ADGB: Demografik operasyonlar son bulsun, tüm sorumlular yargılansın
Türkiye, Kürdistan ve Suriye'de gerçekleşen depremler ve iktidarın politikaları sonucu halkları ölüme mahkum etmesine ilişkin açıklama yapan ADGB, demografik operasyonların son bulmasını ve tüm sorumluların yargılanmasını istedi.
Avrupa Demokratik Güç Birliği (ADGB), Maraş merkezli gerçekleşen ve onbinlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olan depremlere ve ihmale ilişkin açıklama yaptı. Faşist iktidarın bir devlet politikası olarak halkları ölüme terk ettiği belirtilen açıklamada, "Deprem bölgesinde Kürt, Arap halklarından ve yoğun olarak alevi inancından insanların yaşıyor oluşu yapılabilecek tüm müdahalelerin ağırdan alınması sonucunu doğurmuştur. Faşist devlet uzun yıllardır emeli olan Fırat'ın batısını Kürtsüzleştirme, Hatay'ın Arap Alevi – Hristiyan nüfusunu seyrekleştirme politikası doğrultusunda depremi bir fırsata çevirerek bölgenin demografik yapısını değiştirmeyi amaçlamaktadır. Tıpkı birkaç yıl önce yine aynı bölgede, Pazarcık Terolar'a cihatçı çeteleri yerleştirdiği gibi, şimdi de deprem bir fırsata çevrilmek istenmektedir" denildi.
Devletin günlerce uğramadığı deprem bölgesinde OHAL ilan edildiği hatırlatılan açıklamada, gönüllülerin yardımlarının da engellendiği belirtildi. Tüm olumsuz koşullar içinde halkların dayanışma iradesi ve acıların dayanışma ile iyileştirilmesi çabasında milim geriye düşmediği, zorlu koşullarda kurulan çadırlardan en temel ihtiyaçların giderilmesine atılan her adımın halkların dayanışma bilincini geliştirdiği kaydedilen açıklamada, "Depremin gerçekleştiği ilk andan itibaren devletten önce bölgeye giden, bu felaket karşısında elini uzatan halklarımızın onurlu evlatları olmuştur. Devrimciler, sosyalistler, yurtseverler açılan bu yaraya derman olmak, yaraları sarmak için Paris'ten Londra'ya, İstanbul'dan İzmir'e kuşak kuşak halkının yanında olmayı öncelikli bir görev olarak bilmişlerdir. Ne kayyumlar ne de OHAL ilanları bu azmi ve iradeyi kırmaya yetmez" ifadeleri yer aldı.
ADGB açıklamasında mücadele yöntemlerini şöyle sıraladı:
🔹"Depremin sonuçlarının bu kadar sarsıcı olması elbette ki devletin torba yasalarla, imar afları ile koşullarını oluşturduğu bu talan zeminidir. Ve derhal bu rantın sağlanmasındaki tüm sorumlular yargılanmalıdır!
🔹OHAL ile yaygınlaştırılmaya çalışılan devlet terörü ve halkın malını kamulaştırma, yeniden inşa yalanı ile gasp etme girişimine son verilmelidir!
🔹Deprem bölgesinde yaşayan Kürt, Arap ve diğer uluslardan, Alevi inancından halkımızın göç ettirilmeden, insanca yaşayabilecekleri koşullar oluşturulmalıdır!
🔹Eğitim ve öğretime ara verilmesi son bulmalı, yüz yüze eğitimin koşulları oluşturulmalıdır!
🔹Kimsesiz kalan çocukların evlendirilmesi fetvası çocuk istismarıdır, kimsesiz çocukların cemaatlere ve Türk milliyetçi kurum ve kişilere değil çocukların yakınlarına teslimi sağlanmalıdır!
🔹Dünya halklarının Türkiye, Kürdistan ve Suriye halkalarıyla dayanışmak için topladığı yardımlar bu yıkımın ve talanın sorumlusu olan devlet ve iktidar kurumlarına değil, depremzedelerle birlikte hayatı yeniden kurmaya çalışan kurumlara, sivil toplum kuruluşlarının yapacağı çalışmalara aktarılmalıdır.
🔹Depremin yarattığı durumu fırsata çevirip hukuksuz tutuklama ve şiddet girişimleri cezalandırılmalı ve tutuklular derhal serbest bırakılmalıdır."