürlüğü tarafından hazırlanan bir rapora da yer verildi. Raporda, maden işçilerinin kıyafetlerinin kopma, yırtılma, birim alan kütlesi, yıkama sonrası boyut değişimi gibi kriterlere uygun olduğu, ancak ısı ve aleve karşı koruma, alev yayılma, alevli döküntü ve alevli yanma kriterlerine uygun olmadığı tespitine yer aldı.

MASKELER RAF ÖMRÜNÜ DOLDURMUŞ
Bir diğer tespit ise maskelere ilişkin. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Marmara Araştırma Merkezi, hazırladığı raporda Oksijenli Ferdi Kurtarıcı (OFK) mercek altına aldı. Maske cihazlarının üzerinde üretim tarihi olarak Kasım 2015 yazdığı, cihazların tek vardiyalı kullanımda raf ömürlerinin uygun olduğu, ancak iki vardiyalı kullanılmaları halinde raf ömrünü doldurdukları vurgulandı.

'GEREKLİ TEDBİR ALINMADI'
İddianamede, metan gazı değerlerinin patlama anına kadar yüzde 1 ikaz seviyesini 85, yüzde 1,5 alarm seviyesini ise 5 kez geçtiği bilgisi yer aldı. Ayrıca karbonmonoksit değerlerinin 25 ppm ikaz seviyesini 47 kez, 50 ppm alarm seviyesini 13 kez geçtiği, havalandırma vantilatörü değerlerinin 13 Ekim 2022 saat 23.43 ile 14 Ekim 2022 saat 18.49 zaman aralığının tamamında 53 kez ikaz, 355 kez alarm seviyesinde değerleri gösterdiği belirtildi. İşçilerin tüm tehlikelere rağmen çalıştırılmaya devam edildiğinin ortaya konulduğu iddianamede "gerekli tedbirlerin alınmadığının anlaşıldığı" vurgusu yapıldı.

4 YIL BOYUNCA İŞÇİLER KATLİAM TEHDİDİ ALTINDA ÇALIŞTIRILMIŞ
İddianame, ayrıca 2018 yılında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı müfettişlerinin yaptığı inceleme sonucu raporuna yer alıyor. Teftiş sonucunda 11 Ekim 2022'de düzenlenen "12.10.2018 - 27.10.2018 tarihleri arasında yapılan teftişe istinaden düzenlenen 20.10.2018 tarihli tutanakta tespit edilen mevzuata aykırılıklar ve eksiklerden halen giderilmemiş olup devam eden hususlar" kapsamında "Ocak havalandırması, acil hallerde ve ihtiyaç halinde kullanılabilmesi için hava yönü ters çevrilebilecek özellikte değildir ve yer altında kullanılan bazı ekipmanlar ATEX belgeli değildir" tutanak tutuldu.

Raporla, Çalışma Bakanlığının dört yıl boyunca devam eden risklere rağmen madenin çalışmasına izin verdiği de ortaya çıkmış oldu.

İddianamede, ayrıca, Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği'nin "Havalandırma sistemi acil hallerde ve ihtiyaç halinde kullanılabilmesi için hava yönünü ters çevirebilecek özellikte olur" hükmüne aykırı davranıldığı belirtildi ve 17 Haziran 2022 Türkiye Taş Kömürü Kurumu Teftiş Kurulu Raporuna işaret edildi. Sözkonusu raporda "Ana nefeslik aspiratör modernizasyonu için ayrılan 2.000.000 TL'lik ödeneğin harcanmadığı" ibarelerinin yer aldığı ve kurum yetkililerinin gerekli modernizasyon işlerini yaptırmayıp ihmalde bulundukları kaydedildi.

'MODERNİZASYON İÇİN AYRILAN ÖDENEK HARCANMAMIŞ'
İddianamede, "Bu kapsamda grizulu hale gelen maden ocağında merkezi izleme sistemine bildirimi düşen havalandırma arızasının giderilmemesi ile alakalı 08.00-16.00 vardiyasında üretim görevlilerinin arızayı merkez izleme sistemine bildirdiği ancak bu vardiyada iş güvenliği önlemleri alınmadığı ve tamirin yapılmadığı, 16.00-00.00 vardiyasında giderilmeyen arızaya rağmen üretime devam edildiği ve zorunlu hale getirilen havalandırma sisteminin modernizasyonu işleminin halen yerine getirilmemiş olduğu anlaşılmıştır" denildi.

Personelin yeterli ve gerekli eğitimleri almadan görev yaptıklarının anlaşıldığına işaret edilen iddianamede, "lağım atma işlemleri arasındaki zaman farklarının, 30 dakika olması gereken bekleme süresinden az olduğu" tespiti de aktarıldı.

Eğitimlerin yetersizliği, yeterli derecede bilgi ve tecrübesi bulunmayan kişilerin işçi güvenliği ve idari yönden önem arz eden mevkilere getirildiği belirtilen iddianamede, katliamın yaşandığı gün yapılan dinamit patlamasının "emniyetsiz" şekilde yapıldığı kaydedildi.

'BİLİNMESİNE RAĞMEN TEDBİR ALINMADI'
Ocak içerisiyle yapılan eski tarihli dahili telefon kayıtlarına da yer verilen iddianamede, "Patlama bölgesinde, lağım çalışması yapıldığında metanın ikaz/alarm seviyesine çıktığı, baca içerisinde istenmeyen metan birikimi olduğu, bacayı temizleyecek vantilatörün yetersizliğinin yöneticiler ve teknik adamlarca bilindiği, bölgenin metan birikimi açısından sorunlu olduğunun bilinmesine rağmen gerekli havalandırma tertibatının alınmadığı ve metan patlamasına sebebiyet verildiği anlaşılmıştır" değerlendirmesi yapıldı.

"Patlatmayı yapan barutçu, metan birikimi olup olmadığını ölçen sondajcı ve son sondajdan sonra dinamit patlatmalarına dayalı ne kadar mesafe ilerlemesi yapıldığını tespit eden görevlilerin, işlemlerini takip edecek, denetleyecek, analiz edecek ve iş güvenliği karar sürecini işletecek düzenin bulunmadığı"na işaret edilen iddianamede, "vardiya görevlendirme listesi, kimlik kartı geçiş sistemi, lamba takip sistemi ve tertip verilmesi şeklindeki 4 ayrı personel takip sisteminin verimli çalışmadığı, üst üste farklı sistemlerin uygulanmasının düzeni sağlayacağına daha karmaşık ve denetimsiz bıraktığı, soruşturma sırasında tam ve emin olarak vardiyada çalışanların bilgisinin verilemediği" belirtilerek, "4 sistemin de kaza anında işçilere acil şekilde ulaşma amacından uzak kaldığı, tüm bu sistemsel düzensizliğin yöneticiler tarafından fark edilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, gerekli denetimlerin ve yönetim gereklerinin yerine getirilmediğinin anlaşıldığı" tespitinde bulunuldu.

İddianamede, havalandırma tertibatı modernizasyonun 2015'te yasal zorunluluk haline geldiği ancak ihaleye çıkılmasına rağmen bugün kadar gerekli havalandırma sisteminin kurulmadığına vurgu yapıldı.

İddianamede, şu tespitler aktarıldı: "Eksik işçi ve mühendis sayısı, mühendislerin her işin başında olmadığı gibi karar sürecinin dışında olmaları, güvenli mesafenin geçilerek dinamit patlatmaya müsaade edilmiş olması, metan ve karbonmonoksit değerlerinin ikaz ve alarm sınırlarını geçmesine rağmen uygulanacak prosedürde tereddüt yaşanması ya da uygulanmaması, vardiya listelerinde olmayanların yer altında çalışıyor olması ve hatta hayatını kaybeden 5 işçinin farklı vardiya işçisi olması, resmi izin dışında istirahat verilmesi, bozuk havalandırma cihazı olmasına rağmen aynı mahalde dinamit patlatmasına devam edilmesi, dinamit patlatmalarından sonra patara denilen o anki ihtiyaç durumuna göre göreceli olarak karar verilen birkaç dinamit lokumu kullanılarak dinamit patlatması yapılması, izleme merkezi gibi hayati önem taşıyan bir yerde gaz sensörü ikazlarına yeterince önem verilmemesi, el dedektörü kayıtlarında yüksek tehlikeli gaz seviyelerinin zaman içerisinde kayıtlarda yer almasına rağmen gerekli analizin yapılarak herhangi bir tedbirin alınmaması hususlarının yönetimsel eksiklik ile ihmallere neden olduğu ve meydana gelen patlamayı kaçınılmaz kıldığı anlaşılmıştır."

İddianameye göre; Türkiye Taşkömürü Kurumu Müdürü başta olmak üzere TTK yetkilileri, denetimleri yapan Çalışma Bakanlığı ve Enerji Bakanlığı'nın sorumluluklarını yerine getirmedikleri ve katliamda sorumlulukları bulunduğu tespitlerine yer verilmesine rağmen sanık sıfatıyla yer almamaları dikkat çekti.