5 Ekim 2024 Cumartesi

Ablukaya karşı Çağlayan'ı inlettiler: Arkadaşlarımızı alacağız

Doğu ve Selo'yu almak için Çağlayan'da toplanan öğrenciler polisin tüm engelleme girişimlerine rağmen basın açıklaması yaptı. Kelepçelerini söküp alana gelen öğrenciler, faşizme karşı birlikte mücadele çağrısı yaptı. 

Boğaziçi Üniversitesi'ne atanan kayyum rektör Melih Bulu'ya karşı eylemler kapsamında açılan resim sergisinde Kabe fotoğrafının yerde sergilendiği iddiasıyla haklarında dava açılan 2'si tutuklu 7 kişi bugün İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesinde ilk kez hakim karşısında çıkacak.

Tutuklu bulunan Doğu Demirtaş ve Selahattin Uğuzeş'in serbest bırakılmasını isteyen arkadaşları İstanbul Adliyesi'nin bulunduğu Çağlayan meydanında bir araya geldi.

Açıklama öncesi meydanı barikatlarla kapatan polis, basın açıklamasına izin vermeyeceğini söyledi. Öğrenciler ablukayı, "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz", "Faşizme karşı omuz omuza" sloganlarıyla protesto etti.

SALDIRI TEHDİDİNE SLOGANLA YANIT
Polisin tüm engelleme girişimlerine karşı LGBTİ+ bayrakları ve Boğaziçi direnişinin taleplerinin dövizlerini açan öğrenciler sık sık yapılan polis anonsuna "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz", "Siyasi tutsaklara özgürlük", "Faşizme karşı omuz omuza", "Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz", "YÖK, polis, medya bu abluka dağıtılacak", "Zindanlar yıkılsın, tutsaklara özgürlük", "Arkadaşlarımızı serbest bırakın" sloganlarıyla karşılık verdi.

HDP Milletvekili Hüda Kaya, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP Milletvekili Ali Şeker, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve Bağımsız Milletvekili Ahmet Şık da yargılanan Boğaziçi öğrencilerine destek vermek amacıyla adliye önüne geldi.

'YÜREĞİMİZ YETİYOR'
Boğaziçi eylemlerini destekleyen herkese teşekkür edilen açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Bu tutuklamalar hukuksuzdur, arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın. Mücadelemiz her türlü baskı girişimine rağmen devam ediyor. Cumhurbaşkanı'na 'Yüreğimiz yetiyor' demiştik. Bizi size koşulsuz itaat edenlerle karıştırmayın. Bugün o mektupta dediklerimizi aynen tekrarlıyoruz. Size kulluk etmiyoruz. Hukuksuzca tutukladığınız her arkadaşımızı alacağız. Mücadelemizi durduracak kudretiniz olmadığı gibi demokratik hakkımızı gasp eden ucuz siyasetinizin arkasına sığınamazsınız. Sanmayın ki hukuk reformunuzla ezilenleri safınıza katabilirsiniz. Safımız emekçilerin ve ezilenlerin safıdır. Demokratik hak ve özgürlükleri gasbedilenlerin yanındayız. Tüm kayyumları gönderene, tüm arkadaşlarımızı alana kadar mücadelemize devam edeceğiz. Yüreğimiz yetiyor!"

TALEPLER SIRALANDI
Açıklamada, direnişin talepleri sıralandı:
🔹Boğaziçi direnişi sırasında gözaltına alınan, tutuklanan bütün arkadaşlarımız derhal serbest bırakılsın.
🔹LGBTİ+'lara ve hedef gösterilen bütün gruplara yönelik karalama kampanyaları sona ersin, LGBTİ+ Kulübü yeniden açılsın.
🔹Başta Melih Bulu olmak üzere bütün kayyumla istifa etsin.
🔹Üniversitelerin bütün bileşenlerinin katıldığı demokratik rektörlük seçimleri yapılsın.
🔹Okulumuzun içerisinde ve dışarısında süren polis ablukasına derhal son verilsin.

AKADEMİSYENLER: ÖĞRENCİLERİMİZİ SERBEST BIRAKIN
Melih Bulu'yu rektörlük binası önünde her gün sırtlarını dönerek protesto eden öğretim üyeleri de adliye önünde açıklama yaptı. Akademisyen Zeynep Gambetti'nin okuduğu açıklamada, "Bugün burada Boğaziçi Üniversitesi'ne yapılan gayrimeşru rektör atamasını protesto ettikleri için 29 Ocak'ta gözaltına alınan ve sonrasında tutuklu ve tutuksuz yargılanmakta olan 7 öğrencimizin duruşmasına destek vermek için bulunuyoruz. 30 Ocak'tan bu yana 2 öğrencimiz Metris Cezaevi'nde tutuklu, 2'si de ev hapsinde olarak özgürlüklerinden mahrum bırakılmış durumdalar. Kamuoyuna öğrencilerimizin yanında olduğumuzu bir defa daha ilan etmek isteriz. Boğaziçi Üniversitesi hocaları olarak 4 Ocak'tan beri 'Kabul Etmiyoruz, Vazgeçmiyoruz' diyoruz. Dayanağımız özgürlükçü ve katılımcı geleneğimizi açıklayan Boğaziçi Üniversitesi temel ilkeleridir" dedi.

Yeni rektörlük, YÖK ve bağlı olduğu siyaset anlayışının üniversitenin evrensel, çoğulcu ve demokratik ilkelerini geçersiz kılmayı hedeflediğini dikkat çeken Gambetti, "Bu hedefe uygun olarak muhalefeti ve her tür toplumsal meseleyi bir asayiş sorunu olarak tanımlayıp, güvenlikçi politikalar uygulamaktadır. Ortada bir asayiş sorunu yoktur. Üniversite bileşenlerinin, birlikte veya ayrı, Boğaziçi Üniversitesi'ne uygulanan politikaları eleştirme hakları anayasa ile güvence altına alınmıştır. Öğrencilerimiz topluma suçlu ve zanlı olarak gösterilmektedir. Bu şekilde Türkiye genelinde olduğu gibi Boğaziçi Üniversitesi'nde de zor ve baskıcı yöntemler meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır. Eleştiri ve protesto haktır. Bu haklarını kullanan öğrencilerimize yöneltilen suçlamaları kabul etmiyoruz. Öğrencilerimizin derhal serbest bırakılmasını ve yarın başlayan yeni öğrenim dönemine daha fazla vakit kaybetmeden başlamalarını talep ediyoruz" ifadelerini kullandı.

Açıklama sonrası Boğaziçi eylemlerine katıldığı gerekçesiyle ev hapsi verilen Hasan Doğan, Yunus Emre Karaca, Muhammed Hizmetçi, Aze Deniz Akşar ile Yıldız İdil Şen adliye önünde elektronik kelepçelerini çıkararak bu kadarı kınadı.

AKŞAR: ALIN KELEPÇENİZİ BAŞINIZA ÇALIN
Direnişe katıldığı gerekçesiyle ev hapsi alan Aze Deniz Akşar, eylemde söz aldı. Akşar, "Biz bu kelepçeleri tanımıyoruz. Ev hapsi kararları siyasidir, bu kararı tanımıyoruz. Alın kelepçenizi başınıza çalın. Bu kelepçeyi burada çıkararak tanımadığımı, size karşı mücadeleyi büyütmek için bütün mücadelelere omuz vermek için herkesi davet ediyorum. Faşizme karşı omuz omuza" dedi.

Açıklama, alkış ve sloganlarla devam ederken öğrenciler, tutuklu arkadaşlarını alana kadar alandan ayrılmayacaklarının da altını çizdi.