'AKP bu memleketin, emekçilerin hayrına hiçbir şey getirmedi'
İSİG Kanunu'nun 7'nci yılında kanunun yol açtığı olumsuzluklar tartışılmaya devam edildi. Dev Yapı-İş Sendikası Genel Başkanı Özgür Karabulut, "Eğri cetvelden doğru bir çizgi çıkmaz. AKP bu memleketin hayrına, emekçilerin hayrına hiçbir şey getirmedi" dedi.
DİSK İstanbul Temsilciliği, TMOBB İstanbul İKK, İstanbul Tabip Odası, İstanbul Barosu, İstanbul İSİG Meclisi ve İşyeri Hekimleri Derneği tarafından İstanbul Barosu Konferans Salonu'nda düzenlenen 7. yılında İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu'nun Değerlendirilmesi Sempozyumu ikinci gününde devam ediyor.
Sempozyumun 3'üncü oturumunda, "Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimlerinin (OSGB) İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğine Etkisi" ile ilgili sunum yapıldı. İSİG Meclisi'nden Şeref Özcan'ın moderatörlüğünü yaptığı oturumda, İstanbul Tabip Odası temsilcisi Dr. Celâl Mestçioglu, TMMOB Temsilcisi Çevre Mühendisi Ömür Yaşayan ve Dev Yapı-İş Sendikası Başkanı Özgür Karabulut sunum yaptı.
'RİSK DEĞERLENDİRMESİ YAPILMIYOR'
Sunumunda OSGB'ler hakkında bilgi veren Celal Mestçioglu, meslek hastalıklarını önlemek için kurulduğunu söyledi. Mestçioglu, "OSGB'ler katılımcılıktan uzak, kolaycılık ile iş güvenliği uzmanlarının hazırladığı belgeleri taraflarca imzalayan bir kurum haline geldi. Yaşanan hiç bir kazada bir neden olarak taraflar risk değerlendirmesinin varlığı yokluğuyla ilgilenmiyorlar. Yaşadığımız büyük, toplu iş cinayetlerinde dahi yasanın öngördüğü bu yaklaşım neredeyse ya hiç akla gelmemiş ya da saptanan risklere karşı sorumluların neden bir önlem almadıkları sorgulanmamıştır" dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı istatistiklerine göre OSGB'ler 2017 yılında 217'si iş kazası, 18'i meslek hastalığı, 853'ü iş durdurmayla ilgili olmak üzere toplam 10804 teftiş yapıldığını söyleyen Mestçioğlu, bunun iş yeri hekimlerinin bağımsızlığını ortadan kaldırarak etkisizleştirdiğine işaret etti.
'HİZMET VERMEDEN İŞ BİTİRME ANLAYIŞI'
OSGB aracılığıyla emek gücünün sermaye adına denetlenmesi ve sermayenin denetim maliyetini kurtarılmasını sağlandığına dikkati çeken Ömür Yaşayan, OSGB'Ierle birlikte İş Güvenliği Uzmanlarının yalnızlaştırıldığını söyledi. Yaşayan, "Devletin, meslek örgütleriyle olan bağı koparılmaya çalışılmakta ve işvereni işçiye karşı koruyan bir meslek haline getirilmiştir. OSGB'Ier arasında gerçekleşen rekabet nedeniyle, hizmet vermeden iş bitirme anlayış egemen oldu" diye konuştu.
'İSİG İŞÇİ LEHİNE YENİLENMELİDİR'
İş güvenliği uzmanlarının İSİG çalışması yaparken işveren ve OSGB temsilcileri tarafından engellendiğini dile getiren Yaşayan, buna karşı toplumcu bir yaklaşım olması gerektiğini vurguladı. Sermayenin iş kazalarına yaklaşımının işçi hatasına odaklı olduğunu ifade eden Yaşayan, "Toplumcu yaklaşımsa 'teknik hata' odaklıdır. Sermaye egemenliğindeki ülkelerde İSİG denetimleri iş müfettişleri tarafından yapılırken, sosyalist ülkelerde denetimler sendika müfettişleri tarafından yapılmaktadır. İşçiler, kendi sağlık ve güvenliklerini hiç kimseye emanet edemezler. İSİG politikalarının işçi lehine yenilenmesi ve uygulanması gerekir" diye belirtti.
'EĞRİ CETVELDEN DOĞRU ÇİZGİ ÇIKMAZ'
İnşaat iş kolu perspektifinden İş Sağlığı Ve İş Güvenliği Kanunu'na dair sunum yapan Dev Yapı-İş Sendikası Genel Başkanı Özgür Karabulut, "Eğri cetvelden doğru bir çizgi çıkmaz. AKP bu memleketin hayrına, emekçilerin hayrına hiçbir şey getirmedi" diyerek, hükümet politikalarını eleştirdi.
Yasalardaki eksikliklere değinen Karabulut, şunları söyledi: "Bu yasaların iş kolumuzda bir karşılığı, hayatımıza değen bir tarafı yok. İş sağlığı ve iş güvenliğini sağlayacak mekanizmaları kurmak yerine, daha çok insan kaynakları rolünü üstlenmiş, evrak toplayan, belli formaliteleri yerine getirmeye çalışan bir durum var. Bu duruma karşı çalışan işçi arkadaşlarımızın İSİG kurullarında görev aldığı, politika ürettiği ya da kendi taleplerinin çözülmesi konusunda daha faydalı olacağına inanıyorum" ifadelerini kullandı.
Sempozyum dördüncü ve son oturum olan "6331 Sayılı Yasa Çerçevesinde Taraflar ve Sorumlulukları" başlığı ile devam ediyor.