GÜNCEL
81. yılında Dersim katliamında yaşamını yitirenler anıldı
Dersim katliamının 81. yılı nedeniyle İstanbul, Dersim, İzmir, Van, Malatya ve İstanbul'da yapılan açıklamalarda katliam kınandı.
Dersim katliamının 81. yılı nedeniyle İstanbul, Dersim, İzmir, Van, Malatya ve İstanbul'da yapılan açıklamalarda katliam kınandı.
İSTANBUL
Avrupa Demokratik Dersim Birlikleri Federasyonu (ADEF) ve Dersim Dernekleri Federasyonu'nun (DEDEF), Dersim Tertelesi'nin yıldönümünde Galatasaray Meydanı'nda yapmak istediği anmanın Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından yasaklanmasının ardından Zaza-Der'e geçen ADEF ve DEDF üyeleri burada açıklama yaptı.
Burada konuşan DEDEF üyesi Kadir Koç, Beyoğlu Kaymakamlığı'nın yasak kararını kınadı. Koç, "Biz Tertelâ/Soykırıma maruz kalmış Dersimliler olarak demokratik, insani, hukuksal taleplerimiz için mücadele ediyoruz. 21. yüzyılda bu taleplere duyarsız kalan ve gündemine almayanlar durup düşünmelidirler. Türkiye Cumhuriyeti devleti ve hükümetleri Dersim Tertelâ'siyle bir an önce zaman kaybetmeden durup yüzleşmelidirler. Türkiye toplumu Dersim travmasından kurtulmalıdır" diye belirtti.
Dersim Tertelesi nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti devletinin katliama maruz kalan Dersimlilerden özür dilemesini isteyen Koç, taleplerini şöyle sıraladı:
"-Elâzığ'da 1937'de idam edilen Sey Rıza ve arkadaşlarının mezar yerleri açıklanmalıdır.
-Dersim'de toplu katliam yerlerinde ki kemiklere DNA testleri yapılmalıdır. Zorla evlatlık verilen kayıp kızlarımızın/çocuklarımızın listesi açıklanmalıdır.
-Dersim ismi iade edilmelidir.
-Dersim'de bir insanl!k müzesi kurulmalı ve 4 Mayıs Tertele Anma Günü olarak kabul edilmelidir.
-Dersim'de katliam yerierine anıtlar dikilmelidir.
-Dersimlilerin dili, inancı, yaşam tarz coğrafyası üzerindeki baskı ve asimilasyon politikasına son verilmelidir.
-İbret aiınması için Dersim-38 dramı ortaokuldan itibaren fakültelere kadar tüm okulların tarih kitaplarına konulmalıdır.
-Katliam ve sürgünlerden dolayı yok olma sürecine giren Kırmancki/Zazaca dilinin yaşaması için gerekli tedbirler alınmalıdır.
-Şu anda Dersim'de yapılmakta olan ve yapılması planlanan, amacı Dersimi sular altına gömmek olan baraj ve HES'lere ve çevreye zarar veren siyanürle altın aranmasına, güvensizlik yaratan 'kalekol'lara mevcut hükümet tarafından bir iyi niyet göstergesi olarak son verilmelidir."
VAN
4 Mayıs 1937 yılında alınan kararla başlatılan Dersim katliamının 81. yıl dönümü nedeniyle HDP ve DBP Van İl Örgütleri tarafından anma yapıldı. DBP ve HDP İl eşbaşkanları ve yöneticiler ile çok sayıda kişinin katıldığı anma DBP İl binası bahçesinde yapıldı. Seyid Rıza ve arkadaşları anısına dikilen çam ağacının etrafında toplanan kitle katliamda yaşamını yitiren Seyid Rıza, Alişer ve Zarife Hatun şahsında yaşamını yitirenler anısına saygı duruşunda bulundu. Saygı duruşunun ardından Seyid Rıza ve arkadaşları anısına dikilen çam ağacının etrafına mum yakılmasıyla anma son buldu.
MALATYA
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Malatya Şubesi de Dersim katliamının yıldönümünde katliamı kınayan basın toplantısı gerçekleştirdi. Dernek binasında gerçekleştirilen toplantıda konuşan PSAKD Yöneticisi Hatice Zengin "Bundan 81 yıl önce Dersim'in Piri Seyit Rıza ve arkadaşları hukuksuz ve göstermelik bir şekilde yargılanarak idam edildiler. Devlet büyükleri kıyım öncesi Dersim'i yalnızlaştırarak ve halkı Seyitlerden yoksun bırakarak, katliam ve soykırımı sürdürmeyi hedeflemiştir. Biz Aleviler olarak, devleti tarihle yüzleşmeye davet ediyoruz" dedi.
Alevi halkına yönelik asimilasyon politikasını lanetlediklerini ifade eden Zengin, "Katliamcı-inkarcı devlet geleneği ve günümüzdeki ardılları hem halkımızın hem de tüm insanlığın vicdanında ebediyen mahkûm kalacaklardır. İlk adım olarak; Seyit Rıza ve diğer şehitlerimizin mezar yerleri açıklanmalı, Cenazelerin Dersim'e nakline engel olunmamalı,. Gerçek bir yüzleşme ve adalet için dünyada ki diğer yüzleşme örnekleri esas alınmalı, halklarımızın özgürlükçü ve eşitlikçi ortak geleceğinin önünde ki tüm engeller kaldırılmalıdır. Adalet mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğimizi yineliyor, Seyit Rıza'nın şahsında 1937/38'de katledilen tüm canlarımızın anısı önünde saygıyla eğiliyoruz" şeklinde konuştu.
DERSİM
Demokratik Alevi Derneği (DAD), Dersim Soykırımının 81. yılı dolayısıyla DAD Dersim Şubesi'nde söyleşi düzenlendi. Çok sayıda kişinin katıldığı söyleşiye HDP MYK Üyesi Çilem Küçükkeleş, HDP PM Üyeleri Nesimi Aday, Ali Kenanoğlu konuşmacı olarak katıldı. Soykırımda yaşamını yitirenlerin anısına yapılan saygı duruşu ile başlayan söyleşinin açılış konuşmasını yapan DAD Genel Başkanı Dursun Demirtaş, yaşamını yitirenleri anarak, soykırımın devletin planlayarak yaptığını ifade etti.
HDP MYK Üyesi Çilem Küçükkeleş ise Dersim'de 81 yıl önce yapılan soykırımın bugün bölge illerinde sürdüğüne dikkat çekti. Küçükkeleş, "Bir 50 yıl sonra Sur, Cizre ve Nusaybin'de yaşananların nasıl bir katliam olduğunu anlatacağız. 2014'te alınan MGK kararıyla 1937 de alınan soykırım kararı arasında bir fark yoktur. Bir devlet oturup bir toplumu nasıl katledeceğini bire bir adım adım planlayıp yasal hale dönüştürmeye çalışılıyor. 2014 MGK kararı neydi: Ne kadar insanın öldürüleceği kararı alınmıştı. Geri kalan sürgün edilecek. Kentler toplumun başına inecek. Yeni baştan yeni merkezler inşa edilecek. O nedenle 2014 MGK kararı ile 4 Mayıs 1937 kararı arasında bir fark yok. O dönemlerde eşkıya var denilerek soykırım uygulandı. Şimdi de hendek var diyerek aynı uygulamalar yapılıyor. 1937-38 sözlü tarihte okuduk, şuan da yapılanları ise bire bir tanıklık ediyoruz" dedi.
İZMİR
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) ve İzmir Dersim Dernekleri anma etkinliği düzenledi. Anmaya HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan, HDP PM üyeleri, HDP ve DBP il ve ilçe yönetimi ve çok sayıda kişi katıldı.
Etkinlik Dersim katliamında yaşamını yitirenler adına yapılan saygı duruşu ile başladı. Açıklamayı Demokratik Alevi Dernekleri İzmir Şubesi Eşbaşkanı Hüseyin Ozan gerçekleştirdi. Soykırımın gerçekleştiği 1937 ve 38'de yaşananların açıklanmasının yasaklandığını, dezenformasyonla tarihi gerçeklerin saklandığını ifade etti. Dersim'de isyan söylemi ile soykırıma haklı gerekçeler yaratılmaya çalışıldığını belirten Hüseyin, soykırımın ardından göçertme, asimilasyon, tarihsel yaşam alanlarının tahribi ve dozu gittikçe arttırılan şiddetin bugün hala devam ettiğini ve toprakların insansızlaştırıldığını belirtti.
Anma miyaz (lokma) dağıtımının ardından sonra sona erdi.