DÜNYA
'Adil Demirci ve tüm basın emekçilerine özgürlük' eyleminin 17.si yapıldı
"Adil Demirci ve tüm basın emekçilerine özgürlük" eyleminin 17.si WDR televizyonu önünde gerçekleştirildi.
Almanya'nın Köln kentinde her hefta Çarşamba günü düzenlenen "Adil Demirci ve tüm basın emekçilerine özgürlük" eyleminin 17.si WDR televizyonu önünde gerçekleştirildi. Eyleme Adil Demirci'nin çalışma arkadaşlarının yanı sıra sendikacılar da katıldı.
Adil Demirci ile Dayanışma Komitesi adına yapılan konuşmada "AKP iktidarı yaklaşık dört aydan beri ETHA muhabirleri Adil Demirci, Semiha Şahin, Pınar Gayıp, İsminaz Temel, Deniz Bakır, Ali Sönmez Kayar'ı keyfi olarak hapishanede tutmaktadır. Türkiye'de özgür basın baskı altına alınmış durumda, her gün basın çalışanları gözaltına alınıyor ve tutuklanıyor. Adil Demirci ve tutuklu tüm gazetecilerin serbest bırakılmasını istiyoruz" denildi.
Eski devlet bakanı (staatsminiterin) ve aynı zamanda Adil Demirci'nin çalıştığı işyerinin merkez yöneticilerinden Anke Braunn ise "Adil buraya ait olan birisi, Adil çok çalışkan bir işçimiz, o bizim çalışanımız, biz kendisinden ve yaptığı işinden çok memnunuz. Adil'in tutuklu kalmasını istemiyoruz. Adil'in özgürlüğü için her hafta buraya gelen arkadaşlara teşekkür ediyorum. Bizim kurum başkanımız Petra Meskel düzenli olarak Dışişleri Bakanlığına mektup yazıyor ve Adil'in bırakılmasını talep ediyor. Buradaki herkes Adil'in özgürlüğü için dayanışmada bulunarak, imza kampanyasını desteklemesi gerekir" dedi.
MLPD temsilcisi de "Diktatörlüğe karşı ve özgürlük için mücadele eden Adil gibi çok sayıda gazeteci tutuklu. Hepsiyle dayanışma içinde olalım ve bu haksızlığa karşı çıkarak dayanışmayı çevremize yayarak büyütelim" çağrısında bulundu.
TUTUKLU ETHA VE ATILIM GAZETESİ ÇALIŞANLARINDAN MESAJ
Tutuklu ETHA ve Atılım gazetesi çalışanları Deniz Bakır, Semiha Şahin, Adil Demirci, İsminaz Temel, Pınar Gayıp ve Ali Sönmez Kayar, "Tutsak gazetecilere özgürlük" başlığıyla "Adil Demirci ve tüm basın emekçilerine özgürlük" eylemine mesaj gönderdiler.
Mesajda şu ifadelere yer verildi:
"Türkiye gazeteciler hapishanesi. Saray faşizmi tarafından gerçekleri açıklayan, haberleştiren gazeteciler ya işten atılmakta ve işsiz bırakılmakta ya da hapsedilmektedir. Korku imparatorluğu kurmak isteyenler önce yalan imparatorluğu kurmaya çalışıyor. Oysa gerçekler inatçıdır ve yalanın perdesi yırtılacaktır. Bugün zindanlarda tutulan gerçeklerdir, halkın haber alma hakkını her koşul altında yerine getirmeye çalışanlardır.
"Bizler gazetecilik görevimizi layıkıyla yerine getirmeye çalıştığımız için tutuklandık. Türkiye'de Saray'ın emirlerini yerine getiren mahkemeler bugün gazeteci kıyım makinası olarak çalışmaktadır. Mahkemeler asla bağımsız değildir. Tutuklanmamız tamamen siyasi kararlarla yerine getirilmektedir. Türkiye, gerçekleri haberleştiren ve yazanların 'terörist' olarak lanse edildiği, gazetecilikle ilgisi olmayan istihbarat elemanlarının gazeteci diye pazarlandığı ve piyasaya sürüldüğü bir ülke konumundadır. Gerçekleri dile getiren gazetecilerin payına da baskı, gözaltı ve zindanlar düşmektedir. Hukuk tümüyle ortadan kaldırılmıştır. Hukukun olduğu bir ülkede normal koşullarda gözaltı ve kovuşturmaya uğramayacak olan bizler, aylarca ve yıllarca tutuklu kalmakta ve yıllara varan hapis cezalarına çarptırılmaktayız. Bu Türkiye'de demokrasinin olmadığı, hukukun fiilen ortadan kaldırıldığı gerçeğinin çarpıcı bir verisidir.
"Hapishanelerdeki tutsak gazeteciler olarak, 'Adil Demirci ve tüm basın emekçilerine özgürlük' eylemine katılanları selamlıyoruz. Gösterdiğiniz dayanışmanın bizlere güç ve moral verdiğinin bilinmesini isteriz. Destek ve dayanışma gösterdiğiniz için teşekkürlerimizi iletiyoruz. İnanıyoruz ki, gerçekler kazanacak, dayanışma ve özgürlük kazanacak. Dayanışmayla kalın!"