24 Kasım 2024 Pazar

Amasra maden katliamı davası: Eğitimlerde maskeler bile açılmıyordu

Amasra maden katliamından yaralı kurtulan madenciler kendilerine verilen eğitimin tamamen teorik ve yetersiz olduğunu bir kez daha aktardı. Sürekli üretim baskısına ve mobbinge uğradığını aktaran madencilerin sözleri, katledilen madencilerin ailelerinin son dönem yaşananları anlatmasıyla desteklendi. Aileler, yakınlarının sürekli baş ağrısı çektiğini, yorgun olduğunu, iş yerinde rüşvet verenlerin çalışmadığını, kendilerin zulüm edildiğini  söylediklerini aktardı. Duruşmanın ikinci oturumu salı günü devam edecek.

43 işçinin göz göre göre katledildiği Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesine bağlı maden ocağında meydana gelen katliama ilişkin davanın 3. duruşması ilk oturumu sona erdi. 14 Ekim 2022 taririhinde yaşanan patlamada 43 işçi katledilmiş, 9 işçi ise yaralanmıştı. Katliamın ardından 7'si tutuklu 23 sanığın yargılandığı davanın 3. duruşması Bartın Adliyesi'nde bir kez daha koridordu görülmeye başlandı. Duruşmanın ilk günkü oturumunda katliamdan yaralı kurtulan madenciler ile katliamda yaşamını yitirenlerin ailelerinin ifadesi alındı.

SANIKLARIN KATLEDİLEN MADENCİLERİ GÖRMESİ İSTENMEDİ
Yakınlarını kaybeden aileler, katledilen madencilerin fotoğraflarının bulunduğu bir tabloyu sanıkların göreceği bir yere konulmasını istedi ancak mahkeme talebi reddetti.

YARALI MADENCİ BULDUK: ÜRETİM BASKISI VARI
Yaralanan müştekiler ve hayatını kaybeden madencilerin katılma talepleriyle duruşmaya devam edildi. Katliamdan yaralı kurtulan madenci Erol Bulduk söz aldı. Üzerinden geçen onca zamana rağmen tedavisinin sürdüğünü ve vücudunda yanık izleri olduğunu dile getiren Bulduk, 14 yıldır madende çalıştığını belirtti. Kazan anında -350 kotta 9. konveyör yüklemesinde olduğunu belirten Bulduk, patlama anını hatırlamadığını, gözlerini hastanede açtığını söyledi. Sanıklardan şikayetçi olduğunu kaydeden Bulduk, gerçeksini şöyle açıkladı: "Üretim baskısı vardı, tonajı alana kadar işi bırakmadık, bazen geç çıkardık bu yüzden. Ben 14 senelik işçiyim 4 defa gördüm taş tozu serpildiğini, taş tozu  -300 ve -350 kotta yoktu, sadece ayak arkasına serpilirdi.  Patlama öncesi günlerde işçilerden 'gaz vardı çalışamadık' diyenler vardı. 15-20 günlük ana aspiratörün değişeceği için üretimin duracağını duymuştum öncesinde."

Bulduk'un avukatı Nuray Çolak, Bulduk'un iki kolunu kullanamadığını ve hayatına ailesinin desteğiyle devam etitğini belirterek davaya katılma talebinde bulundu.

KATLEDİLEN MADENCİNİN EŞİ TORPİLLERİ ANLATTI
Katledilen madenci Mehmet Bulut'un evli olduğu Buse Bulut, eşinin katliam öncesi yaşadığı sorunları kendisine anlattığını, sürekli baş ağrısı ve göz kızarıklıkları olduğunu aktardı. Bulut, İşe gelmeyen işçilerin görevlerini de yaptıklarını anlatırdı. Kişilerin torpil kullanarak üretim alanına girmediklerini "çok duydum. Rüşvet verip aşağı baretlerini gönderir, yukarıda keyif çatarlardı diye anlatırdı bana" dedi.

'KIYAFET, ÇİZME BİLE VERMEDİLER'
Eşi Remzi Özçelik'i patlamada kaybeden Hanife Özçelik de iş yerinden sıkıntı olduğunu, rüşvet döndüğünü kendisine anlattığını belirtti. Eşinin "iş çok zor bize acımıyorlar" dediğini vurgulayan Özçelik, "Eşim son günlerde eve hep yorgun geliyordu, hiç hasta olmayan adamın midesi bulanıyordu, başı ağrıyordu 'Bugün çok duman vardı' diyordu. Eşime kıyafet, çizme bile vermediler. Kaza öncesi çizmesi yırtıktı, o yırtık çizme ile çıkarıldı cenazesi. 2 yaşında kızım var, bunun hesabını kim verecek? Bu bir katliamdır" ifadelerini kullandı. ii

KATLİAMIN SORUMLULARININ YARGILANMASI İSTENDİ
Daha sonra söz alan katledilen madencilerin aileleri de benzer ifadelerle iş yerinde dönen rüşveti, yöneticilerin madencileri kölelik koşullarında çalıştırdığını, hiçbir güvenlik önlemi alınmadığını ve madencilerin katledilmeden önce "yakında ölürüz" şeklinde konuşmalarını aktardı. Madencilerin çalışırken sürekli mobbinge uğradıklarını ve üretim baskısına maruz kaldıklarını aktaran aileler, yaşananın bir katliam olduğunu kaydederek sorumluların hesap vermesini istedi.

'MASKELER BİLE AÇILMIYORDU'
Katliamdan yaralı kurtulan Umut Güneş, "4 yıldır madende çalışıyorum. Olay anında -300 kot, 2. Rekup sağ kalın damarda çalışıyordum. Uzun süre yoğun bakımda yattım, hafızamı kaybettim. İhmali ve kusuru olanlara hakkımı helal etmiyorum. Babam kalp hastası oldu. Olduğumuz yere en yakın maske istasyonu 2 km uzaktaydı. Maskelerin sürelerinin yeterli olduğunu düşünmüyorum. 2019'da iş başı yapmadan önce teorik olan bir aylık eğitim aldık. Verilen eğitimler teorik bir eğitimdi. Maskeler bile açılmıyordu. Ben bu eğitimlerde maskelerin açıldığına şahit olmadım. Olay günü bizim orada hemen elektrik kesintisi olmadı. Tam hatırlamıyorum" diye vurguladı.

Davanın 3. duruşmasının 2. oturumu 25 Temmuz Salı günü saat 09.30'da devam edecek. Hazır bulunmayan müştekilerin dinlenmesinin ardından, hazır bulunan tanıklar dinlenecek.