Almanya ve İsviçre'de kayıplar mücadelesine çağrı
Gözaltında kaybetme saldırısına karşı yıllardır tüm saldırılara karşı mücadele eden kayıp yakınlarıyla dayanışma çağrısı yapılan Almanya ve İsviçre'deki 17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası eylemlerinde dünyada yükselen faşizme karşı enternasyonal mücadelenin önemine dikkat çekildi.
17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası dolayısıyla Almanya'nın başkenti Berlin ve İsviçre'nin Basel kentinde kayıplar anıldı, Cumartesi Annelerinin talepleri sıralanarak dayanışmaya çağrıldı.
ALMANYA'DA KAYIPLAR MÜCADELESİNE ÇAĞRI
ICAD Uluslararası Büronun çağrısıyla Berlin'in Kreuzberg semtinde bulunan Celalettin Kesim Parkında, gözaltında kayıpların fotoğraflarının yer aldığı pankart, kayıpların fotoğraflarıyla eylem yapıldı.
AGİF, Nav-Dem berlin, Young Struggle, SKB, Zora, Internationale Jugend, KKP'nin de katıldığı eylemde ICAD'ın okunan basın metninde, "Gözaltında kaybetme saldırısı, egemen sınıfların sömürüye ve baskıya dayalı iktidarlarını sürdürmek için toplumsal muhalefete yönelik uyguladıkları saldırı yöntemlerinden biridir. Gözaltında kaybetme saldırısı, aynı zamanda işçi sınıfı ve emekçilerin örgütlü mücadelesine yönelik bir saldırıdır. Birçok ülkede uluslararası tekellerin aşırı kâr uğruna bu saldırılarda doğrudan veya dolaylı olarak sorumlulukları olduğu da sayısız örnekle ispatlanmıştır. Bundan dolayı da gözaltında kayıpların akıbetinin ortaya çıkarılması ve sorumluların yargılanması için dünya çapında mücadelenin sürdürülmesi önemlidir" denildi.
'TALEPLERİ TALEPLERİMİZDİR'
Türk devletinin Cumartesi Annelerine yönelik saldırılarına tepki gösterilen eylemde, annelerin talepleri sıralandı ve "Talepleri taleplerimizdir" vurgusu yapıldı.
ICAD dünyanın değişik ülkelerinden gözaltında kayıplara örnekleri verdi ve sistemin kaybetme saldırılarına karşı enternasyonal mücadelenin yükseltilmesinin gerekliliğine dikkat çekti.
NAV-DEM BERLİN: HESABINI SORACAĞIZ
Nav-Dem Berlin adına yapılan konuşmada, seçimler sürecine değinilerek, faşizme karşı mücadelenin her koşulda süreceği, kimsenin umutsuzluğa kapılmaması gerektiği belirtildi. Cumartesi Annelerinin ve tüm kayıp yakınlarının mücadelesi selamlandı ve kayıpların hesabının sorulacağı vurgulandı.
YOUNG STRUGGLE: TÜM SALDIRILARA RAĞMEN KAYIP YAKINLARI DİRENİYOR
Young Struggle (YS) açıklamasında, Türkiye'de iki gün önce yapılan seçimlerin ardından faşist Erdoğan'ın seçimden sonra yaptığı ilk konuşmada, Kürtlere ve LGBTİ bireylere karşı- nefreti kışkırtarak önümüzdeki yıllara dair niyetini açıkça belirttiği, Erdoğan'ı kutlamakta acele eden Şansölye Scholz'un Erdoğan'ın iyi bir işbirlikçisi, Kürtlerin üzerine yağdırılan bombaların suç ortağı olduğu vurgulandı. Birçok faşist devletlerde olduğu gibi Türkiye'de de gözaltında kaybetme saldırılarının yoğun yaşandığı hatırlatılan YS konuşmasında, Hasan Ocak'ın Cumartesi Annelerinin sembol isimlerinden olduğu hatırlatıldı. Kayıp yakınlarının, devrimcilerin ve dayanışma içinde olanların her cumartesi İstanbul'un Galatasaray Meydanında bir araya geldiğini, tüm saldırılara rağmen geri adım atmadıkları belirtildi.
SKB: GÜLİSTAN DOKU HALA KAYIP
SKB adına yapılan konuşmada ise Dersim'de 5 Ocak 2020'den beri kayıp olan Gülistan Doku için süren adalet mücadelesi anlatıldı ve tüm gözaltında kayıpların akıbeti açıklansın denildi.
ZORA: DEVLETLER ELİNDEKİ KANI GİZLEMEYE ÇALIŞIYOR
Genç kadın örgütü Zora adına yapılan konuşmada da "Dünyanın her yerinde insanlar sivil polisin, kontrgerillanın, gizli istihbarat teşkilatlarının ya da ordunun elinde kaybediliyor. Devlet ya da devlet destekli organlar tarafından işkence görüyor ve öldürülüyorlar. Devlet suçunu inkar ediyor, suçunu örtbas ediyor ve kaybedilen kişiye ne olduğu belirsiz olduğu sürece, faili de belirsiz ve cezasız kalıyor. Bunlar, devletlerin ellerindeki kanı gizleme çabalarıdır" denildi ve kayıp yakınlarının adalet arayışına katılma çağrısı yapıldı.
INTERNATİONALE JUGEND: EMPERYALİZME KARŞI MÜCADELE EDELİM
Internationale Jugend (Enternasyonal Gençlik) ise, "Kayıpları hatırlamak, aynı zamanda onların mücadelesini sürdürmek, özgürlük düşünü devam ettirmek anlamına da geliyor. Bizler de Almanya'da enternasyonalist gençler olarak Türk faşizmine karşı mücadeleyi yükseltmeliyiz. Bu ülkede yoldaşlarımızı desteklemek için yapabileceğimiz en iyi şey Alman emperyalizmine karşı mücadele etmektir. Alman şirketleri 1938'de Türk ordusunun Dersim'de on binlerce insanı katlettiği zehirli gazı sattı. Bugün Alman Leopard tankları Kürdistan'da dolaşıyor. Gelin bugün andığımız devrimcilerin ruhuyla birlikte mücadele edelim, sonra Türk faşizmine karşı mücadele edelim, Alman emperyalizmine karşı mücadele edelim ve insanlığın kurtuluşu için mücadele edelim" denildi.
Eylem sloganlarla sonlandı.
BASEL'DE EYLEM: KAYIPLARIN HESABINI SORMAYA DEVAM EDİYORUZ
İsviçre'nin Basel kentinde bir araya gelen devrimci kurumlar "Gözaltında kayıpların hesabını sormaya devam ediyoruz" şiarıyla bir eylem düzenledi. ICAD Uluslararası Büro çağrısıyla İsviçre Göçmen İşçiler Federasyonu (İGİF) tarafından Claraplatz meydanında düzenlenen basın açıklamasına Birleşik Mücadele Güçleri (BMG) katılarak destek verdi.
ICAD: TOPLUMSAL MUHALEFET SUSTURULMAK İSTENİYOR
İCAD adına yapılan Almanca basın açıklamasında: "Hitler Almanyasından Latin Amerika'ya, Türkiye'den Sri Lanka'ya, Pakistan'dan Irak'a Suriye'den Kolombiya'ya, Meksika'dan Balucistan'a, Mısır'dan Marocco'ya kadar dünyanın bir çok ülkesinde uygulanagelmiş ve hala uygulanan baskıya ve sömürü sistemine karşı aktif mücadele eden insanlar gözaltında kaybedildi. Toplumlarda kaygı, belirsizlik ve korku iklimi yaratarak uygulanan bu kirli yöntemle toplumsal muhalefet susturulmak istenmektedir" denildi.
'GALATASARAY MEYDANINDAKİ YASAK KALDIRILSIN'
Bu kirli yöntem karşısında gözaltında kayıpların akıbetinin ortaya çıkarılması ve sorumlularının yargılanması için dünya çapında mücadelenin sürdürülmesinin önemine dikkat çekilen açıklamada "Cumartesi Anneleri'nin talepleri talebimizdir" denilerek şöyle devam etti: "Gözaltında kayıplarının akıbetleri açıklansın. Gözaltında kaybetme suçunun failleri üzerindeki cezasızlık hukukuna son verilsin, Adalet sağlansın. Bir daha hiç kimse gözaltında kaybedilmesin. Türkiye'nin imzalamaktan kaçındığı Birleşmiş Milletler (BM) Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Sözleşmeyi imzalasın, onaylasın ve uygulasın. Galatasaray Meydanındaki yasak uygulaması kaldırılsın."
İGİF: GÖZALTINDA KAYBETME MEŞRULAŞTIRILMAK İSTENİYOR
İGİF adına söz alan Ali Orak, faşizm ve faşist diktatörlüklerin kendi varlıklarını sürdürebilmek için halklara, muhaliflere, devrimcilere yönelik bu saldırıları gerçekleştirdiğini ifade ederek şunları belirtti: "Meşrulaştırılmak istenen gözaltında kaybetme politikalarına karşı bizler ezilenler, muhalifler, demokratlar, yurtseverler sokaklarda olmayı sürdüreceğiz. Cumartesi Annelerinin talepleri karşılanıncaya kadar mücadelemizden geri adım atmayacağız, mutlaka ama mutlaka hesap soracağız."
Eylem sloganlarla sona erdi.